"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/569 E., 2023/1032 K.
DAVA TARİHİ : 24.08.2021
KARAR :Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/61 E., 2022/202 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, tasarrufun kısıtlanması isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; tarafların ayrı kaldığı süre zarfında davalının açtığı boşanma davasının Gebze 2. Aile mahkemesinin 2017/652 Esas, 2020/547 karar ve 24.11.2020 tarihli kararıyla reddedildiğini, 09.03.2021 tarihinde kesinleştiğini, bu davanın ardından erkeğin kadına olan agresif ve kötü davranışlarının şiddetini arttırdığını, kadına "sen boşanmazsan ben seni süründüreceğim, ben sevgilimle gezerken, onula yaşarken sen beni izleyeceksin" diyerek daha da rencide edici tavırlarına devam ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davranışlarda bulunduğunu, evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediğini, evin ortak eşyalarını dağıttığını, tehdit ve hakarette bulunduğunu, birçok kadınla ilişkisi olduğunu, sürekli telefonla ilgilenerek başkalarıyla mesajlaştığını, telefona şifre koyup eşinden gizlediğini, kadına maddi destek vermediğini, ailesinin birliğe müdahalesine sessiz kaldığını, çocuğuyla ilgilenmediğini ve alıkoyduğunu, kadının bir araya gelme çabasını engellediğini, kadının kıskançlığının, erkeğin güven sarsıcı davranışına tepki niteliğinde olduğunu, erkeğin açtığı davanın reddedilip kesinleştiğini, bu nedenle karşı davanın reddinin gerekteğini iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi kapsamında erkeğin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına, Mahkeme aksi kanaatte ise; boşanma sona erinceye kadar erkeğin tasarruflarının, kadının rızasına bağlı olmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın ileri sürmüş olduğu iddiaları kabul etmediklerini, iddiaların soyut beyandan ibaret olduğunu, kadının aşırı kıskanç olduğunu, erkeği yeğenleri ve kardeşlerinden dahi kıskandığını, psikolojik şiddet uyguladığını, eve gelen misafirlere hoşnutsuz davrandığını, ev işlerini dahi yapmadığını, erkeğin iş amaçlı kullandığı telefondaki kadınları arayıp uyararak erkeğin iş imajını kötü etkilediğini, erkeği aşağıladığını, küçük düşürdünüğü, erkeğe küfür ettiğini, erkeğin ortak çocukla görüşmesini engellediğini, eve gelip ziynet ve ortak eşyalar ile erkeğe ait parayı alarak evi terk ettiğini, kadının agresif ve anksiyetik yapısının olduğunu iddia ederek, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, erkek yararına 150.000,00TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin Gebze 2. Aile Mahkemesi'nin 2017/652 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, iş bu davanın reddedilerek 09.03.2021 tarihinde kesinleştiğini, önceki davada dayanılmayan yahut dayanılmasına rağmen ispatlanamayan vakıaların yeni açılan davada ileri sürülemeyeceğini, somut olayda toplanan delil ve dinlenen tanık beyanları, dosyaya sunulan belge ve dökümanlar ve tüm dosya kapsamı uyarınca; davalı-karşı davacı erkeğin, eşine ve ailesine sürekli hakaret ettiği, tehdit ettiği, evin maddi ihtiyaçlarını karşılamadığı, ortak çocuğun eğitimini olumsuz etkilediği; davacı-karşı davalı kadının ise, erkeğin ortak çocuk ile zaman geçirmesine engel olduğu kusurlarının sabit olduğu, erkeğin iş bu kusurlu eylemler neticesinde ağır, kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 850,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, ispat edilemediğinden davacı- karşı davalının tasarrufunun sınırlanması talebinin reddine, yasal koşulları oluşmadığından erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, her iki boşanma davası ile tasarruf yetkisinin sınırlanması talebi ile ilgili ayrı ayrı vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur yönünden yapılan değerlendirme ile karşı davanın kabulünün hatalı olduğunu, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları ile çocuk yararına takdir olunan iştirak nafakası miktarının az olduğunu, tasarruf yetkisinin kısıtlanması taleplerinin ayrı bir dava olmayıp, tedbir mahiyetinde istediklerini, gerekçe gösterilmeksizin reddine karar verilmesinin, ayrıca bu taleplerinin ayrı bir dava konusu olarak değerlendirilerek, red kararı neticesinde kadın aleyhine ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını belirterek, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve maddî- manevî tazminat miktarları, tasarruf yetkisinin kısıtlanması talebinin ayrı bir dava olarak kabul edilerek reddi ve bu davada aleyhe hükmedilen vekalet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı- karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve maddî-manevî tazminat miktarları, tasarruf yetkisinin sınırlanması talebinin ayrı bir dava olarak kabul edilerek reddi ve bu davada aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı- karşı davacı erkek tarafından açılan karşı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, karşı davanın kabulünün yasal şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına kabul edilen maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ile çocuk yararına kabul edilen iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, asıl davada tasarruf yetkisinin sınırlanması talebinin ayrı bir dava olarak değerlendirilmesinin ve kadın aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 199 uncu, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329 uncu maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı- karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı- karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminat miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
3.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.