Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5346 E. 2024/1894 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, erkeğin açtığı boşanma davasının reddine ve kadının nafaka talebinin kabulüne ilişkin verilen kararın doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı-karşı davalı tarafından ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararı bozmak için yeterli olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1452 E., 2023/340 K.

DAVA TARİHİ : 26.06.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/333 E., 2022/124 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile ortak çocuk ve kadın yararına tedbir nafakasına karar verilmiştir.

Kararın davacı- karşı davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle taraflar arasında evlendikleri günden beri uyuşmazlık bulunduğunu, tarafların boşanma konusunda anlaştıklarını, bu sebeplerle tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı- karşı davalı erkek karşı davaya cevap ve 06.08.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davaya çekişmeli olarak devam ettirdiklerini, erkeğin evlilik tarihinde Adana'da infaz koruma memuru olarak çalıştığını, düğünden sonra eşiyle Adana'da lojmana yerleştiklerini, düğünden sonra bir iki hafta lojmanda kalan kadının sonrasında Gaziantep'te bulunan iş yerini kardeşinin işletemediğini belirterek Antep'e dönmek istediğini, erkeğin bu duruma rıza göstermediğini, eşinden iş yerini devretmesini istediğini, kadının bu şekilde devrederse çok fazla zarara uğrayacağını söyleyince erkeğin istemeyerek kadının Gaziantep'e dönmesine rıza gösterdiğini, kadının Gaziantep'e dönünce uzaklaşarak evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları da yerine getirmediğini, erkek ve ailesinin aramalarına hiç bir şekilde dönüş yapmadığını ve umursamadığını, erkeğin ailesini bayramda dahi ziyaret etmek istemeyerek erkeği kendi ailesinin önünde terslediğini ve küçük düşürdüğünü,''seninle evlenerek hedefime ulaştım, nasıl olsa sahip oldum heyecanı kalmadı'' şeklinde cevap vererek ,aşağılayıcı sözler de sarf ettiğini, erkeğin Nizip'teki babaannesini ziyaret etmek isteyince alaycı bir üslupla ''sen erkeklendin ha!'’ şeklinde cümleler sarfederek telefonu yüzüne kapattığını, ayrıldıklarını, kadının erkeğin annesini durumu bildirmek için aradığını, erkeğin annesi tavsiyede bulunurken kadının hakaretlerde bulunarak telefonu yüzüne kapattığını, daha sonra kadının özür dilediğini, hamile olması sebebiyle kadın ile bir araya geldiğini fakat kadının tekrar erkeği terk ederek ailesinin yanına döndüğünü,erkek sorduğunda ''babam öyle istedi, bırak gel dedi ben de geldim'' diyerek mevcut evliliğin bitmesine sebep olduğunu, ortak çocuğun doğmasına yakın kadını birçok defa aramasına rağmen hiçbir şekilde telefona bakıp hamileliği hakkında bilgi vermediğini, kadının kendisini sosyal medya ve telefondan engellediğini, erkeği ortak çocuktan mahrum bırakarak müvekkilin babalık duygusunu yaşamasına izin vermediğini iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı Kanun)'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 30.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap- karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın her ne kadar kadının anlaşmalı boşanmaya razı olduğunu söylese de böyle bir anlaşmanın kesinlikle bulunmadığını, erkeğin o tarihte Adana'da infaz koruma memuru olarak çalıştığını, kadının ise Gaziantep'te kendisine ait tuhafiye dükkanı işlettiğini, tarafların evlenince Gaziantep'te yaşayacak olacaklarını, tayin gecikince düğün yaptıklarını ve Adana'da lojmana yerleştiklerini, kadının işlettiği dükkanı kardeşine bıraktığını, yaklaşık 2 ay sonra kardeşinin artık dükkana bakamayacak olması sebebiyle erkeğin de isteği doğrultusunda kadının iş yerinin başına geldiğini ve burada hamile olduğunu öğrendiğini, kadının dükkanı kapatmak istediğini, erkek kabul etmeyince bir süre ayrı şehirlerde yaşadıklarını, erkeğin Adana'dayken kadını arayarak Nizip ilçesine bir akrabaya gideceklerini ve erken saatte hazır olmasını istediğini, kadının dükanı kapatma saatinden