Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5363 E. 2024/2059 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkek tarafından açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu, delillerin değerlendirilmesi, tazminat ve nafaka taleplerinin hukuka uygunluğu hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1239 E., 2023/47 K.

DAVA TARİHİ : 15.01.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/40 E., 2020/127 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı ile evli olduklarını ve çocukları olmadığını, evlendikten sonra aralarında sürekle bir geçimsizlik olduğunu, ortak kararlar alamayıp aile birliğinin oluşmasını sağlayamadıklarını, aralarında çıkan tartışmalar nedeni ile saygı ve sevginin kalmadığını, davalının yaklaşık altı ay önce evi terk ettiğini ve ayrı yaşadıklarını, evliliğin hukuken sona erdirilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davalının aleyhine açmış bulunduğu boşanma davasında evlilik birliğinin devamı esnasında sorunları yaratan, yarattığı sorunlardan sonra da davalıya kötü davranan, döven, hakaret eden, evden dışarı atan ve onur kırıcı davranışlarda bulunanın davacı olduğunu, davalının ortak evi kendi serbest iradesiyle terk etmediğini, davacının, davalıyı dövmesi, sözlü ve fiili olarak kötü muamelede bulunarak ve evden dışarı attığını, davacının bu kötü, onur kırıcı davranışı sonunda, davalının mahallede komşusu olan ...’un evine sığındığını. komşularının davalının gördüğü şiddet ve kötü muameleyi polise bildirmesini önerdiklerini, davalı büyük bir sebat ve metanet göstererek "kocamdır, ayıptır, şikayet edemem, olmaz" diyerek kolluğa başvurmadığını, davalının evden atıldığı son olaydan önce de bir çok kez bu şekilde kötü muameleye maruz kaldığını, davacının döverek evden dışarı attığı davalının birkaç gün sığındığı komşusunda kaldıktan sonra evine dönmek istediğini ancak davacının buna müsaade etmemesi sonucu olarak çaresiz ve zorunlu olarak erkek kardeşinin Tunceli /Hozat /Geçimli Köyünde ki evine sığındığını. davalının hiçbir geliri olmayıp, yoksul ve çaresiz halde olduğunu, davacının, davalıyı başka bir kadınla aldatmakta olduğunu, davacının çalıştığı işyerinde iş arkadaşı olan bir kadınla davalı eşi aldattığını, davalının bu durumu davacının telefonuna gelen mesajlardan ve davacının ev içinde "gizli" yaptığı telefon konuşmalarından duyarak bilgi sahibi olduğunu, davalı, davacıya gizli ilişkisi hakkında her soru sorduğunda kötü muameleyle karşılaşıp, dövülüp, hakarete uğrayıp ve onur kırıcı davranışlara maruz kaldığını, davacının çalışmakta ve düzenli olarak 3.000,00 TL'si dolayında aylık almakta olduğunu, bu itibarla davalı iş bu davada verilecek karar kesinleşene kadar davacıdan aylık 750.00 TL'si tedbir nafakası talepettiğini, davada kusurlu tarafın davacı olduğundan davanın reddinin gerektiğini, mahkemenin aksi kabulle davanın kabulüne karar vermesi halinde kusurlu olan davacı kocadan 50.000 TL manevî 75.000 TL maddî tazminat talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların 24.07.2000 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının olmadığı, davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak boşanma davası açtığı buna ilişkin olarak da davalının evi terk etmesine, evlilik sırasında aylarca memleketine gitmesine, eviyle ailesiyle ilgilenmemesine, her tartışmada "benim evim sırtımda istediğim zaman giderim" demesine, kendisine ve ailesine hakaret etmesine, davacının çocuğu için para harcamasına laf etmesine dayandığı; davalının ise cevap dilekçesinde davacının kendisini dövdüğünü, evden dışarı attığını, eve geri almadığını, kendisini aldattığını beyanla davanın reddini aksi halde lehine maddî manevî tazminat ve nafakaya hükmedilmesini talep ettiği, dinlenen tanık beyanlarından davalının davacıyı sürekli evi terk etmekle tehdit ettiği, 'benim evim sırtımda, istediğim yere giderim' şeklinde konuştuğu, ailesine karşı kötü sözler sarf ettiği ve bu nedenle kusurlu olduğu, davalının cevap dilekçesinde dayandığı aldatma ve evden atma vakıaların tanık beyanlarıyla ispatlanamadığı, yine davalı tanığı ...'in ifadesinde davalının, davacının kardeşi ve kardeşinin eşinin kendisini dövdüğünü, davacının ve annesinin daha sonra geldiğini söylediğini beyan ettiği anlaşılmakla davacının davalıyı darp ettiğine dair iddianın da ispatlanamadığı, bu nedene davacının boşanma talebinde haklı olduğu evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve ortak hayatın çekilmez hale geldiği, bunda davalının tam kusurlu bulunduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, davalı tarafın maddî manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı tarafın yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı tarafa mahkememizce 28.06.2018 tarihli duruşma ara kararıyla bağlanan tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi istemiyle hükmün bütünü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi istemiyle hükmün bütünü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.