Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5126 E. 2024/926 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının fer'ilerinden olan velayet, nafaka, tazminat hususlarında miktar ve şartların uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/180 E., 2023/451 K.

DAVA TARİHİ : 06.06.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/525 E., 2022/890 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; kadının karşılayamayacağı ekonomık isteklerde bulunduğunu, baskı yaptığını, lüks ihtiyaçları olduğunu, hakaret ettiğini, kovduğunu, masadaki fincanları yere atarak bağırmaya başladığını, eşinin evde duş olmasına izin vermediğini, çocuğu erkeğe bıraktığını, içeri odaya geçerek cep telefonu ile saatlerce yazışıp konuştuğunu, şiddet uyguladığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 10.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle;erkeğin zamanının çoğunu ailesiyle birlikte geçirdiğini, eşiyle ilgilenmediğini, doğumun olacağı gün haber edilmesine rağmen hastaneye gelmediğini, doğum sonrası da çok kısa bir süre gelip çocuğunu görüp gittiğini, kadının bebeğin kırkı çıkana kadar annesinin evinde kaldığını, ortak evde yaklaşık on gün kaldığını, erkeğin her seferinde bebeğin ve annenin temel ihtiyaçlarını masraf olarak nitelediğini ve kavga konusu yaptığını, şiddet uyguladığını, hor gördüğünü, aşağılayıcı tavırlar sergilediklerini, küfür, hakaret ettiğini, evin ihtiyaçlarını dahi karşılayabilecek kadar yeterli para vermediğini, taraflar arasında cinsel sorunlar olduğunu, kadının ailesine karşı kötü muamelede bulunduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminata aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 17.10.2019 tarihli, 2018/506 Esas, 2019/841 Karar sayılı kararı ile kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın ve karşı davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen küçük ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı- karşı davacı için bir defaya mahsus olmak üzere 25.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL manevî tazminata, davacı- karşı davacının manevî tazminat talebi ile davalı- karşı davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, ... erkek vekili; kusur belirlemesi, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası, velâyet, kişisel ilişki yönlerinden, davalı-davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarı yönlerinden istinaf yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2022 tarihli 2020/193 Esas 2022/1020 Karar sayılı ilamıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının tarafların boşanmalarına ilişkin karar istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden 1 nolu bendi hariç diğer yönler incelenmeksizin gerekçesizlik nedeniyle tümüyle kaldırılmasına, belirtilen hususlara riayet edilerek boşanmanın fer'îlerine yönelik talepler hakkında yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının eşine ve eşinin ailesine hakaret ettiği, eşinin annesinin aldığı hediyeyi beğenmeyerek küfürlü konuştuğu, eşine "sen el arabası bie alamazsın" diyerek küçük düşürücü konuştuğu, erkeğin ise eşinin hamileliğinde eşi ile ilgilenmediği, hastaneye götürmediği, eşini evde doğalgaz yanıyor diyerek ailesine bıraktığı, çocuğun doğumunda ilgilenmediği, kadın ve çocuk hastanede yatarken sadece bir defa yanlarına geldiği, hastane masrafını ve maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, bebeğin ameliyat olduğu ve rota virüsü nedeniyle tedavi olduğu, bu dönemde kadın ve çocukla ilgilenmediği, taraflar arasında cinsel uyumsuzluk olduğu ve erkeğin bu konuda tedavi olmayı reddettiği ancak tüm bu yaşananlardan sonra tarafların çocuğun rota virüsü nedeniyle tedavi olmasından sonra barıştıkları, bu tarihten önceki olaylar bakımından birbirlerini affetmiş sayılmaları gerektiği, bu olaydan sonra da erkeğin kadının boğazını sıktığı, bu konuyla ilgili hakkında yargılama yapıldığı ve kasten yaralama suçu nedeniyle hakkında mahkumiyet kararı verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam, kadının ise kusuru olmadığı gerekçesi ile asıl dava ve karşı dava bakımından; taraflar arasındaki boşanma kesinleştiğinden bu hususla alakalı karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen küçük ile baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasının işbu karar tarihi itibariyle aylık 600,00 TL 'ye çıkartılmasına, aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, davalı- karşı davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, davalı- karşı davacı kadın yararına bir defaya mahsus olmak üzere 25.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili; toptan nafakaya hükmedilmesi, manevî tazminat ve miktarları, velâyet, kişisel ilişki, çocuk ve kadın için belirlenmiş olan tedbir nafakası miktarları yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, kişisel ilişkinin yatılı olarak verilmesi, toptan yoksulluk nafakası ve miktarı, tazminat miktarı, çocuk yararına verilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, kadın ve çocuk lehine belirlenen nafaka miktarlarına her yıl TÜFE oranında artış yapılmaması yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadınının nafakalara TÜFE oranında artırım yapılması talebini istinaf dilekçesi ile talep etmiş olması nedeniyle bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine, ortak çocuğun yaşı dikkate alınarak babanın kişisel ilişki günlerine ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 3 nolu bendinin kaldırılmasına yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle iki haftada bir hafta sonu yatılı, yazın veya okul tatillerinde yatılı, bayramlarda yatılı ve babalar gününde olacak şekilde baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi, yoksulluk nafakası ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulması, yoksulluk nafakasının bir defada ve düşük miktarda hükmedilmesi, manevî tazminat miktarı, çocuk yararına hükmedilen tedbir, iştirak nafakası miktarı, çocuk lehine hükmedilecek nafaka miktarının her yıl TÜFE artış oranında artışına karar verilmesi gerektiği yönlerinden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına tedbir ve toptan yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyet ile kişisel ilişki düzenlemesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, tedbir ve iştirak nafakasının miktarları ile sürede talep olmadığından nafakalara artış hükmü kurulmamasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ıncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.