"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/838 E., 2023/775 K.
DAVA TARİHİ : 26.02.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/136 E., 2023/124 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının yemek, temizlik, ütü gibi ev işlerini, birlik görevlerini yapmadığını, müvekkilini ve ortak çocuklarını ihmal ettiğini, saygı göstermediğini, küfür ve hakaret ettiğini, aşağılayıcı eylemlerde bulunduğunu, küçük düşürdüğünü, müvekkilinin kök ailesine hakaret ettiğini, aşağıladığını, her kavgadan sonra yatak odasına almadığını, yatak odasından kovduğunu, çocukları müvekkilinden soğuttuğunu, muska işleri ile uğraştığını, müvekkilini gece eve almadığını, kapı kilidini değiştirdiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, tarafların son beş aydır ayrı yaşadıklarını, davalının iddialarını ve taleplerini kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının iddialarının tamamen asılsız olduğunu, gerçekleri yansıtmadığını, davacının sürekli işi bahane ederek konuta geç geldiğini, davacının bir eylül ayında şehir dışına gezmeye gittiğini, bir haftaya yakın eve gelmediğini ve bu süreçte telefonunu kapalı tuttuğunu, davacının, müvekkilini aldattığını, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ailesi ile görüşmesini engellediğini, davanın reddine karar verilmesine, boşanma kararı verilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, müvekkili lehine 300.000,00 TL maddî ve 700.000,00 TL manevî tazminata, çocukların okul masrafları için 60.000,00 TL'nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, davalıya fiziksel şiddet uyguladığı, davacının başka bir kadınla yaşadığı, eve geç gittiği, davacı tanığı Bülent'in hakarete ilişkin beyanlarının 2015 yılına dair olduğu ve bu tarihten sonra tarafların yeniden bir araya gedikleri, davalının muska işiyle uğraştığı ileri sürmüş ve buna ilişkin mesaj kaydını delil olarak sunmuş ise de, bahsi geçen mesaj kaydının davalının birden fazla kez bu işlerle uğraştığına dair iddia karşısında yeterli delil niteliğinde olmadığı, tanık Taner, her ne kadar taraflar telefonda konuşurken davalının, davacıya "Ş..fsiz eve gelme" şeklinde beyanda bulunduğunu belirtmiş ise de, davacının eve geç vakitlerde geldiği, tanığın bunu bir kez duymuş olması karşısında bu eylemin evlilik birliğini temelinden sarsacak nitelikte eylem olmadığı, davacının, davalı hakkındaki ev işlerini yapmadığına ilişkin iddiasının ise ispatlanamadığı gibi aksine davalı tanıklarının davalının ev işlerini yaptığını beyan ettikleri, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacının tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davacının ispatlanamayan davasının reddine, 03.09.2021 tarihli duruşmada takdir edilen tedbir nafakalarının karar tarihinden başlamak ve mükerrer ödemeye yer vermemek üzere davalı için aylık 1.750,00 TL'ye, ortak çocuklardan her biri için aylık 750,00 TL'ye çıkarılmasına ve davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davacı tanığı Bülent'in bilgisinin 2015-1016 yıllarına ait olduğu ve evliliğin devam etmesi nedeniyle davalıya kusur yüklenmemesinin doğru olduğu, davacı tanığı Bora’nın görgüye davalı bir bilgisinin bulunmadığı, davacı tanığı Taner’in beyanın davacıdan duyuma dayalı olduğu ve kadının telefonda hakaret ettiği söylemi genel, soyut ve inandırıcılıktan uzak olduğu, davacının dayandığı davalının kusurlu davranışlarını ispat edemediği, muska ile uğraştığı yönündeki kusur isnadının da ispat edilemediğinin anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesince boşanma davasını reddedilmesinde bir hata bulunmadığı, uzun süreli ayrılık nedeniyle davalının boşanma isteğine itirazının, hakkın kötüye kullanımı olduğu yönündeki itirazın yerinde olmadığı, davalıya yüklenecek bir kusurun varlığının dosya kapsamına göre ispat edilemediği gibi 2015 yılından sonraki ayrılık ve geçimsizliğin davacının kusurlu davranışları sonucu meydana geldiği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davalı kadın ve ortak çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği ve miktarlarının uygun olup olmadığı, davacı erkeğin reddedilen boşanmanın fer'î talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılıKanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.