"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/454 E., 2023/1074 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/412 E., 2022/791 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı -davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı erkek vekilinin temyize konu ettiği ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı -davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı -davacı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı eşinin 2020 yılında evlendiklerini, müvekkilinin 8 aylık hamile olduğunu, tarafların evliliklerinin ilk günlerinden itibaren sorunların baş gösterdiğini, davalının ailesinin sürekli olarak evlilik birliğine müdahale ettiği ve davalının bu durumu göz ardı ettiği, tarafların evlilikleri süresince hiçbir kararı birlikte almadıkları, bu sebeple tarafların evlilik birlikteliğini huzurlu ve mutlu bir şekilde yürütmelerinin imkansız bir hale dönüştüğü, davalı tarafın, müvekkili davacıya karşı sürekli ilgisiz ve özensiz bir şekilde davrandığı, evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu görevleri yerine getirmediği, müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamak için maddi imkan sağlamadığı, müvekkilinin evlilik birliğinin üzerine yüklemiş olduğu yükümlülükleri yerine getirdiği, müvekkilinin hamileliği süresince doktor kontrollerine eşiyle birlikte hiçbir zaman gidemediği, sürekli olarak davalının kardeşi ile birlikte doktor kontrollerine gittikleri, davalı tarafın müvekkiline maddi cebir uyguladığı, tarafların düğünlerinde takılan altınlar konusunda dahi müvekkiline söz hakkı tanınmadığı, altınlar konusuna davalının babasının karar verdiği ve altınların davalı adına açılan banka şubesindeki kasaya koyulduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına müvekkili davacı için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, müvekkili davacı lehine 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, tazminatların boşanma kararı kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, düğünde müvekkiline takılan 5 adet bilezik, 12 adet çeyrek altın, altın ata lira kolye ve 10-14 arası gram altının aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde değerinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın ailesinin yanına her gidip döndüğünde sürekli olarak tartışma çıkardığı ve müvekkilinin huzurunun kaçmasına sebep olduğu, davacı tarafın polis eşliğinde müşterek haneden kendisine ait eşyaları aldığı bu sırada polislerin müvekkiline eve sokmadığı, davacının tüm eşyalarını aldığı, tarafların evlendikten sonra ayrı ev açtıklarını ve şehirde yaşadıklarını, müvekkilinin köyde babasının yanında çiftçilik yaptığı ve geçimini bu şekilde sağladığı, davacı tarafın hiçbir neden yokken evi terk ettiği, müvekkilinin tüm ısrarlarına rağmen geri dönmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı tarafın kusurlu olduğu, müvekkilinin davacı eşine maddi cebir kullandığı iddiasının mümkün olmadığını, takılar konusunda da davacının iddialarının gerçek dışı olduğu, davacı tarafın evi terk ederken takıları yanında götürdüğü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun)166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla,davacı kadının gebe olmasına rağmen günlük bir pakete yakın sigara tükettiği, mevcut durumun çocuğun sağlığına etki etmesi nedeniyle davalı koca tarafından uyarıldığı ancak sürece devam ettiği, evin yemek düzeni hususunda umarsız davrandığı; davalı kocanın da kadının müşterek haneye girmemesi amacıyla kapı kilidini değiştirdiği, evin temel ihtiyaçlarını sağlamadığı, kocanın kardeşinin aile ziyaretlerinde dahi davacı kadını yalnız bırakmadığı, sürekli kadınla gezdiği anlaşıldığından davalı kocanın daha ağır kusurlu davranışları, davacı kadının da az kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin devamına imkan kalmayacak derecede temelinden sarsıldığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun)166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayet haklarının anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, davacı - karşı davalı kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve 18.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 18.000,00 TL maddi, 17.000,00 TL manevi tazminata, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin ağır kusurlu bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, kusur belirlemesi ile kadının davasının kabulü ve ferileri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğu, karşı davanın ispatlanamadığı halde kabul edildiğini belirterek verilen kararın kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, tazminatların ve nafakaların miktarı ile ziynet eşyası isteminin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; kadının ziynet eşyası talebi yönünden "Dava dilekçesi ile talep edilen ziynet eşyalarına yönelik istemin ispat edilememesi nedeni ile reddine" karar verilmiş ise de; dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları ve Halk bankasından gelen müzekkere cevabında, evlilik tarihinden sonra davalı koca adına açılmış, kiralık kasanın olduğu, dava tarihinden önce dört defa (16.10.2020, 09.04.2021, 09.04.2021, 03.06.2021) davalı koca tarafından kasa ziyaretinin olduğu, son ziyaretin ise dava tarihinden üç gün öncesine ait olduğu, davalı kocanın cevap dilekçesinde, ziynetlerin kadın tarafından götürüldüğünü iddia ettiği, ancak ziynetlerin cins ve sayısı yönünden her hangi bir itirazının olmadığının anlaşıldığı,dinlenen davacı tanıklarının beyanları ile bankadan gelen müzekkere cevabından davalı adına bir kiralık banka kasasının olduğu ve davacı kadının talep ettiği ziynetlerin de bu banka kasasında olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile ziynet eşyalarının davalı - karşı davacı erkekten alınarak kadına aynen iadesine, aynen iadesi mümkün değilse ziynet eşyalarının toplam bedeli olan 72.091,00 TL'nin 5.000,00 TL'sinin dava tarihinden, geriye kalan 67.091,00 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 20.10.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı - karşı davacı kocadan alınarak davacı - karşı davalı kadına verilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine ziynet alacağı yönünden kesin olmak üzere karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğu, birlik görevlerini yerine getirmediğini belirterek kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesi, 169 uncu, 174üncü maddesi,175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Kanun 50 ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.