"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/786 E., 2023/799 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/853 E., 2022/956 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı- karşı davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin alkol kullandığını, kumar oynadığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, çeşitli oyun sitelerinde para yatırarak oyun oynadığını, kadına şiddet uyguladığını, kumar borcu nedeniyle alacaklıların evlerine gelmesi nedeniyle tarafların bir süre kadının ailesinin evinde kaldıklarını, erkeğin bu süre içerisinde çalışmadığını, kadına ve kardeşine şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 550,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 25.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin düzenli bir çalışma hayatı olduğunu, evin ihtiyaçlarını eksiksiz karşıladığını, kadının hiçbir zaman çalışma talebinin olmadığını, evin işlerini yapmadığını, yemek pişirmediğini, evliliğin başından beri erkeği ve ailesini benimsemediğini, evlilik süresince erkeğe sinkaflı küfürler ve fiziksel saldırıda bulunduğunu, ev eşyalarını kırıp döktüğünü, aşağılayıcı davranışlarda bulunduğunu, erkeğin ailesine de hakaretlerde bulunduğunu, ortak çocuğun bakımını aksattığını, erkeğin ailesini ve arkadaşlarını eve sokmadığını, kadının facebook hesabı açtığını, bu hesaptan tanımadığı erkekler ve eski sevgilisini eklediğini, kadının sürekli kendi ailesinin evinde kalmak istediğini, cinsel ilişkiden kaçındığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 06.01.2022 tarih ve 2020/167 Esas, 2022/16 Karar sayılı kararıyla; kadının boşanma davasının, maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakalarının reddine, kadının ziynet eşyası davasının tefrik edilmesine, erkeğin boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, erkek lehine 7.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili Mahkemenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297/1-c hükmüne aykırı hareket ettiğini, erkeğin iddialarını ispat edemediğini, erkeğin tanıklarının görgüye dayalı beyanda bulunmadıklarını, akrabalık nedeniyle beyanlarının hükme esas alınamayacağını, kadına kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, tefrik kararının hatalı olduğunu, takdir edilen manevî tazminatın şartlarının oluşmadığını ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adiye Mahkemesinin 15.09.2022 tarih ve 2022/1488 Esas, 2022/1534 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin hangi delile dayanarak (somut olayda hangi tanığın beyanına dayanarak), hangi vakıaları kusur olarak nitelendirdiğini ve kusur derecelerini denetime elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklamak zorunda olduğunu, Mahkemece yapılacak işin tüm deliller, iddia ve savunma birlikte değerlendirilerek, özellikle Anayasanın 141/3 maddesi ve 6100 sayılı Kanun'un 27 ve 297. maddeleri kapsamında vardığı yargıyı içerir ve denetlenebilir gerekçe ve hüküm oluşturmak olduğu gerekçesiyle davacı- karşı davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının tamamının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kadının sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin bir kusurunun ispatlanamadığı, kadının evine bakmadığı, evine sahip çıkmadığı, temizlik yapmadığı, bulaşıkları yıkamadığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, evliliğin böyle olduğunu bilseydim evlenmezdim dediği, bağımsız bir evi varken eşini anne babasının evine taşınmaya zorladığı, eşini anne ve babasıyla yaşamaya zorladığı, eşine toplumda azarlar vaziyette hitap ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının boşanma davasının, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakakası talebinin reddine, erkeğin boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, erkek lehine 7.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin hiçbir iddiasının sübut bulmadığını, tanıkların erkeği boşanmanın mali etkilerinden kurtarmak için yanlı beyanda bulunduklarını, kadına kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, erkeğin kusurlarının gözetilmeden karar verildiğini, karşı davanın reddi ile açmış oldukları asıl davanın kabulüne ve lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, aleyhe hükmedilen tazminatın şartlarının oluşmadığını ileri sürerek; kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, manevî tazminat talebinin reddi, yoksulluk nafakası talebinin reddi ile aleyhine hükmedilen manevî tazminat yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının İlk Derece Mahkemesi tarafından tespit edilen "Birlik görevlerini yapmadığı" şeklindeki kusurunun gerçekleştiği, ancak kadına yüklenen "Evliliğin böyle olduğunu bilseydim evlenmezdim" dediği şeklindeki kusura erkek tarafından dilekçeler aşamasında vakıa olarak dayanılmadığından yüklenemeyeceği gerekçesiyle kadının kusurlarından çıkarılmasına, kadına yüklenen "Eşine toplumda azarlar vaziyette hitap ettiği" şeklindeki kusura ilişkin alınan tanık Seval'in beyanının yer ve zaman belirtmeyen, sebep ve saiki açıklamayan soyut beyan olması nedeniyle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesiyle kadının kusurlarından çıkarılmasına, kadına "Bağımsız bir evi varken eşini anne babasının evine taşınmaya zorladığı, eşini anne-babası ile yaşamaya zorladığı" kusur olarak yüklenmiş ise de, tarafların kadının bir dönem anne-babasının evinde yaşamasının erkeğin müşterek evin ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamamasından kaynaklanması nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceğinden bu kusurun da kadının kusurlarından çıkarılmasına, erkeğin, evinin ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, bu nedenle eşinin zaman zaman kendi anne-babasının evinde yaşamak zorunda kaldığı, aldığı maaşı eksiksiz olarak evine getirmediği, bahis oyunları oynadığı, zaman zaman da kadına şiddet uyguladığı kusurlarının erkeğe yüklenmesine, kadının kusur belirlemesine ilişkin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu eylemler değerlendirildiğinde kadının yukarıda belirtilen kusurlarının kusurlarının gerekçeden çıkarılmasına, tarafların sabit olan ve gerçekleşen kusurlu eylemleri değerlendirildiğinde kadının az, erkeğin ağır kusurlu şeklinde kusur belirlemesinin düzeltilmesine, kusur durumuna göre kadın tarafından açılan asıl boşanma davasının reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle kadının davasının da kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararın aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminata, ağır kusurlu olduğundan erkeğin manevî talebinin reddine, kadın vekilinin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 31 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.