Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5339 E. 2023/4680 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, bozma ilamına uygun olarak, kadının boşanmada ağır kusurlu olduğunun tespiti ve bu kusur durumu gözetilerek erkek lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi, kadının yoksulluk nafakası talebinin ise reddine karar veren yerel mahkeme kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2952 E., 2023/174 K.

KARAR : Kısmen kabul - kısmen ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kısmen onanmasına ve bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda erkek lehine maddî ve manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkek lehine 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2020 tarihli kararı ile kadının, erkeğe toplum içerisinde 'sen adam mısın' şeklinde küçümseyici sözler söylediği, yine toplum içerisinde davacı erkekle ailesinin baskısıyla istemeyerek evlendiğini ve davacı erkeği sevmediğini dile getirdiği, taraflar arasındaki son hadisede davalı kadının davacı erkeğe sen adisin, şerefsizsin, sen böyle pisliksin şeklinde hakaretler ettiği, kadının ev işleriyle ilgilenmediği, erkeğin ise bayramlarda ve özel günlerde davacı kadının ailesini ziyaret etmesine engel olduğu belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda kadının erkeğe nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek lehine 3.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminat takdirine, kadının maddî-manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın lehine takdir edilen 700,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı;

1. Davacı- karşı davalı erkek vekili katılma yolu ile hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî-manevî tazminat miktarları ve kadının kabul edilen davasının tamamı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- karşı davacı kadın vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur tespiti, reddedilen maddî-manevî tazminat ve tedbir-yoksulluk nafakası talepleri ile erkeğin kabul edilen tazminat talepleri yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.03.2022 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurların gerçekleştiğini ancak erkeğe yüklenen kusurlu davranışların yanı sıra son olayda tarafların, erkeğin Adana'da bulunan ailesini ziyarete gittiği, çıkan tartışmada erkeğin kadını kovduğu, devamında kadının Adıyaman'da bulunan babasını aradığı, babasının da erkeğin dayısını aradığı, erkeğin dayısının kadını baba evinin bulunduğu Adıyaman'a getirdiği, erkeğin artık kadını istemediğini söylediğinin sabit olduğunu, bir hafta sonra da kadının müşterek evin bulunduğu Kilis'te ki eşyaların Adayaman'a gönderildiğinin anlaşıldığını, dolayısıyla tarafların evlilik birliğini sona erdiren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarını belirterek istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına 700,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı erkek tarafından kadının kabul edilen davası kusur belirlemesi, nafakalar ile kendisinin reddedilen tazminat talepleri yönünden, kadın tarafından kusur belirlemesi, kendisinin reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 13.09.2022 tarihli ilamı ile Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı -karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiğini, kusur durumuna göre kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceğini ve erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, hükmün kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla evlilik birliğini sona erdiren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğunun tepiti ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı ve erkek lehine hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakasının ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Mahkemece bozmaya uygun karar verilip verilmediği, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar ile kadının yoksulluk nafakası talebi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı- karşı davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.