Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5256 E. 2024/1985 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında, ilk derece mahkemesince ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devam edeceğinin tabi olması dışında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/316 E., 2023/504 K.

DAVA TARİHİ : 22.03.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Of Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/90 E., 2022/405 K.

Taraflar arasındaki Karşılıklı Boşanma ve fer'îleri davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve fer'îlerinin kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba (karşı davaya) cevap dilekçesinde; davalının sürekli bir işte çalışmadığından evin geçimi ve bakımı için yeterli katkıyı sunmadığını, İl Sağlık Müdürlüğünde acil tıbbi teknisyen ünvanı ile çalıştığını, davalının sorumsuz harcamaları için maaşını dahi bir çok kez kullandığını, evin ve çocukların bakımını ihmal ettiğini, davalının kendisine son yıllarda sürekli şiddet uyguladığını, defalarca çocuklarının huzurunda darp ettiğini, pskolojik baskı uyguladığını, evliliğin devamı için bunlara katlandığını, en son 10 ay önce kendisini darp ederek burnunu kırdığını, buna ilişkin Of Savcılığında soruşturmanın devam ettiğini, eşinin başka bir kadınla ilişkisi bulunduğunu, sosyal medya görüntülerinin mevcut olduğunu, eşinin bütün bu eylem ve baskılarından dolayı bir arada yaşama imkanı kalmadığını, yaklaşık 10 aydır da ayrı yaşadıklarını, cevap ve karşı dava dilekçesini kabul etmediklerini, SGK kayıtlarından birden fazla iş yerine giriş çıkış yaptığının anlaşılacağını,erkeğin maddî açıdan ortak konuta ve aile geçimine hiç katkısının olmadığını, davalının geçmişten gelen icra borçlarını ödediğini, erkeğin kadından gizli kullandığı Kuveyt Türk, Akbank ve Ziraat Bankası hesaplarının mevcut olduğunu, bu hesaplar üzerinden davalının evine bakmak, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak yerine üçüncü kişilere paralar gönderdiğini, erkeğin sosyal medya üzerinden birden çok kadınla yazıştığını ve görüştüğünü, sosyal medya üzerinden para kazanma amaçlı kurduğu Bigo Live denilen platformda ... adlı bir unvan ile evlilik ile bağdaşmayacak bir hayat sürdürdüğünü, erkeğin Tarana M. isimli birine 2.000,00 TL para gönderdiğini, erkeğin kadından habersiz kullandığı telefon hatlarının da bulunduğunu, kadının erkek tarafından darp edildiğini, kadına annesi, babasının yanında hakaret edildiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin sanal bahis oynadığını iddia ederek ve savunarak, karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin tarafına verilmesini, lehine 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakasına çevrilmesini, ortak çocuklar için 500,00'er TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın iştirak nafakasına çevrilmesini, 30.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davalı-karşı davacı erkeğin uzun süredir çalıştığını düzenli gelir sahibi olduğunu, evin ve ortak çocukların bakımlarıyla ilgilendiğini, kadının nöbetçi olduğun günlerde de ilgilendiğini, kadının erkeğin anne babasıyla görüşmesine izin vermediğini, anne babasını eve sokmadığını, çocuklarıyla birlikte hiçbir bayramda erkeğin anne babasının yanına gidemediğini, erkeğin kadının ailesi ile ağırladığını ve ilgilendiğini, erkeğin abisi ziyarete geldiğinde kadının onu eve kabul etmediğini, erkeğin öz kardeşini otelde yatırmak zorunda kaldığını, kadının "senin sidikli annen benim arabama binemez" cümlesini sarf ettiğini, kadının iddia ettiği gibi erkeğin başka bir kadınla ilişkisi bulunmadığını, sosyal medya uygulaması olan Bigo Live'ın bir sosyal medya uygulaması olduğunu, Instagram uygulamasından canlı yayın açılıp insanların hediye para göndermesiyle bir meblağ oluşması gibi, bu uygulamada daha az bilinen bir uygulama olarak tamamen aynı işlevi haiz olduğunu savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinde belirtilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin tarafına verilmesini, lehine 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakasına çevrilmesini, ortak çocuklar için 500,00'er TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın iştirak nafakasına çevrilmesini, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına karşı şiddet uyguladığı ve sürekli para isteyerek ekonomik şiddet uyguladığı evlilik birliğini devam ettirmesi kadının kendisinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı ve eşler arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğu, bu sonuca ulaşılmasında, birlik görevlerini gereği gibi yerine getirmeyen, ve kadına şiddet uygulayan erkeğin tutum ve davranışı ile sebebiyet verdiği görgüye dayalı, somut ve tutarlı kısmi tanık ifadeleri ve tüm dosya kapsamı ile belirlendiği, erkeğin kusurlu bulunduğu, erkeğin tanıklarının beyanlarından ise kadına yüklenecek bir kusur bulunamadığı kadının tanıklarının ifadesini çürüten ya da değer verilmemesini de gerektiren bir husus olmadığı, ayrıca evlilik birliğinin devamında taraflar, ortak çocuk ve toplum yönünden korunmaya değer bir yararın da tespit edilmediği, gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine baba ile aralarında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisine, çocuklar için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, davacı-karşı davalı lehine 500,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, karşı davanın reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili İlk Derece Mahkeme kararını kabul etmediklerini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sunmuş oldukları iddialara, tanık ifadelerine itibar edilmediğini, karşı tarafın tanık beyanlarına itibar edildiğini, davacı-karşı davalının kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin bozulduğunu, erkeğin özel sektör çalışanı olduğunu, iş yerinde uzun süredir çalıştığını, düzenli işi olduğunu çocuklarının bakımıyla ilgilendiğini, kadının nöbet sistemiyle çalıştığını, nöbetçi olduğu dönemlerde erkeğin evin tüm ihtiyaçları ve çocukları ile ilgilendiğini, erkeğin gereksiz harcamalarda bulunduğu iddialarının asılsız olduğunu, başka bir kadınla ilişkisinin olmadığını, davacı-karşı davalının aşırı kıskanç olduğunu, erkeği yakın akrabalarından kıskandığını, erkeğin karşı tarafa şiddet uyguladığı darp ettiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kadının erkeğin anne ve babası ile görüşmesine izin vermediğini, kadının erkeğin abisini ağırlamadığını, erkeğin karşı tarafın ailesine iyi davrandığını, ağırlandığını ileri sürüp asıl davanın davanın reddi karşı davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın tüm yönlerden kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil kusurun kanıtlanamadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince kadın lehine takdir edilen nafaka ve tazminat miktarının fazla olmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olduğu, asıl davanın kabulüyle karşı davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili, davacı-karşı davalının kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin bozulduğunu, erkeğin özel sektör çalışanı olduğunu, iş yerinde uzun süredir çalıştığını, düzenli işi olduğunu çocuklarının bakımıyla ilgilendiğini, kadının nöbet sistemiyle çalıştığını, nöbetçi olduğu dönemlerde erkeğin evin tüm ihtiyaçları ve çocukları ile ilgilendiğini, erkeğin gereksiz harcamalarda bulunduğu iddialarının asılsız olduğunu, başka bir kadınla ilişkisinin olmadığını, davacı-karşı davalının aşırı kıskanç olduğunu, erkeği yakın akrabalarından kıskandığını, erkeğin karşı tarafa şiddet uyguladığı darp ettiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kadının erkeğin anne ve babası ile görüşmesine izin vermediğini, kadının erkeğin abisini ağırlamadığını, kadının erkeğin ailesine iyi davrandığını, ağırlandığını ileri sürerek her iki dava ve fer'îler yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ve karşı davanın reddi koşullarının oluşup oluşmadığı, nafakalar, tazminatlar ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175, 176, 182, 327, 328, 330, 335 ve 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190, 194 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümde velâyetleri anneye bırakılan ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının kararın kesinleşmesinin ardından yoksulluk nafakası olarak devam edeceği belirtilmiş ise de ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devam edeceğinin tabi bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.