Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5622 E. 2024/3961 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/63 E., 2023/1080 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/155 E., 2021/566 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin egosunun yüksek olduğunu, erkeğin her konuda bilgili, haklı, prensipli, düzenli, dedikleri yapılması gereken kişi iken kadının bir şey bilmeyen, yönlendirilmesi gereken, erkeğin sözünden çıkmayan kişi olması beklendiğini, erkeğin eve geç saatlerde geldiğini, erken geldiğinde ise hemen uyuduğunu, ilgisiz, bencil ve sadece kendini düşünen bir eş olduğunu, geliri yüksek olmasına rağmen borçları ve giderleri sebebiyle kadını borç altına soktuğunu, kefil olarak imza attırdığını, kadının isten ayrılırken aldığı tazminatına dahi el koyduğunu, son zamanlarda eve gelme saatlerinin değiştiğini, telefonu elinden bırakmadığını, kiminle konuştuğunu sorunca hakaret ve aşağılamaya varan abartılı tepkiler verdiğini, en son 19.02.2020 günü kadına Tuzla'ya işe gideceğini söyleyerek evden çıktığını, kadının telefonunda bulunan cihaz bul programından erkeğin İstanbul Şişli'de bir otelde olduğunu gördüğünü, bu otele giderek erkeğin kaldığı odanın önünde dakikalarca ağlayarak kapıyı açmasını beklediğini, en son otel görevlilerinin polis çağırmasıyla kadın polislerle konuşurken erkek ve yanındaki kadının kaçtığını, erkeğin de daha sonra bu durumu itiraf ettiğini, kadının buna dayanamayarak evden ayrıldığını, belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek asıl cevap dilekçesinde; boşanmak istemediğini, İstanbul'a taşındıktan sonra yeni bir iş hayatı kurmaya alıştığını, bu sırada eşinin ve hanım arkadaşlarının kendisine destek verdiğini, hanım arkadaşlarının çoğuyla ailece görüştüklerini, otelde eşi tarafından bir baskına uğramadığını, olaylar olduğunda otelde bulunmadığını, kadının kıskançlık duygusuyla evi terk ettiğini, eşini sevdiğini ve onunla beraber yaşamak istediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evin maddî giderlerine katkı sağlamadığı, kadın evde yokken erkeğin eve başka kadınlar getirdiği, kadını küçük gördüğü, Sibel isimli bayanla güven sarsıcı davranışlar sergilediği, bu nedenlerle evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 550,00 TL yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminatların miktarının düşük olduğunu, kadının üzerine kayıtlı 6 dönüm ve hisseli olan taşınmazından gelir sağlamadığını, başka bir gelirinin de olmadığını, erkeğin ekonomik durumunun iyi olduğunu, bu nedenle hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının artırılması gerektiğini belirterek hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; sadece tanık beyanlarına göre hüküm kurulduğunu, beyanların çelişkili olduğunu, erkeği sadakatsizlikle suçlayan tanık beyanlarının birbiri ile örtüşmediğini, evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği kusurunu kabul etmediklerini, kadın evde yokken eve hiç bir kadını getirmediğini, otel odasının iş gereği tutulduğunu, erkeğin otelde bulunmadığını, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarını ödeme gücünün bulunmadığını, kadının yoksul duruma düşmeyeceğini çünkü adına kayıtlı bir çok taşınmazının bulunduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kadını ve ailesini küçük gördüğüne ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğuna ilişkin kusurların sabit olduğu, evin giderlerine katkı sağlamama ve eve başka kadınları getirme vakıalarına kadın tarafından vakıa olarak dayanılmadığından erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğini, yine erkeğe kusur olarak yüklenen birlik görevlerini yerine getirmediğine ilişkin iddianın ise kanıtlanamadığı, erkeğin tam kusurlu kabul edilmesinin doğru olduğunu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur tespitine, kadının ise yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarına ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarlarının artırılmasının haksız olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.