Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5332 E. 2024/3822 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin ölümüyle boşanma davası konusuz kaldıktan sonra, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve yasal düzenlemeler değerlendirilerek, davalı kadının kusurlu olduğuna dair yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesinin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/111 E., 2023/681 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Torbalı 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/220 E., 2022/438 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkeğin ölümü sebebiyle konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusurlu olduğunun tespiti ile davacıya mirasçı olamayacağının tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının hiç bir haklı sebebi olmaksızın davacıyı bakıma muhtaç bir şekilde bırakıp gittiğini, müvekkilinin sağlık sorunları bulunduğunu, davalı kadının birbirine bakma yükümlülüğünden kaçmak amacı ile ortak evi tüm özel eşyalarını alarak terk ettiğini, terk ihtarına dayalı boşanma davası açıldığını ancak eve dön ihtarının usulsüz olması sebebiyle davanın reddedildiğini ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının terke dayalı boşanma davasının reddinden sonra davalı kadını hiç aramadığını, telefon numaralarını değiştirdiğini, davalı kadının defalarca davacıya ulaşma çabalarına rağmen ulaşamadığını, terk ihtarı çeken eşin, eşinin ihtar tarihinden önce olan kusurlu davranışlarını affetmiş sayılacağını, ancak zaten ihtar ve istek tarihinden öncesi ve sonrası kadına yüklenecek hiçbir kusurun bulunmadığını, belirterek davanın reddini savunmuş aksi halde 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 06.07.2021 tarihli, 2018/952 E, 2021/418 K. sayılı kararı ile davalı kadının terk nedenine dayalı açılıp ret ile sonuçlanan davadan sonra dahi davalı kadının ortak eve dönmediği, felçli olan davacıyı bu haliyle ortak eve bıraktığı, davacıya bakmadığı bu haliyle davalı kadının tam kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusurunun ispat edilemediği gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkek yararına 3000,00 TL maddî, 3000,00 TL manevî tazminata, davalı kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiş, davalı kadının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının 03.04.2022 tarihinde vefat ettiği, bu durumda evlilik boşanma hükmü kesinleşmeden vefat ile sona erdiğine göre davacı mirasçılarının sağ kalan eş davalının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespiti yönünden değerlendirme yaparak sonucuna göre karar verilmesi için kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının yargılama aşamasında ölümü ile evlilik birliği kendiliğinden son bulduğundan konusuz kalan davada talep edilen boşanma ve boşanmanın feri sonuçları (her iki tarafın maddî ve manevî tazminat talebi, davalının tedbir ve yoksulluk nafakası talebi) hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının kusurlu olması nedeniyle davacıya mirasçı olamayacağının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu olmadığını, davacının felç olduğuna dair sağlık kurulu raporu bulunmadığını, delillerinin toplanmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini ayrıca mirasçı olmayacağına karar verilmesinin de hatalı olduğunu beyan ederek davalı kadının kusurlu olduğuna yönelik karar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının kusur tespitine ilişkin yapılan değerlendirmede yanlışlık olmadığı ancak davalının istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün ikinci bendinde yazılı ''kusurlu olduğu'' kelimelerinden sonra gelen ''tespiti ile TMK 181/2 maddesi kapsamında davalının kusurlu olması nedeniyle davacıya mirasçı olamayacağının'' şeklindeki cümlenin hükümden çıkartılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davalı kadının kusurlu olduğuna yönelik karar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflar arasındaki boşanma davasının davacı erkeğin ölümü nedeniyle konusuz kalmış olup kusur tespiti yönünden devam eden davada sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 181 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.