"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2929 E., 2023/957 K.
DAVA TARİHİ : 06.12.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/932 E., 2021/507 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin düzenli bir işte çalışmadığını, sürekli borç yaptığını, davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, aşağıladığını, birlik görevini yerine getirmediğini, ortak çocuğa şefkat göstermediğini, kaba sözler söylediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aile konutunun davacı kadına özütlenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili tarafından sunulan 01.04.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; ortak çocuğun ihtiyaçları nedeniyle nafakanın yeterli olmadığı, davacı kadının pandemi nedeniyle çalışmadığı, ailesinin yardımı ile geçindiği davalı erkeğin maddî durumunun iyi olduğunu, davalının ceza yargılamasındaki eylemleri evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmemesi, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareketleri, davacı kadına hakaret ettiği darp ettiği davacı kadının evlilik birliğinden beklediği amaca davalının kusurlu hareketleri nedeniyle ulaşamaması gerekçeleriyle ıslah talebinin kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediğini, boşanmak istemediğini, birlik görevlerinin yerine getirdiğini, davacıya hakaret etmediğini, darp etmediğini, ortak çocuğa olumsuz bir davranışının olmadığını, davacı kadının kendisini çevresine rezil ettiğini hakaret ettiğini, eşinin çok sevdiğini, eşinin kazanmak istediğini, davacının kendi isteği ile çalıştığını beyan etmiştir.
2.Davalı vekilinin ıslah dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; davacının ıslah dilekçesindeki iddialarını kabul etmediklerini bu iddialarını ispatlayamadıklarını, tarafların tartışmalar sonunda barışarak birlikte yaşamaya devam ettiklerini, ortak çocuğun davacının baskısında kaldığını, davacının boşanma talebinin, tedbir nafakası yoksulluk nafakası, çocuk için nafaka artırım talebi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafın sözlü yargılama aşamasında kadar usulüne uygun şekilde tanık dinletme talebinde bulunmadığı, davalı vekilinin sözlü ıslah talebinin davayı uzatmaya yönelik olarak kötü niyetli yapılmış bir talep gibi kabul edilerek reddedildiği, davalı erkeğin düzenli bir işte çalışmadığı, eşine hakaret ettiği, başka kadınlarla kıyaslayarak aşağıladığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, ortak çocuğa karşı da aşağılayıcı söylemlerde bulunduğu, şiddet uyguladığı hususlarının sabit görüldüğü, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olduğu, bu geçimsizliğin davalı erkeğin tam kusurlu davranışlarından kaynaklandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin, kadının davasının kabulünün ve erkeğin tanıklarının dinlenilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmek suretiyle istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı erkeğe yüklenen kusurları kabul etmediklerini davalının ortak çocuğu sevdiğini, davalının davacı ile barışma çabalarının sonuçsuz kaldığını, 08.07.2021 tarihli celsede tanık dinletme taleplerinin reddine karar verildiğini, yapmış oldukları sözlü ıslahın kabulü ile tanıkları bildirmek amaçlı taraflarına süre verilmesi gerektiğini, davalının eşini sevdiğini verilen kararın ortadan kalkması gerektiğini ve kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, eksik inceleme olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanunun 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddeleri, 182 nci, 330 uncu, 331 inci, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.