Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5222 E. 2024/3626 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, velayet, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/298 E., 2023/593 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/463 E., 2021/814 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 2015 yılında boşanıp 2016 yılında tekrar evlendiklerini, ikinci evlilik ile eşinden sadece manevî destek beklediğini ancak kadının sürekli geçimsizlik ve huzursuzluk yarattığını, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kadının yeni alınan evi üzerine geçirmesini talep ettiğini, erkeğin kabul etmemesi nedeniyle kadının erkeğe olan tutumunun değiştiğini, erkeğe sürekli annesinin sözüyle hareket ettiğini ve aslında ailesi tarafından sevilmediğini söylediğini, saygısız bir üslupla aşağıladığını, erkeğin kadının boşanma sonrası çalışmamak için yeniden evlendiğini anladığını, erkek işten geldiğinde aç mı tok mu sormadığını, cinsel yönden soğuk ve ilgisiz davrandığını, erkeğin ailesini kötülediğini, erkeğin ailesini bayramlarda aramadığını, tartışmalara çocukları da dahil etmek istediğini, belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin sürekli psikolojik baskı uyguladığını, kadının yanına yaklaşmadığını, kadına hakaret ettiğini, bir gün kadını markete götürme niyetiyle evden çıkartıp boş bir tarlaya götürdüğünü, önce kadının gözlüğünü eline alıp kırdığını, "seni kümes gibi evden aldım " diyerek aşağıladığını, ölümle tehditler ederek kadını dövdüğünü, dönerken kadını terminale götüreceğini, bir daha çocukları göremeyeceğini söyleyerek arabaya bindirdiğini, kadının kırmızı ışıktayken arabadan kaçtığını, erkekten şikayetçi olduğunu, erkeğin kadının abisini arayarak "kardeşinizi alın götürün" dediğini, erkeğin ekonomik şiddet de uyguladığını, evlilik süresince kadına ve çocuklara sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, her fırsatta aşağılayıp hakaretler ettiğini, kadının ailesine hakaret ettiğini belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına yarı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, nafakaların ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 3.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına, 200.000,00TL maddî ve 200.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine hakaret ettiği, ceza kararı ve tanık beyanlarıyla ispatlandığı üzere eşine fiziksel şiddet uyguladığı, eşine ekonomik şiddet uyguladığı, bu sebeple tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Emir'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Elif yargılama sırasında ergin olduğundan ergin olduğu tarih itibariyle tedbir nafakasının kaldırılmasına, ortak çocuk Emir yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 25.000,00 TL maddî ve 25.000.00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kadına kusur yüklenmemesinin hatalı olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının bir evi bulunduğunu ve buradan kira geliri olduğunu, bu nedenle yoksulluğa düşmeyeceğini, çalışmasına da bir engel bulunmadığını, hükmedilen nafaka ve tazminatların haksız olduğunu belirterek asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarının az olduğunu belirterek iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve kusur dereceleri değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarlarının az olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu, ekonomik değerlerin ÜFE açısından olağan dışı artışı dikkate alındığında, nafakanın her yıl ÜFE bazında artış kararının nafaka borçlusu yan açısından ödeme güçlüğü yaratacak şekilde sonuç doğurabileceği, kadının talepleri arasında TÜFE de olduğu, bu nedenle TÜFE artışının uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile karının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl TÜFE oranında artırılmasına, 60.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak nafakaların ve tazminatların artırılmasının haksız olduğunu, kadının sigortasız çalıştığını belirterek asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatlar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliği