"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/697 E., 2023/688 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/1246 E., 2023/9 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, tarafların evlilik birliği içerisinde fiilen 3 ay birlikte yaşadıklarını, erkek tarafından kadın aleyhine boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini, ret kararının kesinleştiğini ve ortak hayatın tesis edilemediğini, tarafların 13 yıldır ayrı yaşadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap, ikinci cevap dilekçelerinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının ailesinin, erkeğin kadın ve ortak çocuk ile görüşmesine izin vermediği, kadının ortak konuta dönmemesi sebebiyle erkeğin başka biri ile evlendiği ve iki çocuğunun olduğunu iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadına, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı-davacı kadın tarafından asıl davada süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; asıl dava ve birleşen davaya karşı sunulan cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 500.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2022 tarih ve 2019/970 Esas, 2022/758 Karar sayılı kararıyla; asıl dava yönünden yapılan incelemede; asıl davanın eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olduğu, erkek tarafından kadın aleyhine 2014 yılında açılan boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde, davanın reddine karar verildiği, ret kararının kesinleşmesinin üzerinden 3 yıldan fazla bir zaman geçtiği ve tarafların bir araya gelmediği, davanın kabulüne dair şartların oluştuğu, birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, birlik görevlerini ihmal ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamında ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın eylemli ayrılık hukuki sebebiyle, birleşen davanın ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulü ile tarafların boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakası, 800,00 TL iştirak nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 900,00 TL tedbir nafakası, 900,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili katılma yoluyla kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 09.11.2022 tarih ve 2022/2086 Esas, 2022/2168 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından asıl davanın kabulüne karar verilmişse de dayanak teşkil eden dava dosyasında verilen ret kararının kesinleşme şerhinin bulunmadığı, ilgili karara dair kesinleşme şerhinin dava dosyası arasına alınması gerektiği, kabule göre de velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi, tedbir nafakası ve iştirak nafakası talepleri konusunda bir kez hüküm kurulması gerekirken bu talepler yönünden asıl dava ve birleşen davada ayrı ayrı hüküm kurulmasının hatalı olduğu belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve gerekçede belirtilen eksiklik ikmal edilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden yapılan incelemede, asıl davanın eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olduğu, erkek tarafından kadın aleyhine 2014 yılında açılan boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde, davanın reddine karar verildiği, ret kararının kesinleşmesinin üzerinden 3 yıldan fazla bir zaman geçtiği ve tarafların bir araya gelmediği, davanın kabulüne dair şartların oluştuğu, birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, birlik görevlerini ihmal ettiği, her ne kadar erkek tarafından ortak çocuğun doğumu sırasında hastaneden kovulduğu iddia edilmişse de iddia edilen olayın üzerinden uzun zaman geçtiği ve hükme esas alınamayacağı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların devam etmekte olduğu, bu hususun tüm dosya kapsamında ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın eylemli ayrılık hukuki sebebiyle, birleşen davanın ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulü ile tarafların boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakası, 800,00 TL iştirak nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 900,00 TL tedbir nafakası, 900,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, tazminatların ve nafakaların miktarlarının çok az olduğu belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinde, her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, kadın ve ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve tedbir nafakası miktarlarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının herhangi bir gelirinin olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin isabetli olduğu, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına iştirak nafakası takdirinin isabetli olduğu, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi, nafakanın niteliği dikkate alındığında iştirak nafakası miktarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında tazminat miktarlarının az olduğu, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin ise ortak çocuğun üstün yararına uygun olduğu gerekçesiyle; davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminata, 100.000,00 TL manevî tazminata, davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın da kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.