Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5307 E. 2024/4087 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken davalı eşin ölümü üzerine, sağ kalan eşin kusur durumunun tespiti ve tarafların tazminat taleplerinin değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tanık beyanları değerlendirilerek, sağ kalan eşin kusurlu olduğuna dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı, ayrıca evlilik birliğinin ölümle sona ermesi nedeniyle boşanmaya bağlı fer'i taleplerin de konusuz kaldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/822 E., 2023/647 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/575 E., 2021/21 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, vekâlet ücreti ve tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiği yönünden, davalı karşı davacı kadın mirasçısı vekili kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiği yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usuli eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince vekâlet ücretine ilişkin verilen karar davacı karşı davalı erkek vekilince istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı karşı davalı erkek vekilinin İlk Derece Mahkemesince vekâlet ücretine ilişkin verilen karara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı karşı davalı erkek vekilinin reddedilen yön, davalı karşı davacı kadın mirasçısı vekilinin tüm temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadının evlenmeden önce hastalığını kendisinden sakladığını, sevmeden evlendiğini söylediğini, ameliyattan sonra anlamsız davranışlar yaptığını, tarafların yaklaşık 1.5 yıldır ayrı yaşadıklarını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, evlenmeden önce davalı karşı davacı kadının bir hastalığının olmadığını, davacı karşı davalı erkeğin kadını maddî ve manevî anlamda yalnız bıraktığını, kadını evden kovduğunu, ihtiyaçlarını karşılamadığını, yanında sigara içtiğini, alkol masası kurmasını istediğini, ailesini tehdit ettiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile faizi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, ziynetlerin de aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiş, ziynet alacağı talebi yargılama sırasında tefrik edilmiştir.

2. Davalı karşı davacı kadın yargılama sırasında 28.04.2020 tarihinde ölmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-karşı davalı erkek, davalı karşı davacı müteveffanın beyninde tümör olduğunu bilmesine rağmen kendisinden sakladığını, evlendikten sonra rahatsızlanması sebebiyle ameliyat olduğunu, ameliyat sonrasında kadının yaptığı hareketler nedeniyle yaşamı çekilmez hale soktuğunu belirtmiş ise de tanık anlatımları Adli Tıp Kurumu raporu ve tüm dosya kapsamına göre kadının bu rahatsızlığının evlilik öncesinde bildiği ve bunu kötü niyetli olarak sakladığına ilişkin somut, inandırıcı delil ortaya konulmadığından kusur atfının mümkün olmadığı, kadının 28.04.2020 tarihinde vefat ettiği gerekçesi ile boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın mirasçısı vekili ve davacı karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı karşı davacı kadın mirasçısı vekili; İlk Derece Mahkemesi kararında davalı kadının kusursuz bulunduğu ve bunun tespitine karar verildiğini, oysa kanun gereği davacı karşı davalı erkeğin kusur incelemesinin yapılması gerektiğini, maddî ve manevî tazminata dair hüküm kurulmadığını, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, erkeğin aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesine ve erkek yönünden kusur incelemesi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı karşı davalı erkek vekili; evliliğin sona ermesinde erkeğin kusurunun bulunmadığı, kadının kusurlu olduğunun ispatlandığını belirterek kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak erkeğin kusursuz olduğunun tespiti ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığı tespit edilmesi gerekirken vefat eden davalı karşı davacı kadının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı, davalı karşı davacı kadın, davacı karşı davalı erkeğin kusurlu olduğunu iddia etmiş ise de, alınan tanık beyanları kapsamında davacı karşı davalı erkeğe kusur olarak verilebilecek somut, görgüye dayalı beyan bulunmadığı dikkate alındığında erkeğe kusur verilmesinin mümkün olmadığı, bu haliyle davacı karşı davalı erkeğin kusurunun bulunmadığı, tarafların evlilik birliği ölüm ile sona ermekle boşanma ve buna bağlı olarak ferilerinin de ölüm tarihi itibariyle konusuz kaldığı gerekçeleri ile davalı karşı davacı kadın mirasçısının kusura yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, davacı karşı davalı erkeğin kusura yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 2.bendinin kaldırılmasına, sağ kalan eş davacı karşı davalı erkeğin kusuru olmadığının tespitine, tarafların tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, tarafların tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın mirasçısı vekili ve davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili; İlk Derece Mahkemesince aleyhine verilen vekâlet ücretinin ortadan kaldırılmadığını, istinaf taleplerinin kabul edilmesi nedeni ile vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini, evliliğin sona ermesinde kadının kusurlu olduğunu, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, vekâlet ücreti ve tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiği yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı kadın mirasçısı vekili; davacı karşı davalı erkeğin kusurlu olduğunu, maddî ve manevî tazminat konusunda lehine hüküm kurulması gerektiğini belirterek kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiği yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma davası sırasında eşlerden birinin ölümü nedeni ile sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığı, tarafların tazminat taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı karşı davalı erkek vekilinin İlk Derece Mahkemesince vekâlet ücretine ilişkin verilen karara yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı karşı davalı erkek vekilinin sair, davalı karşı davacı kadın mirasçısı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'a yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.