"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/76 E., 2023/771 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/54 E., 2022/918 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin sürekli kendisine hakaretlerde bulunduğunu, ağır küfürler ettiğini, kendisini savunduğu zaman tarafına saldırdığını ve şiddetini artırdığını, erkek ve ailesinin eş ve ailesine telefonda rencide edici söylemlerde bulunduğunu, eş ve ailesine küfürlü ve tehdit içerir mesajlar gönderdiğini, evlilik birlikleri ortak hayatı sürdürmelerinin eşlerden beklenmeyecek derecede sarsıldığını ve erkeğin kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 3.000,00 TL maddî tazminata, cevaba cevap dilekçesi ile ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevî tazminata talep tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; kadının hamilelik döneminde annesinin kadını doldurduğunu, nişanlılık ve evlilik süreçlerinde maddî olarak erkeğin ailesinin yardımcı olmadığı gerekçesiyle evin huzurun bozduğunu, kadının annesinin müvekkilinin annesini arayarak evde tartışma çıkardığını, doğumdan sonra kadının annesinin 20 gün boyunca aile konutunda kaldığını ancak erkek ile konuşmadığını, 6 Ağustos tarihine hep birlikte Çorum'a döndüklerini, kayınvalidesinin valizlerini indirirken kayınvalidesinin erkeği kolundan ittirdiğini, eşini ailesinin yanına bırakarak Amasya'da tutulan evin boyasını, temizliğini yaptığını Diyarbakır'da bulunan eşyaları getirdiğini, eşyaları yerleştirdikten sonra yine eşine evine gelmesini söylediğini ancak kadının eve gelmeyi kabul etmediğini, çocuğuyla 1 gün geçirmek istemesine rağmen kadının polis merkezine giderek çocuğunu kaçırdığı iddiasıyla kötü niyetli davranarak şikayetçi olduğunu belirterek birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, şimdilik 100,00 TL ziynet eşyalarına karşılık olarak hükmedilmesine, erkek tarafından alınmış olan tüm eşyaların iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, ailesinin apartmanının önünde eşine ve ailesine sinkaf içerikli küfürler edip öldürmekle tehdit ettiği, kayınpederine silah çektiği, tanık olarak beyanı alınan Samet'e de eşi ve ailesi hakkında sinkaf içerikli sözler sarf ettiği, kadının ailesine "kızınız hiç bir işi beceremiyor alın götürün", "senin mal kızın yemek yapmayı bilmiyor, ev temizlemeyi bilmiyor, bundan bir bok olmaz", "bu kızla olmaz, gelin kızınızı götürün", "senin kızın bir çocuk dahi yapamıyor, ben kızından tiksiniyorum, gelin bunu alın", diyerek eşi hakkında hakaret ve aşağılama içerikli sözler sarf ettiği, eşine "beceriksiz, gerizekalı, sen ne biçim kızsın, bir çocuğu dahi tutamıyorsun, mal, gerizekalı" diyerek, yine eşinin yaptığı işlere müdahale edip "kızarak bir işi beceremiyorsun hala yapmadın mı" demek suretiyle hakaret ve aşağılama içerikli sözler sarf edip psikolojik şiddet uyguladığı, eşinin ailesine "kızınızı düzeltin, düzeltmezseniz ben artık şiddet uygulayacağım" diyerek tehdit ettiği, eşinin ailesine soğuk davrandığı, evlerine geldiklerinde hoş geldin demediği, konuşmadığı, "ne zaman gideceksiniz, neden geldiniz" demek suretiyle nahoş sözler sarf ederek eşlerin özen yükümlülüğüne uygun davranmadığı, müşterek konutlarından kovduğu, eşinin ailesine "siz ne salak ailesiniz, kızınızda sizin gibi salak diyerek" hakaret ettiği, kök ailesinin eşinin ailesini arayıp "bu kızdan bişey olmaz, kızınızı alın, biz oğlumuza gelin buluruz" gibi nahoş sözler sarf etmesine ve evlilik birlikteliklerine müdahale etmesine sessiz kaldığı, kadının ise eşine hakaret ettiği, eşinin ailesine hakaret ettiği, "ben sizin kızınız değilim" diyerek özensiz sözler söylediği, eşinin annesi hakkında hakaret ettiği, ortak çocuk doğmazdan evvel çocuk hakkında kötü temennilerde bulunduğu, eşinin ve ailesinin ortak çocuk Mete'yi görmesi hususunda anlayış göstermediği, eşinin kız kardeşine " gel sen abine karılık yap" gibi nahoş ve özensiz sözler sarf ettiği, eşinin ailesine "Allah belanızı versin" diyerek beddua ettiği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasının 24.06.2021 tarihine kadar aynen devamına, 24.06.2021 tarihinden 04.10.2022 tarihine kadar aylık 600,00 TL tedbir nafakası olarak devamına, 04.10.2022 tarihinden velâyete ilişkin karar kesinleşinceye kadar aylık 750,00 TL olarak devamına, kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 750,00 TL tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla her ay davalı- davacıdan alınarak velâyetin anneye verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kişisel ilişki süresi, lehine takdir edilen tazminatların miktarı, çocuk için takdir edilen nafakaların miktarları ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, kendi tazminat talebinin reddi ile velâyet yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin ise sair istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, nafakaların miktarı ve kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, erkek aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, kendi tazminat talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.