Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5028 E. 2024/3753 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadının yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının düzenli ve sosyal güvencesi olan bir işte çalıştığı ve tarafların gelir düzeylerinin birbirine yakın olduğu gözetilerek, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1839 E., 2023/16 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 19. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/398 E., 2021/686 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, birliğin temelinden sarsılmasında kadının kusurlu olduğunu belirterek, boşanma davasının reddine karar verilmesini, aksi durumda velâyetin babaya verilmesini, müvekkili yararına 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 07.03.2018 tarihli ve 2015/572 Esas, 2018/145 Karar sayılı ilamı ile; boşanmaya neden olaylarda; evliliğin birinci yılından sonra evlerini ayıracağını sözünü vaad eden ancak dört yıl ortak evi ayırmayan, davacıyı birden çok kez darp eden, sırtında, boynunda morlukların oluşmasına neden olan, davacının ailesini bir den çok kez arayarak "dengesiz, deli kızınızı başıma saldınız, gelin alın, bunun sonu cinayete gider diyerek argo küfürler eden, davacıyı evden kovan, kovma esnasında geldiğimde bu evde seni görürsem öldürürüm diyen, davacının ailesine ''cinnet geçirip hepinizi temizleyeceğim erkeksen Tophaneye gel bekliyorum'' diyerek tehdit sözleri sarfeden davalının, eşine ve kayınvalidesine herhangi birşey söylemeden evden giden, akşam saatlerinde eve dönen, çocuğuna terbiye vermek amacıyla çocuğunun ağzını bantlayan, sinirli olduğu zamanlarda bağırıp çağıran, yaşanan bir tartışma sırasında namusum gitti diye bağırarak bir ayağını camdan dışarı çıkaran, eşinden lüks almasını, evin hesabını kendisine teslim etmesini, evin tapusunun kendi üzerine yapılmasını isteyen, niye evden çıkıyorsun eve gel neden bilgisayar başına geçiyorsun diyerek davalıyı sürekli sıkboğaz eden, evi birçok defa terkeden babasının evine giden davacıya nazaran daha ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur oranları, hakkaniyet ilkesi gözetilerek, çalışmayan ve düzenli bir geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın için dava tarihinden geçerli olmak tedbir ve yoksulluk nafakası ile velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararın tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile davanın 4721 sayılı Kanun'un sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 14.12.2020 tarih ve 2018/2292 Esas, 2020/1401 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğin cevap dilekçesindeki maddî ve manevî tazminat talepleri ile ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadan yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesi ile sair istinaf talepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına birden çok kez fiziksel şiddet uyguladığı, sırtında, boynunda morluklar oluşmasına neden olduğu, davacının ailesini birden çok kez arayarak "dengesiz, deli kızınızı başıma saldınız, gelin alın, bunun sonu cinayete gider" diyerek hakaret ve tehdit ettiği, davacıyı evden kovduğu, "geldiğimde bu evde seni görürsem öldürürüm" dediği, davacının ailesine ''cinnet geçirip hepinizi temizleyeceğim' diyerek tehdit sözleri sarf ettiği, kadının ise zaman zaman ailesine haber vermeden evden gidip akşam saatlerinde eve döndüğü, eşinden lüks taleplerde bulunduğu, davalının ailesine hakaret ettiği, zaman zaman ortak konutu terk ederek ailesinin yanına gittiği, tarafların belirlenen bu kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, devamında korunmaya muhtaç bir yarar kalmadığı, evliliğin sona ermesinde davalının ağır kusurlu, davacının az kusurlu olduğu, tarafların ortak çocuğu nun menfaati, tarafların kabulü dikkate alınarak, velâyetinin babaya verilmesine, davacı anne ile arasında yatılı şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, yargılama sırasında geçici velâyetin annede olması, karar ile birlikte velâyetin babaya verilmesi nedeni ile ortak çocuğun ihtiyaçları için davacı anneye verilmek üzere takdir edilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarı ile kaldırılmasına karar verildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur oranları gözetilerek, çalışmayan ve düzenli bir geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL olarak taktir edilen tedbir nafakasının karar tarihine kadar devamına, karar tarihi itibari ile aylık 350,00 TL'ye yükseltilmesine, bu tutarın karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiği,mdavacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile davanın 4721 sayılı Kanun'un sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile kaldırılmasına, kadın yararına takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 350,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda fiziksel şiddet uygulayan, hakaret ve tehdit eden, evden kovan, ölümle tehdit eden erkeğin ağır kusurlu, eve geç saatlarde gelen, lüks taleplerde bulunan, ortak konutu zaman zaman terk ederek ailesinin yanına giden kadının az kusurlu olduğu, kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığı için kusura esas vakıalar ve az kusurlu olduğu kadın yönünden kesinleştiği, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ile koşulları oluştuğu için az kusurlu kadın yararına maddî ve manevî tazminata ve tedbir nafakasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gibi miktarlarının da kadın tarafından istinafa getirilmediği de dikkate alındığında makul olduğu, kadının düzenli, sosyal güvencesi olan bir işte çalıştığı, tarafların gelirlerinin birbirlerine denk olduğu gözetildiğinde, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceğinden yoksulluk nafakasının reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığı, erkek için velâyeti kendisine verilen çocuk için açıkca talep olmasa dahi iştirak nafakası takdiri kamu düzenini ilgilendirdiğinden çocuk lehine iştirak nafakası takdiri gerektiği, gerekçesi ile erkeğin kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile red edilen tazminat taleplerine yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine, erkeğin iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, ortak çocuk yararına fiilen baba yanına geldiği tarihten itibaren aylık 250,00 TL iştirak nafakasının anneden alınmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, reddedilen yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi;

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.