"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2248 E., 2023/278 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/489 E., 2019/718 K.
Taraflar arasındaki kadının açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı ve zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince zina hukuki sebebine dayalı açılan davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Davacı vekilince tavzih talebinde bulunulmuş ve davacı kadın vekilinin tavzih talebi Bölge Adliye Mahkemesi 25.04.2023 tarihli kararı ile maddi hataya yönelik tashih talebinin kabulüne karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi asıl ve 25.04.2023 tarihli tashih kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin 2005 yılında davalının müvekkiline karşı soğuk ve ilgisiz davrandığını, müvekkilini ... isimli bir kadınla aldattığını, müvekkilinin yaşadığı psikolojik çöküş ve üzüntü nedeniyle kendisine meme kanseri teşhisi konulduğunu, müvekkilinin tedavi esnasında erkeğin maddi olarak katkıda bulunmadığını, bir kez bile hastaneye gitmediğini, yanında bulunmadığını, bu süreçte erkeğin müşterek ikametgahı terk ettiğini, müvekkilinin dört yıl boyunca kendi imkanları ile hem hastalıkla mücadele ettiğini hem de geçim sıkıntısı yaşadığını, 2011 yılında davalının müvekkiline hediyeler alarak özürler dileyerek ve geleceğe dair vaatler vererek eve geri döndüğünü, müvekkilinin toplum baskısını göz önünde bulundurarak boşanmadığını fakat davalının hiçbir ders almadığını, müvekkiline 2015 yılında yeniden kanser teşhisi konulduğunu, erkeğin yine vefasız davrandığını, müvekkilinin yine yanında olmadığını, tedavisinde maddî ve manevî destek olmadığını,erkeğin ev içerisinde sessiz sessiz telefon görüşmeleri yaptığını, 10.06.2018 tarihinde müvekkilinin erkeğin telefon kayıtlarına baktığını, erkeğin yeniden ... isimli kişi ile görüşmeye başladığını fark ettiğini, müvekkilinin eşini takip ettiğini, kendisini aldattığı kişinin ev adresini tespit ettiğini, davalıyı bu kişinin evine girip çıkarken gördüğünü, dava dışı kadının davalıyı etrafına eşi olarak tanıttığını tespit ettiğini, davalının birliktelik yaşadığı kadının da Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi nin 200/319 esas sayılı dosyasında davalı ile ilişkisi nedeniyle boşandığını, müvekkilinin tekrar aldatıldığını, erkeğin müvekkiline kötü davrandığını, müvekkilinin telefonlarına dahi cevap vermediğini, erkeğin ve ... isimli kişinin telefon kaydının celbini talep ettiklerini, erkeğin aynı evde ayrı odada kaldığını bildirerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve zina hukuki nedenlerine dayanılarak tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 8.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın için yasal faiziyle birlikte 300.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili 26.11.2018 tarihli cevap süresi geçtikten sonra verdiği dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile aynı evde bir arada yaşadıklarını, müvekkilinin bugüne kadar evinin bakım ve iaşesini yerine getirdiğini, çocuklarını okuttuğunu, meslek sahibi yaptığını, üzerine gayrimenkuller yaptığını, müvekkilinin davacının ailesinin evinde oturduğunu, evi büyütüp eklemeler yaptığını, herhangi bir karşılık beklemediğini, davacının ise bugüne kadar devamlı anneme veriyorum diyerek müvekkilinden kira aldığını, 2006 yılında davacının kanser teşhisi ile tedavisinde müvekkilinin elinden gelen desteği yaptığını, bütün masraflarını karşıladığını, müvekkilinin hastane masraflarını davacıya verdiğini, 2007 yılında bir dedikodu yüzünden davacının müvekkilinin evi terk etmesini istediğini, müvekkilini evden kovduğunu, 2011 yılında davacının isteği ve çocuklarının ısrarı ile müvekkilinin davacı ile barıştığını ve eve döndüğünü, ortak çocukların müvekkilinin yanında çalıştıklarını ve geçimlerini müvekkilinin sağladığını, müvekkilinin başka bir kadınla ilişkisinin olmadığını, ortak hayatın çekilmez hale geldiğini, bu nedenlerle davacının tazminat ve nafaka taleplerinin yerinde olmadığını, mal varlığı olarak