"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/597 E., 2023/579 K.
DAVA TARİHİ : 18.08.2020- 02.09.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gümüşhane Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/438 E., 2023/108 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının erkeğin ailesi ile görüşmeye sınırlama getirdiğini, erkeğin kardeşinin yanandı erkeğe darp uyguladığını, her konuda tartışma çıkardığını, sık sık evi terk ettiğini, kadının üzerinde dört tane muska olduğunu, evde başkaları var gibi sesli sohbet ettiğini, buna benzer olaylar yaşanması nedeniyle erkeğin tedirgin olduğunu, kadının son yaşanan tartışma nedeniyle 10 günlük ortak çocuğu da alarak ailesinin yanına gittiğini, daha sonra kadının İstanbul'a gittiğini, bu süreçte hakaret mesajları gönderdiğini, belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin öfke kontrolü olmadığını ve psikolojik sorunları olduğunu, kadına evliliğin son günlerine kadar fiziksel şiddet uyguladığını, ailesine aşırı düşkün olduğunu, annesi rahat etsin diye tarafların yatak odasında dahi yatırdığını, devamlı kendi ailesini el üstünde tuttuğunu, evde olan biten her şeyi ailesine anlatıp onlar ne derse yaptığını, kadını kendi ailesi ile kısıtlı şekilde görüştürdüğünü, muska işleri ile iddia edilenin aksine erkeğin ailesinin uğraştığını, defalarca kadını evden kovduğunu, en son olayda da fiziksel şiddet uygulayıp yine evden kovduğunu, komşuların kadına bir şey olacağından korkarak polise haber verdiklerini, erkeğin kadını boşanmaya zorlamak için planlı şekilde baskı altına aldığını, birisine bir şey anlatırsa daha kötüsünü yapmakla tehdit ettiğini, son olayda erkeğin kadının ailesinin evini bastığını, kapıları yumruklayıp hakaret ettiğini, erkeğin evlilik sürecinde çocuk ve kadın ile ilgilenmediğini, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını ve sağlık durumunu umursamadığını, kadının çalışmasına izin vermediğini, harçlık istediğinde vermediğini, komşuların eve gelip gitmesini istemediğini, başkalarının yanında kadına hakaret ettiğini, kadın hamile iken rahatsızlandığında 6 gün hastanede kaldığını ancak erkeğin ilgilenmediğini, müstehcen videolar izlediğini, arkadaşlık sitelerine girdiğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2021 tarih 2020/260 Esas, 2021/752 Karar sayılı kararı ileerkeğin kadına fiziksel ve psikolojik şiddette bulunduğu ayrıca ailesinin evliliğine karışmasına ses çıkarmadığı, kadının ise erkeğe psikolojik şiddette bulunduğu, erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davaların kabulü il 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00TL tedbir ve 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 350,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı-davalı erkek vekili tarafından karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki süreleri, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar ile nafakaların başlangıç tarihleri, hükmedilen tazminatlar yönünden; davalı-davacı kadın vekili tarafından ise asıl davanın kabulü ve kabul nedeniyle hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı, tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği yönünde inceleme yapılması gerektiği belirtilerek kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın hakkında alınan sağlık raporunda herhangi bir akıl hastalığının saptanmadığının bildirildiği, annenin velâyet görevini yerine getirmesine engel bir durumun bulunmadığı, daha önce tespit edildiği üzere erkeğin kadına fiziksel ve psikolojik şiddette bulunduğu ayrıca ailesinin evliliğine karışmasına ses çıkarmadığı, kadının ise erkeğe psikolojik şiddette bulunduğu, erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davaların kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 400,00 TL tedbir ve 700,00 TL yoksulluk nafakasına,10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen kusur dağılımının hatalı olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı iddiası ile açılan ceza davasından beraat kararı verildiğini, tanık beyanları ile de şiddet iddiasının ispatlanamadığını, erkeğe yüklenen diğer kusurların da ispat edilemediğini, varsayım üzerinden erkeğe kusur yüklendiğini, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, bunun kabul edilmemesi halinde ise yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerektiğini, ortak çocuk ve babanın farklı şehirlerde olması ve babanın ekonomik durumunun elvermemesi nedeniyle kurulan kişisel ilişkinin çocuğun kişisel gelişimi ve babalık duygusunun tatmini açısından yeterli olmadığını, kaldırma kararı sonrasında alınan sosyal inceleme raporunun kişisel ilişki takdiri yönünden yetersiz olduğunu, bu raporda kadının ücretli öğretmen olarak çalıştığını bildirdiğini, aldığını belirttiği ücretin gerçeği yansıtmadığını, sabit geliri olan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi gerektiğini, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların erkeğin ekonomik durumunu aştığını belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki süreleri, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, asıl davanın kabulünün ve aleyhe hükmedilen yargılama gideri ile vekâlet ücretinin haksız olduğunu, kaldırma kararı sonrasında alınan rapor ile kadına yüklenen kusurun dayanağının da ortadan kalkmış olduğunu, erkeğin tanığının soyut ve dayanaksız beyanı ile kadına kusur yüklendiğini, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarının ve kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu belirterek asıl davanın kabulü ve kabul nedeniyle aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile hükmedilen tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanları ile Mahkemece tespit edilen kusurların gerçekleştiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kısa evlilik süresi dikkate alındığında hükmedilen tazminatların miktarının uygun olduğu, kadının gelirinin asgari ücretin altında olması nedeniyle yoksulluğun ortadan kalktığından söz edilemeyeceği, kişisel ilişkiye yönelik ile kararın alınan uzman raporları çerçevesinde ve çocuğun istinaf incelemesi sırasında henüz 3 yaşında dahi olmadığı hususları dikkate alınarak verildiği, böylelikle İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki süreleri, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak asıl davanın kabulü ve kabul nedeniyle aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile hükmedilen tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü kararının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminat ile kadın ve ortak çocuk yararına nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi kararı ile baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişki sürelerine dair kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun( 6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre her iki taraf vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.İlk Derece Mahkemesince ortak çocuğun velâyeti anneye verilerek baba ile ortak çocuk arasında her hafta sonu Cumartesi günü saat 10:00'dan aynı gün saat 17:00'ye, dini bayramların ikinci günü saat 10:00'dan aynı gün saat 17:00'ye kadar olacak şekilde kişisel ilişki kurulmuş ve tarafların istinaf kanun yoluna başvuruları üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bu yönden esastan ret kararı verilmiş ise de; dosya kapsamı değerlendirildiğinde çocuğun baba sevgi ve ilgisine de muhtaç olması gözetildiğinde babalık duygularının tatmini açısından kurulan kişisel ilişki süreleri az olup, her hafta sonu kişisel ilişki kurulması da annenin velayet görevine engel teşkil eder niteliktedir. Bu nedenlerle Mahkemece, çocuğun üstün yararı da gözetilerek, baba ile ortak çocuk arasında daha uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2021 tarihli kararı ile velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmiş olup, bu karar Bölge Adliye Mahkemesinin 08.06.2022 tarihli kararı ile kaldırılmıştır. Kaldırma kararı sonrası, İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk yararına iştirak nafakasına ilişkin bir hüküm kurulmamış, tarafların istinafı üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Bu halde, iştirak nafakasına ilişkin olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4.Somut uyuşmazlıkta, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden erkek yararına, iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden ise kadın yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden erkek yararına, iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden ise kadın yararına BOZULMASINA,
3.Her iki taraf vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.