"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/200 E., 2023/504 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramankazan Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/39 E., 2021/446 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek asıl tarafından temyiz edilmiş, sonradan verilen dilekçe ile incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, süresinde verilen temyiz dilekçesinde duruşma isteğinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 365 inci maddesinin ikinci fıkrası atfıyla aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın asıl dava dilekçesinde; erkeğin evlilik birliğinden doğan görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, sürekli olarak kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet ve baskı uyguladığını, özellikle son zamanlarda kadına, kadının ailesine ve ortak çocuklara hakaret ve küfür ettiğini, kadının çalıştığı yerde erkekler ile düşüp kalktığını ortak çocukların yanında söyleyerek onurunu zedelediğini, yatak odasında yaşananları ortak çocuklara anlattığını, aslında daha fazla kazandığı halde az para aldığını belirterek maddî ihtiyaçları karşılamadığını, öldürmekle tehdit ettiğini, kadının kardeşleri ile görüşmesine izin vermediğini, kızının iş yerine gittiğinde çalışan usta kadına hoş geldiniz dediğinde erkeğin bunu problem yaptığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek asıl cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, 4 ay önce kadının tanığının ortak çocuk Tuğba'yı istemeye geldiğini, kadının ise öncesinde baş sağlığına geleceklerini söylediğini, bu nedenle erkeğin gerçeği söylemedikleri için kadına ve kızına kızdığını, tartışma yaşandığını, ortak çocuğun da istemeyi kabul etmeme nedeniyle kızdığını ve annesine boşanma davası açması yönünde baskı yaptığını, bundan 2-3 gün sonra kadının ortak çocuklara patronunun eşinin boşanma halinde maddî ve manevî destek olacağını söylediğini duyduğunu, bunun üzerine erkeğin sinirlenip evden uzaklaştığını, eşini ve çocuklarını sevdiğini, evliliğinin devam etmesini istediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ; erkeğin kadına ortak çocukların yanında hakaret ettiği ve kötü davrandığı, benzer davranışları aynı şekilde ortak çocuklara da sergilediği, ayrıca yatak odasında yaşanan özel durumların erkek tarafından ortak çocuklara anlatılarak kadının bu şekilde incitildiği, kadının iş yerinde başka erkeklerle ilişkisi olduğu yönünde imalarda bulunduğu, tanık ...'in "... bey ... hanıma hoşgeldiniz dediğim için bana kızdı. Sen kim oluyorsun, nasıl konuşuyorsun şeklinde şeyler söyledi. Ben de kendisine bütün müşteriler ile aynı şekilde davrandığımı söyledim. Kendisi "sen benim karıma nasılsın hoşgeldin diyemezsin, senin patronun nerede, senin patronun ile konuşacağım" dedi" şeklindeki görgüye dayalı beyanı da değerlendirildiğinde erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'nın velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... karar tarihi itibariyle reşit olduğundan velâyeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar ... için 200,00 TL, ... için 150,00 TL, ... için 100,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile ayrı ayrı 100,00 er TL arttırılarak aylık ... için 300,00 TL, ... için 250,00 TL, ... için 200,00 TL'ye çıkarılmasına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak sürdürülmesine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek asıl istinaf dilekçesinde özetle; kadının ikinci tanık listesi ile bildirdiği tanığın beyanının hükme esas alındığını, erkeğin bu tanık ile yaşadığı tartışmanın kendisine kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğunu, ortak çocuk ile erkeğin arasında husumet bulunduğunu ve bu nedenle verdiği ifadenin gerçeği yansıtmadığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, davanın ispatlanamadığını, eşini ve çocuklarını sevdiğini ve boşanmak istemediğini, ortak çocuk ... artık reşit olduğundan nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, diğer çocuklar için hükmedilen nafakaya itiraz etmediğini, kadın yararına hükmedilen tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ... yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak çocuk ...'nin yargılama sırasında reşit olduğu, bu nedenle tedbir nafakasına reşit olduğu tarihe kadar hükmedilmesi gerektiği, velâyeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine rağmen ortak çocuk ... yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu, kişisel ilişkinin düzenlendiği hüküm fıkrasında ayrıca "tarafların anlaşmaları halinde şahsi ilişkinin anlaştıkları şekilde gerçekleştirilmesine" cümlesi yazılarak infazda tereddüt yaratıldığı gerekçesiyle davalı erkeğin ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kararın ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocuk ... yararına yargılama sırasında 08.07.2019 tarihli ara karar ile dava tarihinden itibaren takdir edilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının reşit olduğu tarih olan 23.08.2021 tarihine kadar devamına, yargılama sırasında reşit olduğundan, davacı annenin ... yararına talep ettiği iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kişisel ilişkiye yönelik kurulan bentteki "tarafların anlaşmaları halinde şahsi ilişkinin anlaştıkları şekilde gerçekleştirilmesine" ibaresinin resen hükümden kaldırılmasına, erkeğin sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek asıl temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek asıl temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak ortak çocuk ... yararına hükmedilen nafakaya ilişkin itirazı dışında diğer itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun erkekten kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davanın kabulü ile kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.