Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4979 E. 2024/3970 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin kusur oranı, boşanma kararı, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tanık beyanları ve tarafların ekonomik durumları değerlendirilerek, erkeğin tam kusurlu olduğuna ve boşanmaya karar verilmesinin yerinde olduğuna, kadının yoksulluk nafakası talebinin örtülü de olsa var sayılabileceğine, nafaka ve tazminat miktarlarının da uygun olduğuna kanaat getirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1110 E., 2022/2053 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/155 E., 2020/252 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesi ile; erkeğin duygusal ve ekonomik şiddet uyguladığını, çocuklarına ve kendisine hakaret ettiğini, onları tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, çocuklarının okumasını, kendisinin çalışmasını engellediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını, iş bulduğu kurumlarla konuşup çalışmasını engellediğini, erkeğin çalıştığı kurumları dolandırdığını, para kazandığında eve gelmeyerek kadın arkadaşı ile harcadığını, telefonunda diğer bayanla bir fotoğrafını da yakaladığını, erkeğin borçlandığını, bu borçları haciz tehdidi nedeniyle kendi ailesinin ödediğini, mallarını kaçırdığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, davacı için nafaka ile 5.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek bizzat sunduğu cevap dilekçesinde; davayı kabul etmediğini, boşanmak istemediğini, arkadaşları ile yemek yerken arkadaşının kızının fotoğraf çektiğini, eşinin bu fotoğrafı görerek boşanma davası açtığını, huzursuzluk çıkmasını istemediği için 1 yıl Kütahya'da kaldığını, çocuklarının masraflarını karşıladığını, tanık olarak çocukları ile ... ve ...'yı dinletmek istediğini bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin şiddet eylemi olduğu, bayanlarla ismi anıldığı, kadın ile ilgilenmediği, olumsuz konuştuğu, aile sorumluluğunu yerine getirmediği, kusurlu olduğu, aile birliğinin temelinden sarsıldığı, birliğin devamında belirlenen menfaat kalmadığı, kadının boşanma nedeni ile yoksulluğa düşeceği, çalışmadığı, geliri olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 700,00 TL'ye çıkarılarak kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kesinleşmeden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamı ile 4.500,00 TL maddî tazminat ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; katılma yolu ile nafaka ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek istinaf dilekçesinde; kadının kusurlu olduğunu, kadının iddialarını ispatlayamadığını, şiddete dair rapor olmadığını, kadının yoksulluk nafakası talebi olmadığı halde nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ortak tanıklarının dinlenmeden karar verildiğini, delil listesinde yer almayan ortak çocuklar dinlenerek karar veridliğini ileri sürerek kusur belirlemesi, davanın kabulü, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada dilekçelerin teatisi usulüne uygun olarak gerçekleştirilmemiş ise de erkek tarafından bu durumun istinafa açıkça getirilmediği, bildirdiği tanıklardan ... ve ... birden çok kez çıkartılan ihzara rağmen hazır edilemediği, erkeğin de tanık olarak gösterdiği çocuklarının dinlendiği, tanık anlatımları ve dosya kapsamına göre erkeğin tam kusuru nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olduğu, kadının dilekçesinde tedbir nafakasının davadan sonra iştirak nafakası olarak devamını talep ettiği, 04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara; ileri sürülen olayları hukuken nitelemek, uygulanacak Kanun hükümlerini tespit etmek ve uygulamak görevi hakime ait olduğu, Nitekim 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 33 üncü maddesinde hâkimin, Türk Hukuku'nu resen uygulayacağı belirtildiği, bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görev olduğu, Mahkemenin kadının bu talebini ortak çocukların ergin olması ve kendisi için istemiş olduğu tedbir nafakasının devamını talep etmiş olmakla yoksulluk nafakası olarak değerlendirmesinin doğru olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusursuz olması, boşanmayla yoksulluğa düşeceği sabit olmakla yoksulluk nafakasına ve maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu, nafaka ve tazminat miktarlarının da tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının ve nafaka miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; yargılama sürecinin dilekçeler teatisi usulüne uygun olarak gerçekleştirilmediği, kadının tanık listesinde yer alamayan tanıkların dinlenmesinin doğru olmadığı, yalnızca beyana dayalı, soyut ve asılsız iddialara itibarla kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığını, kadının kusurlu olduğunu, kadının yoksulluk nafakası talep etmediği halde lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ağır kusurlu kadın için tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gibi ve miktarının da yüksek olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, davanın kabulü, nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, eksik inceleme bulunup bulunmadığı, davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'a yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.