Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5235 E. 2024/3625 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dağılımı, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin tarafların kusur durumu, sosyal ve ekonomik durumları, deliller ve hakkaniyet kuralı gözetilerek verdiği boşanma, tazminat ve yoksulluk nafakasına ilişkin karar, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/136 E., 2023/565 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 22. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/101 E., 2021/252 K.

Taraflar arasındaki karşıılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin hayatında .... İsimli bir kadın olduğunu, iş nedeniyle olduğunu belirterek bu kadınla görüşmek için Trabzon'a gittiğini, bu kadına uçak biletleri aldığını, bu kadın ile aynı şirkette çalıştığını belirtmesine rağmen birlikte çalışmadıklarını öğrendiğini, erkeğin en son işi nedeniyle Cezayir'e gitmeden önce de İstanbul'da bu kadınla otelde kaldığını, bu kadının hesabına para gönderdiğini, davacı kadının bu durumu 2019 yılı Ağustos ayında ortak çocuğun babasına mail hesabına girmesi ile kadına gösterdiğini ve bu şekilde öğrendiğini, Cezayir'de döndükten sonra da ortak çocuktan annesi ve babası arasında seçim yapmasını istediğini, kadına ekonomik anlamda destek olmadığını, kadının masrafları ödeyememesi nedeniyle baba evine döndüğünü belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin yurt dışından 11 ay sonra eve döndüğünde kadının tüm ailesini eve yerleşmiş halde bulduğunu, tarafların odasının bile kadının kız kardeşine verildiğini gördüğünü, erkeğin bu nedenle otelde kalmak zorunda kaldığını, kadına da doğal olarak soğuk davrandığını, kadının gece geç saatlere kadar internette aktif olduğunu, kadının bir dua grubuna dahil olduğunu ve dua ettiklerini söylediğini, erkek kadının telefonuna baktığında kayıtların silinmiş olduğunu, ortak çocuğu babasına karşı doldurduğunu, her ay kadına yurt dışından para gönderdiğini ancak bu paraların ortadan kaybolduğunu, başka bir kadınla birlikte olmadığını, .... isimli kadının erkeğin arkadaşının kız arkadaşı olduğunu, aralarında sadece arkadaşlık ilişkisi olduğunu ve dostane yazışmalar yaptıklarını, kadının erkeğin iş yerini arayarak erkek hakkında suçlamalarda bulunduğunu, iş yerinin de erkeğin işine son verdiğini, erkeğin şu an işsiz olduğunu belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, evlilik birliğinin sorumlulukları ve fedakarlıkları kapsamında kabul edilen kocanın aile bireylerine karşı samimiyet göstermemesi, yakın olmaması nedeniyle kusurlu olduğu; erkeğin de dinlenen tanık beyanlarına göre sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığına dair itirafta bulunduğu hususundaki tanık beyanları ile telefon ve uçuş kayıtları incelendiğinde kocanın sadakat yükümlülüğüne aykırılık teşkil edecek şekilde güven sarsıcı davranışlarda bulunması sebebiyle kusurlu olduğu, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen yoksulluk, iştirak nafakası ile tazminatların miktarı ve tazminatlara faiz uygulanmaması yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme yapıldığını, erkeğe yüklenen kusurun gerekçesinin açık olmadığını, kadına yurt dışından gönderdiği paralara ne olduğunu belli olmadığını, bu nedenle lehe tazminata karar verilmesi gerektiğini, kadının karar aşamasında işten çıktığını, bu nedenle yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi gerektiğini, ağır kusuru kabul etmediklerini, eşit kusur nedeniyle kadın yararına tazminata hükmedilmemesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarlarının az olduğu, kadının tazminatlara yasal faiz uygulanmasını istediği halde bu yönde olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı gerekçesiyle kadının maddî ve manevî tazminatların miktarı ile yasal faiz uygulanmamasına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak tazminat miktarlarının artırılmasının haksız olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.