"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/549 E., 2023/664 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sapanca Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/183 E., 2021/454 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın asıl dava dilekçesinde; erkeğin devamlı içip eve bakmadığını, ev ile ilgilenmediğini, küfürler ettiğini, kendisinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını kayınpederinin temin ettiğini, kendi ailesi üzülmesin diye durumlarından bahsetmediğini, son zamanlarda erkeğin her türlü içki alemlerine gittiğini, sarhoş olarak eve geldiğini, kendisine ve çocuklarına karşı küfür ve hakaret ederek şiddet uyguladığını, öldürmekle tehdit ettiğini, kadının boğazını sıkıp öldürmeye kalktığını, kadının ailesinin yanına sığındığını, fiziksel şiddeti nedeniyle şikayette bulunduğunu belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'ın velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının son zamanlarda boşanmayı kafasına koyduğunu, erkeğin kendisine kötü davranması için sürekli olarak kışkırttığını, evden ayırılmadan önce bir gün önce kardeşi ile birlikte erkeğe ve ve kardeşine küfür ve hakaretler ettiğini, erkeğin de bu şekilde hakaret hakkı olmadığını belirterek karşılık verdiğini, kadının evden ayrılmaya karar vermesi ile birlikte çeşitli bahaneler ile eşyalarını evden taşıdığını, hakaret ederek evi terk ettiğini, kadının sosyal medya bağımlısı olduğunu, erkek kadının sosyal medya hesabına bakmak isteyince “orospu çocuğu sen benim telefonuma nasıl bakarsın” diyerek hakaret ettiğini, sık sık sıkıntı çıkartarak evi terk edip ailesinin yanına gittiğini, erkek ve kardeşine “ Allahsız şerefsizler, size yemek mi hazırlayacağım” diyerek hakaret ettiğini, erkeğin bu olay karşısında sesini yükselterek cevap verdiğini, bu olay sonrasında kadının evi ter ettiğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...’un velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eşine şiddet uygulayan, hakaret ve tehdit eden, alkol kullanan, eşini aile apartmanında yaşamaya zorlayan erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadına atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... için aylık 900,00 TL, ortak çocuk ... için aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarı ve nafakaları ÜFE oranında artırım yapılmaması yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi ve karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının kusurunun ispatlandığını, hükmedilen nafakaların ekonomik durumunu zorlayacağını, kadının davasındaki taleplerinin kabulü kararının kaldırılması gerektiğini, belirterek asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan tüm delillerden boşanmaya neden olan olaylarda, eşine fiziksel şiddet uygulayan, hakaret eden ve aile huzurunu bozacak seviyede alkol kullanan erkeğin ağır kusurlu, evliliğin devamı sırasında eşine hakaret eden kadının ise az kusurlu olduğu, erkeğin davasının kabulü gerektiği, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının az olduğu, ortak çocuk ... için takdir edilen iştirak nafakası miktarı ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, ortak çocuk ...'un 13.10.2022 tarihi itibariyle ergin olduğu, bu anlamda ... için takdir edilen nafakanın ergin olduğu tarih itibariyle kendiliğinden kalktığı gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi, karşı davanın reddine; kadının ise iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunun tespitine, erkeğin karşı davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğu, nafakalara ÜFE oranında artırım uygulanmadığını, erkeğin davasının kabulü nedeniyle asıl davanın kabulünden dolayı lehe hükmedilen vekâlet ücretinden daha yüksek vekâlet ücretine hükmedilmesinin çelişki oluşturduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı, nafakalara artırım uygulanmaması, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ağır kusurlu olduğuna dair tespitin hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminatların haksız olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak, yoksulluk nafakaları ile tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve nafaka, ortak çocuk yararına nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, hükmedilen nafakalara artırım uygulanmamasının doğru olup olmadığı, karşı davanın kabulü ve buna bağlı hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.