Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5345 E. 2024/3873 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı ve kusurun kimden kaynaklandığı hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların bir süre ayrı yaşadıktan sonra tekrar bir araya gelmeleri ve erkeğe yönelik takipsizlik kararının ardından kadının evi terk etmesine kadar geçen sürede tarafları kusurlu kılacak bir durumun ispatlanamaması, evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede geçimsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle tarafların boşanma davalarının reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3079 E., 2023/567 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/358 E., 2022/674 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davaların reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının sürekli kavga çıkardığını, tarafların 3 yıl fiilen ayrı yaşadığını, kadının çocukları ve kendisi için nafaka davası açtığını, sonradan tarafların barışıp birlikte kaldığını, taraflar barıştıktan sonra dahi davalıya nafaka ödemeye devam ettiğini, erkeğin 2017 yılı Şubat ayında işinden ihraç edildiğini, ancak sonrasında aklandığını, kadının haksız yere hastaneden rapor aldığını ve şikayet ettiğini, yargılandığı ve mahkeme kararı ile beraat ettiğini, daha sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettiğini, sen teröristsin, hainsin şeklinde sözler söylediğini, ailesine hakaret ettiğini, annesini darp ettiğini, hakaret ettiğini, çocuk ile ilgilenmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 30.000,00 TL manevî tazminat ile erkek yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı – davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadına ve çocuğa fiziki şiddet uyguladığını, sürekli tartışma ve kavga çıkardığını, hakaret ettiğini, sorumsuz davrandığını, ilgisiz olduğunu evliliğin yüklediği görevleri yerine getirmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 08.06.2021 tarih ve 2019/502 Esas, 2021/358 Karar sayılı kararı ile tarafların evlilik için gerekli uyum, olgunluk ve tahammülü göstermediği, birbirine ilgi, sevgi ve tahammül göstermediği, meseleleri gereğinden fazla büyüttüğü, sürekli tartıştığı, geçimsiz davrandığı ve sürekli tartıştığı ve bu kusurlu eylemleri ile her iki tarafın eşit kusurlu olarak evliliğin sona ermesine sebebiyet verdiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, tarafların tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili tarafından, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri yönünden; davalı- davacı kadın vekili tarafından ise, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 26.04.2022 tarih ve 2021/1740 Esas, 2022/1064 Karar sayılı kararı ile karşı davacı kadın vekili tarafından peşin harç yatırılmadığı. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30 uncu ve 33 üncü maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilerek eksik harcı yatırması için süre verilmediği, anlaşıldığı, Mahkemece eksik harcın tamamlanması için kanunda belirtilen usulde süre verilerek verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosya işlemden kaldırılmasına, akabinde de şartlar oluşur ise ve 6100 sayılı Kanun’un 150 nci maddesi uyarınca süresinde tamamlanarak yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin gerektiği; kabule göre de, kararın gerekçesinde kime ne kusur yüklediğinin anlaşılmadığı, bu haliyle kararın gerekçesiz olduğu; dayanılan tedbir nafakası dosyasın da dosya arasına almadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenin göre, tarafların sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların sürekli kavga ettikleri, karşılıklı olarak birbirlerine sözel şiddet uyguladıkları, kadının eşini tehdit, hakaret ve yaralama iddialarıyla şikayet ettiği, bu şikayetlerde beraat ve KYOK kararları verildiği, eşinin annesiyle tartıştığı, eşinin babasına siz teröristsiniz şeklinde konuştuğu, davacı erkeğin de eşinin ailesiyle görüşmediği, babasının cenazesine gitmediği, ikinci çocuğun doğumunda hastaneye gitmediği, toplum içinde defol git şeklinde konuştuğu, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin yoksulluk ve tazminat talepleri ile kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, velâyet düzenlemesi ile nafakaların hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri ile velâyet ve nafakalar yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı – Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve erkeğin davasının kabulü ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ile nafaka miktarları yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların arasındaki anlaşmazlık nedeni ile ayrı yaşamaya başladığı, hatta kadın tarafından bu dönemde 16.08.2013 tarihinde kendisi ve çocuk yararına Malatya 2. Aile Mahkemesinin, 2013/575 Esas ve 2014/399 Karar sayılı ve 06.05.2014 tarihli kararı ile tedbir nafakası bağlanmasına ilişkin dava açıldığı, kadın ve çocuk yararına nafaka bağlandığı, kararın 03.07.2015 tarihinde kesinleştiği, bilahare tarafların yeniden 2016 yılında bir araya gelerek, birlikte yaşamaya başladıkları, erkeğin annesine ait evde oturdukları, davalı- davacının, davacı- davalının annesini oturdukları evden kovması nedeni ile taraflar arasında yeniden anlaşmazlık meydana geldiği, aynı zamanda bu dönemde erkeğin, FETÖ terör örgütüne üye olmak suçlaması ile hakkında 15.07.2016 tarihinde, Malatya CBS’nın 2018/6775 no’lu dosyası ile soruşturma açıldığı, bu dönemde kadının, özellikle erkeğin babası tanık Abdullah’ın beyanı uyarınca oğlu hakkında yukarıda numarası belirtilen CBS dosyasından 2018/13671 Karar ve 21.09.2018 tarihli kararı ile takipsizlik kararı verilmesi üzerine, davalı-davacı kadının, oğluna tazminat alabileceği, ev alabileceği düşüncesi ile iyi davranmaya başladığı, tarafların takipsizlik kararı verildiğinde de bir arada yaşadıklarına ilişkin beyanları ve yine takipsizlik kararı alındıktan 1,5 ay sonra da, kadının evi terk ettiğine ilişkin beyanları değerlendirildiğinde, taraflara İlk Derece Mahkemesi kararı ile yüklenilen kusurların karşılıklı olarak af edildiği, erkek hakkında verilen 21.09.2018 tarihli takipsizlik kararından kadının evi terk etmesine kadar olan 1,5 aylık sürede ise taraflara yüklenilebilecek kusurun ispat edilemediği, taraflarca açılan her iki davanın da reddine karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davalarıın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı – davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; evliliğin kadının davranışlarından çekilmez hale geldiğini, bunun sürekli olduğunu, davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kendi davasının reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı – davacı kadın temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin kusurları nedeniyle evliliğin çekilmez hale geldiğini, bu davranışlarının sürekli olduğunu, davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kendi davasının reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.