"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/408 E., 2023/575 K.
DAVA TARİHİ : 11.04.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tire 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/223 E., 2020/366 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ferileri davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ve ferilerinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde davacının 10.04.2018 tarihli çekişmeli boşanma dilekçesi ile davalıya dava açtığını, ancak davalı kocanın tehditlerinden dolayı davacının davacını geri aldığını, tarafların 31.10.2000 yılında evlendiklerini, evliliklerinden 17 ve 12 yaşlarında iki ortak çocuklarının olduğunu, davalının davacı ile zorla cinsel birliktelik kurduğunu, cinsel birliktelik sırasında ses ve görüntü kaydı yaptığını, ilk boşanma davası açıldıktan sonra tehdit aracı olarak kullandığını, ilk boşanma davasının geri alındığı tarih ile iş bu davanın açılış tarihi arasındaki 9 aylık bir zaman dilimi boyunca davalının eşine ve çocuklarına karşı şiddet uygulamaya devam ettiğini, yüksek düzeyde alkol aldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına,750,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamını, ortak çocuklar için 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini, 50.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalıya karşı ileri sürülen tehdit ve şantaj iddialarının yerinde olmadığını, davalının aşırı alkol alıp şiddet uyguladığının doğru olmadığını, davacının davalıyı hor gördüğünü, davalıyı akraba ve misafirler içinde hakaretlerde bulunduğunu, davalının aşırı alkol kullandığı, savurganlık ve sadakatsizlik yaptığının doğru olmadığını, arz edilen nedenlerle davacı ile davalı arasında boşanmaya neden olacak bir şiddetli geçimsizlik olmadığından velâyet, nafaka ve tazminat gibi taleplerin reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin alkol kullandığı ve çocuklarına ve eşine fiziksel şiddet uyguladığı sabit olmakla davacıdan kendisine ve çocuklarına fiziksel şiddet uygulayan ve sürekli alkollü bir şekilde eve gelen bir kişi ile evliliğini devam ettirmesinin beklenemeyeceği anlaşılmakla ortak hayatı sürdürmesi davacı kadından beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, eşine ve çocuklarına şiddet uygulayan davalının birliğin sarsılmasında tam kusurlu olduğu, davalı vekili ceza dosyasının beklenmesini talep etmiş ise de dosya kapsamında toplanan deliller ve özellikle alınan pedagog raporundaki çocuk Muhammet Mustafa'nın beyanları dikkate alındığında ceza dosyasının beklenmesinin yerinde olmayacağı, davacının iddialarını dosya kapsamında ispat ettiği kanaatiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk Muhammet Mustafa'nın velâyetinin anneye verilerek, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Sena reşit olduğundan velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuklar için tedbir-iştirak nafakası talebinin kısmen kabulü ile aylık 350,00'şer TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, belirlenen nafakanın ortak çocuk Muhammet Mustafa için iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadın için aylık 300,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 8.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl kusurlu olanın davacı olduğunu, tarafların yakın akrabaları olan tanıklar Yahya-Keziban Yaşar ve Mustafa beyanlarında davacının davalıya hakaret ettiğini söylediklerini, aynı tanık beyanlarından davacının ortak çocuklarını babaya karşı kışkırtarak Sena'nın babasına bıçak çektirmesini sağladığını, müvekkilinin aşırı bir içiciliğinin olmadığını, davacı tanık beyanlarının duyuma ilişkin olduğunu, davacı tanığı olarak dinlenen dayısının tarafların aralarının düzelmesini istemeyen bir kişi olduğunu ileri sürüp mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, taraflar arasında görülen Tire 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/510 Esas sayılı dosyasının yargılama ve hazırlık aşamasında alınan beyanlara, eldeki dosyada davacı tanık beyanlarına göre davalıya yüklenen kusurlu davranışların ispat edildiği, buna karşılık davalı tanıkları ... ve ... beyanlarından davacı kadının da evlilik birliği içerisinde değişik tarihlerde ve özellikle fiili ayrılık döneminde davalı erkeğe hakaret ettiğinin anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu kabul edilmesi gerekirken mahkemece davacı kadına kusur verilmeyerek davalı erkeğin tam kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de; davacı kadın dava açmakta haklı olduğundan boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde bir yanlışlık görülmediğinden davalı erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi yönünden kabulüne, kusurun gerekçesinin ve derecesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine ,davacı ortak çocuklar lehine aylık 750,00'şer TL tedbir nafakası talep etmiş, mahkemece karar duruşmasında kısa kararın 4. maddesi uyarınca talebin kısmen kabulü ile, aylık 350,00'şer TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verildiği halde hükmün gerekçesinde sadece ortak çocuk Muhammet Mustafa'ya verilen tedbir nafakasından bahsedilmiş, Sena yönünden tedbir nafakası hakkında bir gerekçe gösterilmeyerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmediği gibi, ortak çocuk Sena'nın 01.08.2019 tarihinde reşit olduğu, tedbir nafakasının da reşit olduğu tarihe kadar devamına karar verilmesi gerekirken kısa karar ve hüküm de kararın kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş olması da doğru olmamış, bu nedenle ortak çocuk Sena yönünden tedbir nafakasının sona erme tarihinin düzeltilmesi gerekmiş, bununla birlikte tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi ve nafakaların niteliği göz önüne alındığında, hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarının indirilmesinin de gerekmemesine göre, davalı erkeğin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün kusurun gerekçesi ve derecesi, ortak çocuk Sena lehine hükmedilen tedbir nafakasının bitiş tarihi yönünden düzeltilmesine, davalının yerinde bulunmayan sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesininyukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili; temyiz süresi içerisinde dosyaya sunduğu 14.04.2023 tarihli dilekçesi ile tarafların boşanma ve boşanmanın mali sonuçları konusunda anlaştıklarını beyanla ekte sunulan anlaşma protokolü uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davası olup, uyuşmazlık temyiz aşamasında davacı tarafından dosyaya sunulan anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda boşanma ve fer'ileri yönünden hüküm kurulup kurulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanunu'nun 190 ıncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 nci maddesi.
3.Değerlendirme
Davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiş, kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının bitiş tarihi yönünden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı temyiz süresi içerisinde davacı kadın vekili, ekte sunulan ve asılların imzalarını taşıyan 13.04.2023 tarihli anlaşma protokolü uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Dosyanın yapılan incelemesinde; davacı tarafça dosyaya her iki asılın imzasını taşıyan 13.04.2023 tarihli “Anlaşmalı Boşanma Protokolü” başlıklı belge sunulmuş olup, protokolde tarafların boşanma ve boşanmanın fer'ileri konusunda anlaştıkları anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle taraflar da bizzat duruşmaya çağrılıp beyanları da alınmak suretiyle protokol hükümleri dikkate alınarak bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.