"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/792 E., 2023/1132 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/819 E., 2022/718 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin temyizine konu ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı- karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin Kayseri esnafına kadından habersiz borçlandığını, erkeğin yaptığı tüm borçları kadının abisinin ödediğini, işten çıktığını, kadına harçlık vermediğini, gereksiz borçlanmaları yüzünden alacaklıların erkeğin aleyhine icra takipleri başlattıklarını, eve haciz geldiğini, bu olaylardan kadını da alarak Samsun Tekkeköy'e geri döndüğünü, kadının istememesine rağmen kayınvalidesi ve kayınpederi ile birlikte yaşamak zorunda bırakıldığını, erkeğin annesinin sözü ile hareket ettiğini, ayağında sakatlık bulunan çocuğunun tedavisi ile ilgilenmediğini, erkeğin, kadının kanser olan annesi ile görüşmesine engel olduğunu, kadının, erkeğin ailesi tarafından hor görüldüğünü, kadını başka kadınlar ile kıyasladığını, hakarete maruz bırakıldığını, kadının ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 750,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakalara her yıl TUİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında arttırım uygulanmasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadına düğünde takılan 22 ayar 5 adet bileziğin, 14 ayardan kolye, küpe, bilezik ve yüzük setinin kadına aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde şimdilik 30,000,00 TL‘nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı- karşı davalı kadın vekili 04.07.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; ziynetler yönünden dava dilekçesinde 30.000,00 TL olarak talep etmiş oldukları ziynet bedelinin ıslahı ile taleplerini 11.690,00 TL artırarak toplamda 41.690,00 TL ziynet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile erkekten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava ile ikinci cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki tüm iddiaların gerçeğe aykırı ve tüm taleplerinin mesnetsiz olduğunu, düğünde takılan takılara erkek tarafından el konulmadığını, aksine davacının abisinin Kayseri’de '' size ev tutacağım eşya alacağım altınları verin'' diyerek altınlarına el koyduğunu, erkeğin maddî olanaklarının üzerinde isteklerde bulunduğunu, müvekkilinin borçlanmasına neden olduğunu, bir süre sonra borçlanmaya başladığını, erkeğin babası ve kardeşinin gelerek tüm borçlarını ödediğini, Samsun ‘a dönmeyi kadının talep ettiğini, kadının günlerinin çouğunu ailesinin evinde kalarak geçirdiğini, kadının eşi ile dört ay boyunca ayrı yattığını, sürekli dışarıdan yemek istemeyi talep ettiğini, erkeğin maddî sıkıntıya düşmesine sebebiyet verdiğini, sıklıkla evi terk edip ailesinin yanında kaldığını, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığını, kadının ağabeyinin erkeğe sürekli hakaret etmesine göz yumduğunu, kadının ev işlerini yapmadığını ve çocuğu ile ilgilenmediğini, hakaret ettiğini, ameliyat olan çocuğuna bakmadığını, en son evi terk ettiğini iddia ederek, açılan asıl davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin erkeğe verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 75.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile olayların akışı karşısında; eşini yanına almayarak birlikte yaşamaktan kaçınan, eşinin kendi ailesiyle yaşamak zorunda bırakan, evlilik birliğini ailesinin müdahalesine açık hale getiren ve ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kalan, eşine ekonomik şiddet uygulayan erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda ağır kusurlu olduğu, sürekli telefonla ilgilenen, çocuğa karşı ihmalkar davranışlarda bulunan, eşi işten geldiğinde yemek yapmayarak üzerine düşen birlik görevlerini yerine getirmeyen kadının boşanmaya yol açan olaylarda az da olsa kusurlu olduğu, kadının erkek köye geldiğinde eşini yatak odasına almadığı, yatak odasının kapısını kilitlediği, kadının bu davranışlarının ''eşinin yanına almama, birlikte yaşamaktan kaçınma'' eylemlerine karşı olağan tepki sınırları içinde kalan eylem niteliğinde olduğu gerekçesi ile açılan asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, tanık ...., annenin telefonla konuşuyorken çocuğu iteklediğini ve iteklemenin etkisiyle düştüğünü beyan etmiş ise de, bu olayla ilgili davalı- karşı tanıkların '' itme, tekmele ve olay olduğunda çocuğun yaşı'' konusundaki beyanlarının tutarsız ve çelişkili olması sebebiyle en son alınan sosyal inceleme raporu da dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine,ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, yasal koşulları oluşmadığından erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 300,00 TL artırım ile aylık 650,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra aynı miktarın iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 300,00 TL artırım ile aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra aynı miktarın yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakaların her yıl TUİK tarafından açıklananacak ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 22.500,00 TL maddî ve 22.500,00 TL manevî tazminata, kadının taraflar Kayseri'ye taşındıktan sonra, erkeğin abisi ....'nin kadından altınları alıp, bozdurduğu ve müşterek konuta ev eşyası aldığı, bu ev eşyası alımında ve ziynetlerin bozdurulmasında erkeğin rızasının olmadığından söz etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, erkeğin rızası ile altınlar ev eşyası alımında bozdurulduğundan erkeğin, geri verilmemek üzere ziynetlerin bozdurulduğunu ispat yükü altında altında olup böyle bir iddiasının olmadığı gerekkçesi ile ziynet isteminin kabulü ile 29.540,00 TL değerinde 70 gram ağırlığında 22 ayar bileziğin ve 12.150,00 TL değerinde 14 ayar bir adet set takımının öncelikle kadına aynen iadesine, mümkün olmaması durumunda 41.690,00 TL'nin 30.000,00 TL'sinin asıl dava tarihinden (24.12.2020), geriye kalan 11.690,00 TL'sinin ıslah tarihi olan (04.07.2022) işleyecek yasal faizi ile erkekten tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, görgüye dayalı olmayan tanık beyanları ve kadının dilekçelerinde dayanmadığı iddialar üzerinden erkeğe kusur atfedildiğini, kadının kendi isteği ile erkeğin ailesinin yanında kaldığını, erkeğin ailesinin müdahale etmediğini, erkek tanığı ...'ın beyanında, çocuğu annesinin ittiğini ve bu nedenle düştüğünü gördüğünü beyan ettiğini, Mahkemece kadının ortak çocuk ile ilgilenmediği de kabul edildiği halde tarafsız tanığın beyanına, icra çocuk teslim tutanaklarına, çocuğun teslim sırasında annesine ilişkin anlatım ve tanımlamalarına itibar edilmeksizin çocuğun beyanlarında çelişki olduğundan bahisle annesinden şiddet gören çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin çocuğun üstün yararına aykırı olduğunu, çocuğun köyde olduğundan anaokuluna gönderilemediğini belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ve mikktarları, kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafakalar ve miktarları, reddedilen tazminatlar, velâyet, kabul edilen ziynet alacağı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ve miktarları, kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafakalar ve miktarları, reddedilen tazminatlar, velâyet, kabul edilen ziynet alacağı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata, kadın ve çocuklar yararına nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin hangi ebeveyne verilmesinin çocuğun üstün yararına olduğu, erkek aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.