Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5022 E. 2024/3597 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların kusur durumları değerlendirilerek, davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğunun anlaşılması ve davacı kadının kusur belirlemesi yönünden istinaf yoluna başvurmamış olması gözetilerek, yerel mahkemenin boşanmaya, velayet, nafaka ve tazminata hükmeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/144 E., 2023/337 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1147 E., 2021/1195 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 20.09.2020 tarihinde yaşadıkları tartışma sonrasında davalı erkeğin davacı kadına şiddet uyguladığını, eve kilitlediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, davacı kadının elinden para aldığını, davalı erkeğin davacı kadına defalarca şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 20.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek davaya süresinde cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tanık beyanları ve tüm dosya içeriğine göre evlilik birliği devam ederken davalı kocanın davacı eşini darp ettiği, "sen kimlerle geziyorsun" diye eşine hakaretler ettiği, evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, bununla birlikte davacıya izafe edilecek herhangi bir kusurun ispatlanamadığı, davalının eylem ve söylemleri ile evlilik birliğinin devam etmeyecek nitelikte temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında kişi ya da kamu yararının kalmadığı, bunda davalının tam kusurlu davacının ise kusursuz olduğu, bu şartlar altında davacıdan evlilik birliğini devam ettirmesinin beklenemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, anne sevgi ve bakımına muhtaç oluşu ve dosyada mevcut sir raporu gözönüne alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 400,00 TL iştirak nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra davalıdan alınarak velâyeten davacı anneye verilmesine, boşanmayla birlikte davacı kadının ekonomik sıkıntıya düşecek oluşu, ihtiyaçları ve davalının ödeme gücü gözönüne alınarak aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra davalıdan alınarak davacıya verilmesine, boşanmayla birlikte davacı kadının boşanmış olduğu eşinin ekonomik desteğinden yoksun kalacak oluşu, yeni bir hayat kurmakta çekeceği zorluk ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya gerekçe davalının eylem ve söylemleri davacı açısından manevî saldırı olduğu gerekçesi ile 7.000,00 TL maddî, 7.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı erkek vekili, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, velâyet ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili, nafaka ve tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğin "sen kimlerle geziyorsun" diye kadına hakaretler ettiği kabul edilmiş ise de, tanık ...'ın bu yöndeki beyanının ne zaman söylendiğinin belli olmadığı gibi erkeğin cezaevindeyken kadına telefonda bu sözleri söylediği, sonrasında erkeğin cezaevinde çıktıktan sonra bir müddet daha bir arada yaşadıkları, evliliklerini devam ettirdikleri, buna göre kadının erkeğin bu kusurunu affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılması gerektiği, yine davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları yanında erkeğin kadına küfür ettiği, bu kusurun gerekçeye eklenmesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda yine de davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, açılan boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi, evlilik birliğinin sarsılmasında sonucu itibari ile davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, Uyap üzerinden alınan SGK hizmet kaydına göre davacı kadının işe giriş çıkışlarının olduğu, en son 07.02.2022 tarihinde girdiği işte çalışmasının aralıksız devam ettiği, 2023 yılı ocak ayı maaşının 7.339,20 + 2.668,80 TL olduğu, davalı erkeğin de işe giriş çıkışlarının olduğu, en son 03.08.2022 tarihinde işten çıkışının olduğu (SGK kod 3), Uyap üzerinden alınan tapu kayıtlarına göre tarafların üzerlerine kayıtlı herhangi bir taşınmazın bulunmadığı, toplanan delillerle boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmasa da düzenli bir çalışması ve geliri olan kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi şartları oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile davacı kadının kusur belirlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarlarına yönelik, davalı erkeğin kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kusurun düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının iştirak nafakasına ilişkin 4.bendinin, yoksulluk nafakasına ilişkin 6. bendinin, maddî ve manevî tazminata ilişkin 7.ve 8.bentlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurularak çocuk yararına dava tarihinden Daire karar tarihine kadar aylık 400,00 TL, karar tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbr nafakası takdiri ile davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, çocuk yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL iştirak nafakası takdiri ile davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 20.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili; boşanmanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, velâyet, nafakalar ve miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili katılma yoluyla; yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin uygun olup olmadığı ve kadının yoksulluk nafakasının reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davacı kadının kusur belirlemesi yönünden istinaf yoluna başvurmadığı ve davalı erkeğe Bölge Adliye Mahkemesince yüklenen küfür ettiği kusurunun soyut olduğu, bu nedenlerle bu kusurun davalı erkeğe yüklenmesinin hatalı olduğu ancak yine de boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusuru olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.