"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1340 E., 2023/469 K.
DAVA TARİHİ : 11.10.2019- 09.01.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/408 E., 2021/933 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve fer'îleri davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı- davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların geçinemediklerini, sürekli çeşitli tartışmalar yaşadıklarını, yaklaşık bir buçuk aylık süredir aynı evde yaşamadıklarını, davalı eşin sürekli olarak kıskançlık krizleri yaşadığını, bu kıskançlıkların artık davacıya hayatı dar edecek boyutlara ulaştığını, davacı evde telefonu ile meşgul olurken davalının bir anda davacının elinden telefonu çekip kiminle konuşuyorsun sen şeklinde töhmet altında bırakacak ifadelerde bulunduğunu, davacının hava almak ve yürüyüş yapmak amacıyla evinin yakınında ki parka çıktığında dahi davalının "orada kesin kadınlara bakıyorsundur, beni aldatıyor musun?" şeklinde ifadeler kullandığını, davalının davacının bulunmadığı ortamlarda bile davacı hakkında kendisini başka kadınlarla aldattığı şeklinde dedikodular çıkardığını, davalının bu hareketinin ortak hayatı temelinden sarsacak bir davranış olduğunu, davalının sürekli davacıyı başka insanlarla kıyasladığını, başkaları gibi tatile gitmedikleri, gezmeye gitmedikleri için davacıyı rencide ettiğini, davacının asgari ücretle çalıştığını ve maddî imkanlar ölçüsünde eşine gerekli ilgi ve alakayı gösterdiğini, davalının 2 yıl önce yaşadığı binanın 4. katından düştüğünü, bir süre tedavi görüp sağlığına kavuştuğunu ancak bu olay neticesinde psikolojik sorunlar yaşadığını, ilaçlar kullandığını, en küçük bir tartışmada dahi sinir krizleri geçirecek noktaya geldiğini, davacı ile davalının bir süre önce evleri ayırdıklarını, davalı eşin eşyaları almak için davacı yokken eve gelip davacının eşyalarını da götürdüklerini kalan eşyalara zarar verdiklerini, davacının eve geldiğinde eşyaların kullanılamayacak derecede harap olduğunu gördüğünü, davalının emniyette vermiş olduğu ifadesinde bir anlık siniri ile dayanamayıp eşyalara zarar verdiğini beyan ettiğini, davalının evden giderken "bu adam uyuşturucu kullanmaktadır" şeklinde bağırdığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Dava dilekçesi davalı- davacıya 14.02.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evliliğin ilk günlerinden itibaren sorunlar yaşadıklarını, erkeğin, kadına saygısız tutum ve davranışlarının her geçen gün arttığını, erkeğin cinsel istismardan derdest dosyalarının olduğunu, kadının bunu öğrenince dünyasının başına yıkıldığını, durumu öğrenince eşi ile konuştuğunu ancak inkar ve dayağa maruz kalınca evi terk ederek ailesinin yanına gittiğini, kadının evlenirken bu durumu bilse evlenmeyeceğini, bu durum gizlenerek kadının kandırıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 30.000,00 TL maddî tazminat ve 150.000,00 TL manevî tazminatın davacı davalıdan alınarak tarafına verilmesini verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların 19.09.2018 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının bulunmadığı, taraflar arasında yaşanan en son olayda tarafların parka gitme meselesi yüzünden tartışma yaşadıkları, davacının davalıya şiddet uyguladığı iş bu durumun davalı tanıklarından Serpil Y.'nin davacının iddiaları bakımından dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, kadının müşterek evdeki eşyalara zarar verme hususunun yaşanan son olaydan sonra tepki mahiyetinde olduğu, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve birliğin devamına imkan tanımayacak düzeyde geçimsizliğin sabit olduğu, bu aşamadan sonra bir araya gelerek mutlu bir birliktelik sürdürmelerinin mümkün olmadığı gibi evlilik birliğinin devamında gerek taraflar, gerekse toplum açısından korunmaya değer bir yararın kalmadığı; mevcut geçimsizliğin meydana gelmesinde erkeğin, kadına şiddet uygulaması eylemi ile tam kusurlu olduğu, kadının subut bulan herhangi bir kusurunun bulunmadığı, asıl davanın ispat edilememesi ve erkeğin tam kusurlu bulunması, erkeğin, kadına şiddet uygulaması nedeniyle kadının kişilik haklarının zedelenmiş olması ve boşanarak evlilikten beklediği menfaatlerini kaybedecek olması gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, 9.600,00 TL toptan yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, 8.000,00 TL maddî tazminat ve 8.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı- davacı kadının eşyalara zarar verdiği, erkeğe hakaret ettiği, erkeğin dışarıda arkadaşları ile vakit geçirmesine izin vermediği hususunun tanık beyanları ile ispat edildiğini, tanık ... 'in görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını, Tanık Serpil'in kadının annesi olduğu, erkeğin ceza dosyasından haberinin olmadığı hususundaki beyanının gerçeği yansıtmadığını, kadının erkeğin kendisini aldattığı konusunda asılsız ithamlarda bulunduğunu, yargılama sırasında kadının başka bir erkekten çocuk doğurduğunu ve erkeğin bu hususta soy bağının reddi davası açtığını ileri sürüp Mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı- davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalının tam kusurlu olduğu, asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulüne ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarının makul olduğu gerekçesi ile ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının eşyalara zarar verdiği, erkeğe hakaret ettiği, erkeğin dışarıda arkadaşları ile vakit geçirmesine izin vermediği hususunun tanık beyanları ile ispat edildiğini, tanık ... 'in görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını, tanık Serpil'in kadının annesi olduğu, erkeğin ceza dosyasından haberinin olmadığı hususundaki beyanının gerçeği yansıtmadığını, kadının, erkeğin kendisini aldattığı konusunda asılsız ithamlarda bulunduğunu, yargılama sırasında kadının başka bir erkekten çocuk doğurduğunu ve erkeğin bu hususta soy bağının reddi davası açtığını ileri sürüp kararın erkek yararına bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak erkeğin davasının reddi ve kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.