Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4953 E. 2023/4279 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının azlığı nedeniyle Yargıtay'ın bozma kararına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen yeni nafak miktarının da yeterli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşulları ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince kadına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu ve bozma kararının amacına uygun olmadığı gerekçesiyle, kararın yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2059 E., 2023/275 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarından dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının manevî tazminat talebinin ve yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından davalı aleyhine Gaziosmanpaşa 1. Aile Mahkemesi'nin 2013/8 Esas Sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını ancak davanın reddedildiğini, ret ile sonuçlanan boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 3 yıla ... tarafların ortam yaşamı hiçbir şekilde tesis edemediklerini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların haksız ve kötü niyetli olup kabul edilmesinin mümkün olmadığını, evlilik birliğinin davacının kusurlu davranışları sebebi ile uzun yıllardır çekilmez bir hale geldiğini, erkeğin müvekkilini iki kez aldattığını, müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, gayrimeşru ilişkisine rıza göstermesini ikna etmeye çalıştığını, bu olaylardan sonra erkeğin evi terk ettiğini, yaklaşık altı yıldır sevgilisi ile ayrı bir konutta evli gibi yaşadığını belirterek erkeğin boşanma davasının ve tüm taleplerinin reddine, karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl üretici fiyat endeksi (ÜFE) oranında arttırılmasına, kadın yararına 300.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2019 tarihli ve 2017/774 Esas, 2019/466 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında daha önce yargılaması yapılan Gaziosmanpaşa 1.Aile Mahkemesi dosyasında boşanma talebininin reddine verildiği ve ret kararının 09.09.2014 tarihinde kesinleştiği, tarafların davanın reddinden sonra bir araya gelmedikleri ve fiilen ayrı yaşadıkları anlaşılmakla 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının koşulları oluştuğundan erkeğin boşanma davasının kabulüne, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları dönemde davacının E. T. isimli bayan ile birlikte yaşamaya başladığı ve aynı odada karı koca gibi kaldıkları, bu duruma özellikle tarafların çocuklarının şahit olduğu, birlikte yaşamanın dava açılması süresinde de devam ettiği anlaşılmakla erkeğin başka bir kadın ile birlikte yaşamasının zinanın ispatı için yeterli olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince zina nedeniyle boşanma talebinin kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının 4721 Sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanma talebine ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve her yıl ÜFE oranında arttırılmak kaydı ile aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın için tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında bir defaya mahsus olmak üzere 9.500,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı erkek vekili kusur tespiti, kadının zinaya dayalı kabul edilen davası ve fer'îleri yönünden; kadın vekili ise; erkeğin kabul edilen davası, vekâlet ücreti, toptan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.06.2021 tarihli ve 2019/1588 Esas, 2021/1022 Karar sayılı kararıyla; kadın lehine 9.500,00 TL toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de toptan yoksulluk nafakasına hükmedilme nedeni açıklanmadığı gibi 9.500,00 TL gibi bir miktara ne şekilde ulaşıldığının da açıklanmamasının doğru olmadığı, kusur derecesi ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkelerine göre kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın da az olduğu gerekçesiyle, erkeğin; kadının zina nedeniyle kabul edilen davası ile maddî, manevî tazminat, tedbir, yoksulluk nafakası yönlerinden, kadının ise; erkeğin kabul edilen davası ve vekâlet ücretine yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, kadının toptan yoksulluk nafakasına, maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 20.12.2021 tarihli ve 2021/8777 Esas, 2021/9706 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesince; kadın tarafından, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesi, tedbir ve iştirak nafakaları yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulduğu gözetilmeksizin, hükmü sadece istinaf edilen diğer yönlerden inceleyerek karar verilmesinin doğru olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak işin, İlk Derece Mahkemesi hükmünü; tüm istinaf nedenlerini dikkate alarak inceleyip karar vermekten ibaret olduğu halde bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin 11.05.2022 tarihli ve 2022/203 Esas, 2022/853 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece kadın lehine 9.500,00 TL topton yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de yoksulluk nafakasına hükmedilme nedeni açıklanmadığı gibi 9.500,00 TL gibi bir miktara ne şekilde ulaşıldığının da açıklanmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesinin de doğru olmadığı, kusur derecesi ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkelerine göre kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle, erkeğin; kadının zina nedeniyle kabul edilen davası ile maddî, manevî tazminat, tedbir, yoksulluk nafakası yönlerinden, kadının ise; erkeğin kabul edilen davası ve vekâlet ücreti ile ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, kadının kendisi için tedbir nafakasına hükmedilmemesine, toptan yoksulluk nafakasına ve maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve her yıl ÜFE oranında arttırılmak kaydı ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

2.Dairenin 24.10.2022 tarihli, 2022/8844 Esas, 2022/8445 Karar sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen manevî tazminatın ve tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alındığında kadın yararına 40.000,00 TL manevî tazminata, yine kadın yararına aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artışına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; erkeğin kusurlu kabul edilerek kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen miktarların fahiş olduğunu, müvekkilinin sağlık durumu ve maluliyet durumunu gösteren belgelerin incelenmediğini, resen araştırılması gereken hususların araştırılmadığını, kalp rahatsızlığı nedeniyle %100 engelli olduğunu, nafakaya artış uygulanmasının doğru olmadığını ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; günümüz ekonomik koşulları, erkeğin kusuru, ailesine yaşattıkları düşünüldüğünde hükmedilen nafaka ve tazminatların yetersiz olduğunu, erkeğin gelirinin ortalamanın üzerinde olduğunu ileri sürerek; nafakaların ve tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile manevî tazminat miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamının amacına uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncümaddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davacı -karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı -karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı -karşı davacı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası az olup bozmanın amacına uygun bulunmamıştır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının miktarı yönünden davalı -karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davacı -karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı -karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Kemal'e yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran Sebile'ye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.