Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5025 E. 2024/3750 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmesi üzerine yapılan istinafta, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, taraflar arasında yaşanan olaylar ve sunulan deliller değerlendirilerek, kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi ve erkeği aşağılayıcı davranışlarda bulunması nedeniyle erkeğe göre daha kusurlu olduğuna, bu nedenle erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğine ve ilk derece mahkemesinin hatalı kusur belirlemesine dayalı kararının kaldırılmasına karar vermiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise, dosyadaki tüm deliller ve tarafların kusur durumları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/42 E., 2023/1009 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/823 E., 2021/443 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer''îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı karşı davacı erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince, kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakalar, taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı- karşı davalı kadın vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı-karşı davalı kadın vekilinin reddedilen yön dışında temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor düzenlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline ve çocuklara hakaret ettiğini, tokat attığını, agresif bir yapıya sahip olduğunu, geceleri geç saatte eve geldiğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuklar yararına aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava istemiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, kadının agresif, kıskanç ve saygısız olduğunu, müvekkilinin son derece sakin uzlaşmacı bir yapıya sahip olduğunu, ailesi için gece gündüz çalıştığını, kadının ortak çocukları babasına düşman ettiğini, kahvaltı hazırlamadığını, müvekkiline "annenin çıktığı yere gir" dediğini, müvekkilinin ailesini ortak konuta sokmadığını, sadakat yükümlülüğünü ağır şekilde ihlal ettiğini "paraları dostumla kırığımla yedim sana hesap mı vereceğim seni sevmiyorum evlilik bitti" diye bağırdığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddsinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, başka bir erkekle birliktelik yaşayarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadının üçüncü şahıslar yanında eşinden bahsederek 'benim öküz geldi' şeklinde konuştuğu, eşine yönelik ' senin ağzına s...' dediği, erkeğin ise kadına fiziksel şiddet uyguladığı, eşine 'gerizekalı,aptal,safsın' diye hakaret ettiği, üçüncü şahısların yanında 'kapa çeneni, sen kimsin' diye küçümsediği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, ortak çocukların fiili ayrılıktan bu yana anne ile bilikte yaşadıkları, anne ile birlikte yaşamak istediklerini beyan ettikleri, kadının bulunduğu ortamda çocukların fiziksel ve psiko-sosyal gelişimlerini olumsuz yönde etkileyecek durumun olmayışı nazara alınarak çocukların velâyetlerinin anneye verildiği, velâyeti anneye verilen çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği, kadının market işlettiği, aylık 3000-3500 TL gelir elde ettiği, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği nazara alınarak kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 200,00'er TL tedbir ve 300,00'er TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar mahkemece erkeğe fiziksel şiddet eylemi kusur olarak yüklenmiş ise de; tanık ifadelerinde geçen bir kısım şiddet olayının eski tarihli olup bu olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, tarafların birlikte yaşamaya devam etmekle birbirlerinin kusurlu davranışlarını affettikleri, en azından hoşgörüyle karşıladıklarının kabulü gerektiği, bu itibarla erkeğe söz konusu eylemlerin kusur olarak yüklenmesinın doğru olmadığı, taraflar arasında yaşanan son fiziksel şiddet iddiasına ilişkin yapılan değerlendirmeye gelince; her ne kadar kadın tanığı ..., ifadesinde kardeşinin vücudunda darptan kaynaklı izler olduğunu beyan etmiş ise de, bu eyleme ilişkin Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/29389 Soruşturma numarası ile yürütülen hazırlık soruşturması sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, söz konusu soruşturma evrakları içerisinde bulunan doktor raporunda, kadında darp ve cebir izine rastlanmadığının belirtildiği, son fiziksel şiddet olayına ilişkin kamu görevlisi hekim tarafından düzenlenen doktor raporu dikkate alındığında kadının kardeşi olan tanık Sinan'ın fiziksel şiddete ilişkin beyanına itibar edilemeyeceği, bu durumda, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının kanıtlanamadığı, mahkemece erkeğe yüklenen sair kusurlu eylemlerin ise gerçekleştiği, gerçekleşen bu durumda; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda sadakat yükümlülüğünü ihlal eden, erkeği üçüncü kişilerin yanında aşağılayan ve erkeğe küfür eden kadının, eşine hakaret edip onu aşağılayan erkeğe göre daha ziyade kusurlu olduğu, mahkemece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin az kusurlu, kadının ise ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı kusur tespiti ile tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve hatalı kusur tespitine bağlı olarak erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine hükmedilmesinin doğru olmadığı, gerekçeli kararın kusur tespitine dair kısmının yukarıda açıklandığı şekilde değiştirilmesine, mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden haleldar olan ve ayrıca boşanmaya sebebiyet veren olaylar sonucu kişilik hakları ve menfaatleri saldırıya uğrayan erkek lehine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi ile fiillerin ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verildiği gerekçesi ile davalı karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, gerekçenin değiştirilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, erkek yararına 30.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata, erkek vekilinin sair, kadın vekilinin tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar için maddî ve manevî tazminata, kadın yararına nafakaya hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına hükmedilen tazminatların dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri,, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.