"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/495 E., 2023/761 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/825 E., 2019/847 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilmesine, sair yönlerden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, bağırıp çağırdığını, çabuk öfkelendiğini, hakaret ettiğini, küçümseyici ve tehditvari konuştuğunu, ilgisiz olduğunu, ortak konutu habersiz satışa çıkardığını ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; erkek hakkındaki iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının, akraba ve dost meclislerine katılmadığını tam ve ağır kusurlu olduğunu, davanın usul ve yasaya aykırı, haksız, dayanaksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların tartışmaları sırasında birbirlerine aşağılayıcı sözler söyledikleri, davalı erkeğin, çocukları eşi ve evin ihtiyaçları ile yeterince ilgilenmediği, kendi arkadaş çevresi ile daha çok vakit geçirdiği, evin her türlü ihtiyacını davacı kadının karşıladığı, davalının arada ödeme yaptığı, davacı kadının işinin nöbet tutmayı gerektirdiği halde nöbetçi olduğu günlerde dahi davalının balığa veya ava gittiği çocukları komşuya bırakmak zorunda kaldığı, kadını gitmesi gereken yerlere komşularının götürdüğü, davacı kadının ise, en küçük bir olayı tartışmaya dönüştürdüğü, davalı erkeğin davacı kadına sadece "akrabalarının düğününe gitmemesi" dışında başka bir maddî vakıaya dayanmadığı evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, sosyal hizmet uzmanı raporu küçüğün isteği ayrılık sürecinde küçüğün anne ile birlikte yaşamaya devam etmiş olması dikkate alındığında ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocuğun üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 600,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın, tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece tarafların tartışmalar sırasında birbirlerine aşağılayıcı sözler söyledikleri, davalı erkeğin çocukları, eşi ve ev ihtiyaçları ile ilgilenmeyerek kendi arkadaş çevresi ile daha çok vakit geçirmesi ve davacının evin tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalması gibi sebeplerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek tarafların boşanmalarına, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğuna hükmedildiği ancak, erkeğe eşine aşağılayıcı sözler söylediği belirtilmiş ise de bu sözlerin yeri ve zamanı belli olmayan, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak soyut izahlardan ibaret olduğundan erkeğe kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, erkeğe yüklenen kusurlardan çıkarılması gerektiği, kadına izafe edilen kusurların istinaf etmeksizin kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesince, davalı erkeğin sadece "akrabalarının düğününe gitmemesi" vakıasına dayandığı kabul edilmiş ise de davalı erkeğin bu vakıa yanında ayrıca "azarlama-evi terk-evi terkedeceğini söylemeyerek duygusal yönden kandırdığı" maddî vakıalarına da dayandığı ancak ispatlanamadığı, taraflara izafe edilebilecek başkaca kusurun ispatlanmadığı, bu hale göre boşanmanın çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduğu, ortak çocuğun yargılama aşamasında reşit olduğu, sair istinaf itirazlarının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle; erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kararının gerekçesindeki erkeğe yüklenen "tartışmalar sırasında aşağılayıcı sözler söyleme" kusuru çıkartılmak ve taraflar "eşit kusurlu" sayılmak şeklinde gerekçenin düzeltilmesine, erkeğin velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun başlangıçta da konusu olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde, kadının kabul edilen boşanma davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.