davacının müvekkilinin üstünde olduğunu, müvekkilinin 10-20 yıl önce kazancından elde ettiği gayrimenkulleri davacının ve çocuklarının üstüne yaptığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin daha önce ... isimli bir kişi ile birliktelik yaşadığı, kadının erkek ile 2011 yılında barıştığı, tekrar biraya geldikleri, davalının gizlice telefon görüşmesi yapmasından şüphelenen kadının erkeğin telefon kayıtlarını karıştırdığı, erkeğin ... isimli kişi ile görüştüğünü tespit ettiği, tanıklardan İncilay ile erkeğin birlikte olduğu kişinin evini araştırdıkları, erkeğin bu kişinin eşi olarak tanındığını tespit ettikleri, tanık İncilay ın bu hususlarda tanıklık ettiği, tanıklardan tarafların ortak çocuğu ...'ın erkeğin annesi olan kadının en son geçirdiği ameliyatta maddi destekte bulunduğunu beyan ettiği, babasının kendisine aldatma olayı ile ilgili olarak ''aynı hatayı yaptım'' dediğini beyan ettiği, tanıklardan ...'in beyanında erkeği 2016 yılında ... isimli kişi ile baş başa yemekte gördüğünü beyan ettiği, celp edilen telefon kayıtlarından erkeğin dava tarihinden geriye doğru son 1 yıllık dönem içinde ... isimli kişi adına kayıtlı ....23 nolu telefon ile sık görüşme kayıtlarının olduğu anlaşılmış böylece erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu gerekçesiyle kadının zina hukuki sebebine dayalı açılan davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile 40.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; verilen tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olmadığını, yoksulluk nafakası konusunda karar verilmediğini ileri sürerek tazminatların miktarları ile hükmedilmeyen yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf sebepleri olarak; tanıkların gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, davacının sayısız gayrimenkulü olduğunu, aynı evde yaşadıklarını kanıtlandığını belirterek kusur belirlemesi, kabul edilen dava ve fer'ileri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen asıl kararı ile; erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğuna dair kusur tespitinin yerinde ve maddi gerçeğe uygun olduğu, tarafların boşanma davası sürecinde aynı evde yaşamışlarsa da tanık beyanları ile ortak yaşamın yeniden kurulmadığı, ayrı odalarda kaldıklarının sabit olduğu, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi usul ve kanuna uygun olduğu, kadın eş yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi ve miktarının yerinde olduğu, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmediği, kadın eşin de düzenli ve yeterli gelire sahip olduğu boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmesi, en azından eşinin desteğinden mahrum kalacak olması, boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık bulunmamakta ise de hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı az olduğu gibi ayrıca tazminat talebi yönünden yasal faiz talebinde bulunulmuş olmasına rağmen bu hususta karar verilmemiş olmasının da yerinde olmadığı gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun yoksulluk nafakasın hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesi ve tazminatlar yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın için yasal faiziyle birlikte 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen tashih kararı ile; davacı vekilince Bölge Adliye Mahkemesince verilen 16.02.2023 tarihli kararın karar kısmının 1. bendinin b. Maddesi ile davacı kadın lehine hükmedilen tazminatların davacıdan alınarak davalıya verilmesine yazıldığı, davalıdan alınarak davacıya yazılması gerekirken sehven hatalı olarak yazıldığı gerekçesi ile talebin kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl ve tashih kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, kabul edilen dava ve fer'îleri yönlerinden ve tashih kararının da temyizden sonra olduğunu ileri sürerek kararların bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar ve tashih kararı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)304 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.