Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5036 E. 2024/1782 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin daha kusurlu olduğu ve tazminat taleplerinin haklı olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece belirlenen kusurlu davranışların yanı sıra davacı-karşı davalı erkeğin Türkiye'ye gelerek birlikte yaşamaktan ve birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı kusurunun da ispatlanmış olması ve bu kusurlar değerlendirildiğinde tarafların eşit kusurlu olduğunun anlaşılması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/333 E., 2023/625 K.

DAVA TARİHİ : 08.10.2018-02.02.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/435 E., 2021/1363 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve fer'îleri davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı karşı davalı erkek vekili ve davalı karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili ve davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; 37 yıl süren resmi evliliğin son on yılında fiilen bittiğini, tarafların bir araya gelmediğini, evliliğin başından beri kadının gece geç saatlerde yattığını, sabah kalkmadığı, sabahları eşine kahvaltı hazırlamadığını, sürekli olarak başkalarının yanında hakaret ettiğini, sabah bir sese uyandığında bağırdığını ve kapıları çarptığını, eşini küçük gördüğünü, "sen yapamazsın, edemezsin" aşağılamalarının olduğunu, baskıcı bir karaktere sahip olduğunu, kayınvalidesiyle kavga ettiğini, "gelmeseydin, sen yokken huzurluyduk" dediğini, habersiz olarak Didim'den ev aldığını, tarafların ayrı tatil yaptıklarını, gizli para biriktirdiğini, yataklarını ayırdığını, şahsi temizliğine dikkat etmediğini, bezle silinmek suretiyle temizliğini yaptığını, aşırı titiz davranışlar sergilediğini, bu tür davranışları nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsıldığından iddia ederek ve savunarak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 250.000,00 TL maddî tazminat ile 500.000,00 TL manevî tazminatın davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; Tavas Aile Mahkemesinin yetkili olduğunu, erkeğin iddialarının gerçek dışı olduğunu ve çarpıtıldığını, davacı karşı davalı tarafından tarafına şiddet uygulandığını, Didimde bulunan evi annesinin bağışladığını, erkeğin emekli olunca eşi ve ailesini bırakıp Türkiye'ye yerleştiğini, yatağını ayırdığını, eşinden ayrı tatil yaptığını, hakaret ettiğini savunarak asıl davanın reddine karar verilmesini, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 500.000,00 TL maddî tazminat ile 500.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı- karşı davalı erkeğin çocuklarına evlilik boyunca şiddet uyguladığının sabit olduğu, her ne kadar davalı- karşı davacı eşine de sürekli olarak şiddet uyguladığı iddia ediliş ise de; hamilelik zamanındaki darp eylemi haricinde başkaca bir darp eyleminin sübuta ermediği, tarafların ayrı olarak yattıkları fakat bu durumun nasıl gerçekleştiğinin açıklanamadığı, tarafların ayrı olarak tatil yaptıkları, bu durumunda taraflardan kimden kaynaklandığının tam olarak ispat edilemediği, eşine karşı şiddet olayının yıllar önce gerçekleşmesi nedeniyle boşanma davasında afla en azından hoşgörüyle karşılandığından kusur olarak atfedilemeyeceği, davalı- karşı davacı kadının ise baskın bir karakterde olup, evlilik boyunca aşırı derecede titiz davrandığı, sürekli olarak eşine hakaret ettiği, eşiyle beraber kahvaltı yapmadığı, kayın validesiyle tartışıp ona hakaret ettiği, Didim'den aldığı evi gizli şekilde aldığı, eşinin bundan haberinin olmadığı, kusurlarının sübuta erdiği, diğer kusurlarının ise ispatlanamadığı, taraf tanıklarının beyanlarında görgüye dayalı beyanların değerlendirildiği, duyuma dayalı olan beyanların değerlendirme dışı bırakıldığı, ayrıca tanık beyanlarında somut, zaman ve yer bildirilen beyanların dikkate alındığı, soyut ve başkalarından yada taraflardan aktarılan bilgilerin değerlendirme dışı bırakıldığı, yapılan kusur değerlendirmesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları, evlilik birliğine tarafları zorlamanın kendileri ve toplum açısından bir faydasının kalmadığı, tanık listesinde olmayan tarafların ortak çocukları Tarık Acarol'un tanık listesinde ismi bulunmaması nedeniyle beyanlarının dikkate alınmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında taraflar eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili ve davalı karşı davacı kadın vekili ve istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili; yetki itirazının reddi, erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davalı karşı davacı kadının yetki itirazının reddine karar verilmesinde, tarafların eşit kusurlu olmaları sebebi ile maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili ve davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek; erkeğin davalı karşı davacı kadına ve çocuklara fiziksel şiddet uygulamadığı bu hususta görgüye dayalı tanık beyanı bulunmadığı, ortak çocuğun davacı karşı davalının şiddet uygulamadığına yönelik beyanı gereği erkeğin kusursuz olduğunu kadının tam kusurlu olduğunu ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ile reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili yetki itirazının reddi, tanık ortak çocuğun dinlenmesine iki tarafın da muvafakatinin bulunmasına rağmen mahkemece hükme esas alınmaması, kadının fiziksel şiddeti affetmediği ,davacı karşı davalının kardeşi olan tanıkların beyanı ile kadına kusur isnat edildiğini, evliliğe çocuklar için katlandığını affın söz konusu olmadığını, stanık ...'un beyanı ile ...'un beyanının çelişkili olduğunu, tanık ...'nin bahsetmiş olduğu olaydan sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettiği, davacı karşı davalı erkeğin tazminatını aldıktan sonra ailesini Almanya'da bırakıp Türkiye'ye yerleşmesi sebeplerini ileri sürerek kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü ile tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı kabulü ile reddedilen maddî tazminat, manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davacı- karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenen ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı vakıasının ispatlanmadığının, ispatlanmayan vakıaların kusur olarak yüklenmesinin mümkün olmadığının; davalı- karşı davacı kadına kusur olarak yüklenen eşinden habersiz ev alma vakıasının ispatlanmadığının, ispatlanmayan vakıaların kusur olarak yüklenmesinin mümkün olmadığının; Mahkemece belirlenen diğer kusurlu davranışların yanında ayrıca davacı- karşı davalı erkeğin Türkiye'ye gelerek birlikte yaşamaktan ve birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı, kusuru iddia ve ispat edilmiş olup erkeğe bu kusurun yüklenmesi gerektiği, belirlenen ve gerçekleşen bu kusurlara göre yine de tarafların eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.