Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5383 E. 2024/5274 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, maddi ve manevi tazminat miktarı ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı gibi hususlar gözetilerek, maddi ve manevi tazminat miktarının düşük olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarı yönünden bozulmasına, kusur belirlemesi ve nafakaya ilişkin kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1259 E., 2023/95 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/825 E., 2020/360 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun tazminat miktarı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur tespiti yönünden istinaf yoluna başvurulmamış olup Mahkemece belirlenen kusurlar erkek yönünden kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı-davalı erkek vekilinin istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz hakkı bulunmadığından bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacının, evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediğini, davacı karşı davalıya karşı küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalının, davalı karşı davacıya yönelik fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu,zorla anlaşmalı boşanma protokolü imzalattırdığını, buna yönelik olarak taraflar hakkında Kocaeli 3. Aile Mahkemesi'nin 2017/372 D.İş sayılı dosyasında 6284 sayılı yasa uyarınca uzaklaştırma kararı alındığını, ceza davalarının devam ettiğini bildirerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddeleri uyarınca boşanmalarına, dava süresince aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, tedbir nafakasının dava sonunda yoksulluk nafakası olarak devamına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî tazminat ve 100.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ziynetin aynen iadesine mümkün değilse tespit edilecek bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 11.7.2017 tarih, 2017/550 Esas - 2017/565 Karar sayılı kararı ile; erkek tarafından açılan davanın kabulü ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili boşanma ve fer’ileri yönünden istinaf ettiklerini beyanla, İlk Derece Mahkemesinin yanılgılı değerlendirmede bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adiye Mahkemesinin 22.03.2018 tarih ve 2017/2833 esas 2018/400 Karar sayılı kararı ile; tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı ... vekili tarafından imzalanan protokolün müvekkilinin asil iradesini ortaya koymadığını, baskı ve tehdit ile temyizden feragat dilekçesi imzalatıldığını belirterek, anlaşmalı boşanma kararının kaldırılması istemiyle istinaf talebinde bulunduğu,anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki, diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığı, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerektiği,açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkek eşin psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı,kadının çenesini yumrukladığı, ittirdiği, tam kusurlu olduğu, erkek tarafından açılan davanın reddine, kadının davasının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 13.500,00 TL maddî, 8.500,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, kadın eşin tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, ziynet eşyası talebi tefrik edildiğinden konusunda karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; Kocaeli 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/788 Esas, 2018/279 Karar sayılı kararının hükme esas alınmamasının doğru olmadığını, erkek tarafından maddî anlamda sömürüldüğünü bildirerek kusur tespiti, tedbir- yoksulluk nafakası talebinin reddi ve tazminat miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 21.02.2010 tarihinde evlendikleri, anlaşmalı boşanma davasının 28.06.2017 tarihinde açıldığı davanın çekişmeli boşanma davasına 20.12.2018 tarihinde dönüştürüldüğü, karşı davanın ise 07.02.2019 tarihinde açıldığı,erkek 08.07.2017 tarihinde kadına karşı müessir fiil suçundan cezalandırılmış ve hakkında HAGB uygulandığı, karşı dava 06.02.2019 tarihinde açıldığına göre bu kararın hükme esas alınmamasının doğru olmadığı, ancak mahkemece kadın tanığının anlatımı esas alınarak kadının 2017 yılında erkekten şiddet gördüğünü, bu olaydan sonra evlilik birliğinin devam etmediğini belirtilerek, erkeğe kadına karşı psikolojik ve fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle kusur yüklendiği, ceza davasına konu olay dolaylı olarak hükümde yer aldığı, maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu,açıklanan nedenlerle davalı-davacı kadının kusur tespiti ve nafakalara yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine, tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile 40.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte erkekten tahsili ile kadına ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (60698 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm; kadının ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1.Davacı-davalı erkek vekilinin kusur tespitine yönelik temyiz delikçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden BOZULMASINA,

3.Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatıran Nurcan'a iadesine,

Aşağıda yazılı karar temyiz harcının temyiz eden Dursun'a yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.