"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/809 E., 2023/77 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/434 E., 2019/745 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Taraflar vekillerinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan boşanma davalarına yönelik temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkek ile hiçbir konuda anlaşamadıklarını, şiddet uyguladığını, tehdit, hakaret ettiğini, öldürmeye teşebbüs ettiğini, düğünde takılan tüm ziynet eşyalarını elinden aldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, 50.000,00'er TL maddî-manevî tazminata, 19 adet 22 gram 22 ayar bilezik, set, yüzük, 14 adet cumhuriyet altının aynen iadesine, aksi takdirde bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, annesinin evlilik birliğine müdahalede bulunduğunu, erkeğin döverek kovduğunu belirterek erkeğin davasının reddine 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının sık sık küserek evi tek ettiğini, eşi ve ailesiyle görüşmediğini, doğum, nişan, cenaze gibi yerlere eşiyle gitmediğini, ilgisiz olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, tedavi olmayı kabul etmediğini, hiç sebep yokken 9 Nisan 2016'da kapıyı çarpıp evi terk ettiğini,eşini ve çocuğunu aramadığını, takıları giderken yanında götürdüğünü, ayrıca iddia edildiği kadar takı bulunmadığını, çeyiz eşyalarının tutanakla teslim edildiğini belirterek kadının tüm taleplerinin reddine, kadının kusurlu davranışları nedeniyle karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, 50.000,00'er TL tazminata, velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik sonrasında tarafların erkeğin ailesiyle altlı üstlü dairelerde oturdukları, erkeğin ailesinin sürekli müdahalede bulunduğu, her şeye karıştığı, erkeğin buna sessiz kaldığı, kadına şiddet uyguladığı, toplum içinde "sen sus, konuşma, gerizekalı" tarzında hakaretlerde bulunduğu, rencide edici sözler söylediği, akrabalarına gitmesine izin vermediği, son zamanlarda annesine gitmesini de kısıtladığı, kadının hamilelik döneminde şiddet nedeniyle ailesine sığındığı, eşinin arayıp sormadığı, doğumun ailesinin yanında gerçekleştiği, sonrasında da eşinin ilgilenmediği, doğumdan sonra ortak haneye dönse de şiddet nedeniyle gece geç saatte ailesine sığındığı ve eşinden şikayetçi olduğu, bundan sonra tekrar bir araya gelmedikleri, erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının da evin temizliği, yemeği gibi işlerle yeterince ilgilenmediği, sıklıkla ailesine gittiği, erkeğin ailesine gereken hürmeti göstermediği için hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl ve karşı boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, erkeğin çocuk için iştirak nafakası talebinin reddine, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir, karar tarihinden itibaren aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, ziynet eşyaları davasının en son şiddet görerek bir şey almadan ailesine sığındığından, talep, ıslah dilekçesi, bilirkişi raporuna göre kısmen kabulü ile 14 adet cumhuriyet altını (13.440 TL), 1 adet set takımı (4.000 TL), 6 adet 22 ayar 35 gram bilezik (25.200 TL) 1 adet yüzük (500 TL), toplam 43.140 TL'nin yasal faiziyle erkekten alınarak kadına iadesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili, kusur belirlemesi, nafaka, maddî-manevî tazminat miktarları, reddedilen ziynetler, karşı davanın kabulü yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili, nafaka, maddî-manevî tazminat talepleri, ziynet eşyalarının kabulü, kusur belirlemesi, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri, iştirak nafakası talebinin reddi ile kadının davasının kabulü yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının psikolojik rahatsızlığı olduğu veya tedavi gördüğü yönünde somut, inandırıcı bir tespit, bilgi ve belge bulunmadığı, bu yönde araştırma yapılmasını gerektiren bir husus ve usule aykırı bir durum olmadığı, tarafların iddia ve savunmaları, tanık beyanları, toplanan deliller, olayların gelişimi, tüm dosya kapsamı ile kararın dayandığı deliller ve gerekçeye göre sonuç itibariyle, boşanmaya neden olan olaylarda kadının hafif, erkeğin ağır kusurlu kabulü ile her iki boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı, dava açılmakla ayrı yaşama hakkı bulunan kadının, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, tarafların ekonomik sosyal durumları, evlilik süresi ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek, cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde nafaka talep eden kadın lehine belirlenen tedbir nafakası yerinde olduğu, toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin daha uygun olacağı, lehine yoksulluk nafakasına hükmedilen kadından, ortak çocuk için talep edilen iştirak nafakasının reddine karar verilmesi yerinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi uyarınca kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların esası yerinde ancak miktarlarının az olduğu, yargılama gideri, vekâlet ücretleri yönünden yapılan incelemede, kadın lehine sadece ziynet eşyası alacağı yönünden nisbi vekâlet ücretine hükmedilmiş olup, boşanma davası yönünden maktu vekâlet ücretine hükmedilmemesi hatalı ise de, bu yönde istinafa gelenin sıfatına göre yanılgıya değinilmekle yetinildiği erkek lehine ise reddedilen ziynet eşyası alacağı ve karşı boşanma davası yönünden vekâlet ücretine hükmedilmiş, masraflar da kabul ve red durumuna göre hesaplanmış olmasının yerinde olduğu gerekçesi ile tarafların yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, ilgili hükümler kaldırılarak kadın lehine 25.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ile 30.000,00'er TL maddî ve manevî tazminat ödenmesine, tarafların yerinde görülmeyen diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi ile taktir edilen maddî manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar, ziynet alacağı davasının kabulü, iştirak nafakasına hükmedilmemesi, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve toptan yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin iştirak nafakası talebinin reddinin ve vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyizi yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Tarafların diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'e yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.