"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1012 E., 2023/619 K.
DAVA TARİHİ : 28.08.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bayburt Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/304 E., 2020/320 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 1978 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden 4 çocuklarının dünyaya geldiğini, bu çocuklardan engelli olan iki çocuğundan birinin davalı kadının yanında olduğunu, diğerinin ise hastanede olduğunu, müvekkili ile davalının yaklaşık 15 yıldır süren sorunlarının olduğunu, davalı kadının müvekkiline olan sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalının müvekkiline sürekli yalanlar söylediğini, eve başka erkeklerin girdiğini, davalının müvekkiline sen benim kocam değilsin şeklinde rencide edici beyanları olduğunu, 1 yıldır fiili olarak ayrı yaşadıklarını beyanla zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin engelli olan iki çocuğundan birini hastanede, diğerini ise evde baktığını, davacı erkeğin ise psikolojik rahatsız olduğunu, bu nedenle maluliyet raporu aldığını, Alman makamlarınca müvekkiline uyguladığı şiddet ve tehdit eylemlerinden ötürü hakkında bir çok kez uzaklaştırma kararı verildiğini, aldatma iddiasını kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının mahkememize sunduğu tanıkların beyanlarından davacının dava dilekçesinde bahsettiği zina ve evlilik birliğini temelden sarsacak şekilde anlaşmazlığı ispatlar nitelikte anlatımların olmadığı, davacı tanıklarının davacı ile davalı arasındaki anlaşmazlıklar veya zina iddiaları hakkına bilgilerinin bulunmadığı, mahkememize sunulan flash bellekte ise davalının zina eylemini ispata yarar görüntülerin olmadığı, bu hali ile davacının her iki hukuksal nedene dayalı olan boşanma iddialarını ispat edemediği, davalının mahkememizce dinlenen tanık beyanları ile de davacının iddiasını ispat etmesinin mümkün olduğu ancak dinlenen davalı tanık beyanlarından da davacının tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı bu hali ile davalının az da olsa kusurunun ispat edilemediği anlaşıldığından her iki hukuksal nedene dayalı olarak açılan boşanma davasının reddine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı eşin evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek evliliğin bitmesine neden olduğunu, bunun dosyada dinlenen tanık beyanları ve kamera görüntüleri ile de sabit olduğunu, müvekkilinin 41 yıllık eşinin kendisini aldattığını öğrendiğini ve müvekkilinin evlilik birliğine olan inancını yitirmesine sebep olduğunu, müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını aksine evlilik birliğinin gerektirdiği tüm görev ve sorumlulukları yerine getirdiğini ileri sürerek haksız ve hukuka aykırı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatın devamı taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek kusurunun ispatlanıp ispatlanmadığı, davanın reddi kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi,161 inci maddesi ile 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.