Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5619 E. 2024/1994 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında tarafların boşanmalarına, velayet, nafaka ve tazminat konularında verilen hükümlerin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/297 E., 2023/1168 K.

DAVA TARİHİ : 19.02.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/188 E., 2021/806 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, sürekli sert, öfkeli, saygısız ve kavgacı olduğunu, başka kadınlara karşı fazla ilgili olduğunu, bilgisayar ve telefon bağımlısı erkeğin ortak çocuğa ve müvekkiline karşı ilgisiz olduğunu, sosyal medya hesaplarından kadınlarla yazışmalar yaptığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 70.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata müvekkiline hükmedilmesini düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde 30.000,00 TL'nin müvekkiline ödenmesine, mal rejimine ilişkin taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, kadının haksız itham ve aşırı kıskançlığa maruz kaldığını, özel, mahrem anılarını ailesine anlattığını, müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilinin görevden geldiğinde evde yemek bulamadığını, cinsel hayatlarının olmadığını, evliliğin başından beri davacı kadının farklı şehirde kalmak istediğini, eşinin tayini çıktığı yerleri reddettiğini, evi terk ettiğini iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, bilgisayarda ve telefonda çok fazla zaman geçirdiği bu sebeple eşi ve çocuğu ile yeterince ilgilenmediği ve birlik yükümlülüklerini yerine getirmediği, başka kadınlar ile yazışarak güven sarsıcı davranışlar sergilediği, erkeğin tanık beyanlarının evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunu kabule elverişli olmayan, soyut anlatımdan ibaret beyanlar olduğu kadına yüklenebilecek bir kusur tespit edilemediği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadına kusur izafe edilmediği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğinden yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı, uzman raporu, ortak çocuğun yargılama sürecinde annesi yanında yaşaması ve uzmana verdiği beyanlar dikkate alındığında çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; erkeğin ispatlanamayan davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Ahmet Harun'un velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 650,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ile boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ziynet eşyası alacağı ve mal rejiminden kaynaklanan alacak taleplerinin tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin davasındaki boşanma hükmü kadın tarafından istinaf kanun kanun yoluna başvurulmamak suretiyle kesinleşmiş olmakla, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddesi, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.