"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/300 E., 2023/451 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/159 E., 2021/780 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkilini aşağıladığını, tehdit etiğini, evden kovduğunu, müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, kimi zaman para vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin arkadaşı olan Berna ile birlikteliğinin olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava istemiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, tarafların ikinci evlilikleri olduğunu, müvekkilinin ilk evliliğinden iki kızının olduğunu, velâyetlerinin müvekkilinde olduğunu, müvekkili ile birlikte yaşadıklarını, kadının cinsel birliktelikten kaçındığını, müvekkilinin kızlarına kötü davrandığını, kızı ...'ün davacı karşı davalı kadının kötü davranmalarına dayanamayıp evi terk ettiğini, kadının sudan sebeplerle kavga çıkardığını, 11 kez evi terk ettiğini, sinirlenince bağırmayı alışkanlık haline getirdiğini, kendisini yerden yere attığını, müvekkiline küfür ettiğini iddia ederek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadını başka bir kadın ile aldattığı, kadını kanama ve morluklara yol açacak, hastanelik olacak şekilde de darp ettiği, darp sonrası kadında ağrıların devam ettiği ilerleyen günlerde darba bağlı kanamalar gerçekleştiği, başkalarının yanında hakaret etmek ve aşağılamak suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğe kusur olarak yüklenen eylemlerin kadına yönelik pek kötü muamele niteliğinde olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesinde düzenlenen özel boşanma sebebinin şartları oluştuğu, kadının ise erkeğin ilk evliliğinden olma çocuklarına kötü davrandığı, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu hali ile evlilik birliğinin temelden sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu, kadının ise hafif kusurlu olduğu, evliliğin devamında taraflar için korunması gereken bir fayda kalmadığı asıl davanın pek kötü muamele sebebi ile, karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabul edildiği, sosyal inceleme raporu ve ortak çocuğun anne yanında kurulu düzene alışması, annenin çocuklara bakımı ile ilgilenebilecek yeterli düzene sahip olması göz önünde bulundurularak çocuğun velâyetinin anneye verildiği, annenin ekonomik gücü çocuğun ihtiyaçları ve babanın sosyal ekonomik durumu gözetilerek ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası takdir edildiği, kadının asgari ücret ile çalıştığı, bu şekilde almış olduğu ücretin kişiyi yoksulluktan kurtaramayacağı ve erkeğin maddî gücünün de dikkate alınarak kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edildiği, kadının boşanmaya yol açan olaylarda hafif kusurlu oluşu, erkeği ağır kusurlu davranışları gözetilerek, tarafların gelir durumları, eylemlerin niteliği, hakkaniyet ilkesi gözetilerk kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedildiği, erkeğin kusur durumu dikkate alınarak manevî tazminat talebinin reddine karar verildiği gerekçesi ile asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi, karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar ile birlikte aylık 700,00 TL'ye çıkartılmasına hüküm kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar ile birlikte aylık 750,00 TL'ye çıkartılmasına hüküm kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakasının az olduğu, kadının sürekli ve düzenli olarak asgari ücreti aşan seviyede gelir elde ettiği, bir işte çalıştığı, kadın yararına yoksulluk nafakasının şartlarının oluşmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın da az olduğu, hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, ortak çocuk yararına dava tarihinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine kadar aylık 300,00 TL, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden, Daire'nin karar tarihine kadar aylık 700,00 TL, Daire karar tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir ve aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata, taraf vekillerinin sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı kadın yararına tazminata hükmedilmesi, ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesi, koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile erkek yararına manevî tazminata, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.