sonra gidelim dediğini, bunun üzerine erkeğin sinirlenip tek başına Gaziantep'e gelip gittiğini, kadının tüm aramalarına rağmen erkeğe ulaşamadığını, telefonu açan erkeğin kadına "artık başının çaresine bak" dediğini, kadının bunun üzerine Adana'ya gittiğini, kadını evde gördüğünde kadına "burada ne işin var, neden geldin, defol git" şeklinde sözler söylediğini, aç, susuz geçen iki günün ardından erkeğin konuşmayı kabul edip kadına "buradan çıkıp annemin evine gideceksin, ondan özür dileyeceksin, annemin bir odasında kalacaksın, bir süre sonra annem bu gelin bize yarar, sana karılık yapabilir derse o zaman seni affederim" dediğini, tayini çıksa da borç bitinceye kadar ailesi ile birlikte oturacaklarını beyan ettiğini, bu durumu kabul etmeyen kadının oradan çıkıp baba evine geldiğini ve dükkanı işletmeye devam ettiğini, erkeğin ise kadının hamile olduğunu bilmesine rağmen arayıp sormadığını, ortak çocuğun doğduğunu, kadın belgeleri vermek istemeyince bir sürü hakaret içeren mesaj ve ses kaydı gönderdiğini, erkeğin bankadan kredi çekip ev alacağını, bunun için eşin muvafakat vermesi gerektiğini bildirince kadının belki ev alınır ve ortak haneye taşınılır yuva kurtulur diyerek 26.06.2020 tarihinde bankaya gidip muvafakatnameyi imzaladığını ancak erkeğin aynı gün kadından habersiz anlaşmalı boşanma davası açtığını, kadının halen boşanmak istemediğini, haksız boşanma davasının reddini, karşı tedbir nafakası davalarının kabulü ile kadın ve ortak çocuk lehine ayrı ayrı olmak üzere aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, boşanmaya karar verilirse ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesini, kadın için aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, ortak çocuk için 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, kadın için 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının, tarafların barışma eyleminden sonra kusurlu kabul edilecek bir davranış veya sözünün bulunmadığı aksine davacının ayrı bir ev tutmayarak davalıyı ailesi ile birlikte aynı evde kalmaya mecbur bırakması ve tüm hesaplardan engelleyerek hamile olan ve sonra doğum yapan davalının kendisine ulaşmasını engellemesi nedeni ile davacının tam kusurlu olduğu ve tam kusurlu davacının kendi kusuruna dayanarak boşanma talep edemeyeceği gerekçesi ile açılan boşanma davasının reddine, karşı davanın kabulü ile kadın yararına tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla aylık 1.000,00 TL ve ortak çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın açıldığı tarihten karar tarihine kadar barışma ve uzlaşmanın gerçekleşmediğini, kadının Gaziantep'teki dükkanı birlikte yaşamaya tercih ederek kusurlu olduğunu, iddialarını ispatladığını, ara karar ile takdir olunan tedbir nafakalarının orantısız bir şekilde davanın açıldığı tarihten itibaren arttırıldığını, hükmedilen nafaka miktarının maddî ve manevî varlığını geliştirme hakkını ihlal ettiğini, kadının internet üzerinden satış yaparak gelir sağladığını beyan ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının reddi ile kadın ve çocuk yararına kabul olunan tedbir nafakası miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı- karşı davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca af olgusunun somut delillerle ispat edilmesinin gerektiğini, karşı taraf ile gerçekleştirdiğinin çok çok barışma teklifi, görüşmesi sayılabileceğini, bunun af niteliğinde kabul edilemeyeceğini. buna rağmen Mahkemece hiçbir somut dayanak olmamasına rağmen yalnızca davalı yanın “birlikte uyuduk” beyanına dayanılarak yerel mahkemece affetmiş sayıldığını, kesinlikle birlikte uyuma durumunun söz konusu olmadığını, ayrı odalarda kaldıklarını, dolayısı ile bu hususun affetmiş sayılma, hoşgörüde bulunma anlamına gelmemekte olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı-karşı davalı tarafça açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına yüklenecek kusur bulunup bulunmadığı ve af olgusunun ispat edilmiş olup olmadığı, erkeğin boşanma davasının reddine ve kadının karşı davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.