"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/411 E., 2023/590 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 13. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/821 E., 2019/794 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin eşine ekonomik, duygusal, psikolojik ve cinsel şiddet uyguladığını, sürekli borçlandığını, müvekkilinin ihtiyaçlarını ailesinin karşıladığını, eşine hakaret ve küfür ettiğini, başka bir kadınla ilişkisinin olduğunu, cinsel gücü artırıcı ilaç ve jeller kullandığını, bir kadını alıkoymaktan soruşturmasının bulunduğunu, herkesten borç istediğini, evi otel gibi kullandığını, tefecilerden borç alarak aile güvenliğini tehlikeye attığını, nihayetinde evi terk eden davalının anlaşmalı boşanma için eşine baskı yaptığını iddia ederek, tarafların öncelikle zina nedeniyle aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye tevdiine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davacı tarafın son 1 yıldır üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, eşini küçük düşürücü ve aşağılayıcı davranışlar sergilediğini, aşırı kıskanç olduğunu, rahatsızlığı nedeniyle tam bir cinsel ilişki yaşayamadıklarını, tedavi olmaya gitmeye 10 yıl sonra razı olduğunu, ancak ona da devam etmediğini, kadının hakaret edip bela okuduğunu, müvekkilinin ailesi ile görüşmek istemediğini, bayramlarda bile ziyaretlerine gitmediğini, tüm vaktini kendi ailesine ayırdığını, aile bütçesini aşan isteklerinin olduğunu, yemeği, ütüyü ve çamaşırları yıkama işlerini müvekkilinin yaptığını, kadının uyurken yatak odasının kapısını kitlediğini, çocukla balkonda uyuduklarını, iddiaların hiçbirini kabul etmediklerini ancak bu şartlarda evliliğin devamına imkan bulunmadığını savunarak, davacının maddî manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası istemlerinin reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin zina eylemine ilişkin vicdani kanıya ve zina eyleminin unsurlarına ulaşılıp, ispatı yapılamadığı, ezcümle Karşıyaka sahilde 29 Ekim tarihinde tanıklardan Hasibe'nin yeminli ifadesine göre bir bankta birlikte otururken gördüğü kadınla davalının ilişkisini inandırıcı ve makul gerekçelerle izah edemediği, bu hali ile eylemin güven sarsıcı davranış olarak nitelendirilmesi gerektiği, ayrıca birlik görevlerini ihmal eden, sürekli yakın çevreden borç istemek ve ödememek yoluyla eşini toplum içinde küçük düşüren davalının bu davranışlarının, davacı yönünden evlilik birliğinin katlanılması davacıdan beklenilemeyecek derecede temelinden sarsılmasına neden olduğu; davanın bu hali ile kabulü ile tarafların boşanmalarına, zina nedeniyle boşanma talebi ile açılan dava kanıtlanamadığından bu talebin reddine karar verildiği, evlilik birliğinden olma küçük ...'ın velâyetinin tarafların talepleri ve küçüğün üstün yararı gözetilerek anne ...'e verildiği, ortak çocuk için beslenme, barınma, sağlık, eğitim vs. harcamalarında kullanılmak üzere tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, davalı erkeğin elde etmesi umulan aylık sabit gelir dikkate alınarak tarafların eşit olanaklara sahip oldukları nazara alınarak yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verildiği, boşanmanın kesinleşmesi halinde eşinin maddî desteğini kaybedeceği anlaşılan davacının mevcut ve muhtemel maddî zararının izalesi için maddî tazminata hükmedildiği, boşanmaya sebep olan davalının kusuru, kusurlu eylemlerinin nesnel ağırlığı, vasıf ve mahiyeti, davacının kişilik haklarında oluşturduğu zarar, tarafların ekonomik ve sosyal konumları ayrı ayrı gözetilerek davacı yararına manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile davacının zina sebebine dayalı davasının reddine, boşanma davasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (421 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının önceki tahsil olunan tedbir nafakaları haricinde sair tüm tedbir nafakası taleplerinin reddine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; zina sebebine dayalı davanın reddedilmesi, tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarı, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne, zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatın az olduğu, ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının tarafların mali ve sosyal durumları,çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında az olduğu, kadın yararına tedbir nafakası hükmedilmesinde ve miktarında isabetsizlik olmadığı, kadının emekli olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinde isabetsizlik olmadığı, terditli dava nedeniyle davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmeyeceği gerekçesi ile davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadın vekilinin tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, davacı kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk için aylık 800,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle zina sebebine dayalı davanın reddedilmesi, tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarı, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının zina sebebine ve birliğin temelinden sarsılması sebebine dayalı davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı ile kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun'un) 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.