Logo

2. Hukuk Dairesi2023/562 E. 2023/1360 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında açılan tazminat davasında, kadının maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı ve tazminat miktarlarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin evlilik dışı ilişkisinin ve bu ilişkiden çocuğunun olduğunun kanıtlanması, davacı kadının ağır veya eşit kusurlu olmadığının tespiti ve boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması gözetilerek, yerel mahkemenin maddi ve manevi tazminata hükmetme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanmadan sonra açılan maddî ve manevî tazminat alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ... ile evli iken kendisini aldattığını, bir çocuğu olduğunu, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’un (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince tarafların zina hukuksal nedeni ile boşandıklarını, davalı erkeğin davranışlarının aynı zamanda tazminata hükmedilmesini gerektiğini; diğer davalı Sabahattin’in ise oğlunun durumunu bilmesine rağmen bu evliliğe neden olmasından dolayı kusurlu olduğunu ileri sürerek davalılardan müştereken ve müteselsilen 10.000,00 TL.maddî ve 20.000,00 TL.manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Sabahattin vekili, ilişkinin aile hukukundan kaynaklandığını, husumetinin olmadığını; davalı erkek vekili ise, boşanmanın gerçekleşmesinden 1 yıl sonra açılan ... bu davanın kötü niyetli olduğunu, boşanma davasında talep edilmeyen, saklı tutulmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin bu davada talep edilemeyeceğini ileri sürerek, Sabahattin yönünden husumetten, Uğur yönünden ise öncelikle süre yönünden mümkün değilse esastan reddi karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.03.2016 tarih ve 2015/99 Esas, 2016/90 Karar sayılı kararı ile “...tarafların boşanmalarına ilişkin ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/72 esas, 2014/43 karar sayılı ilamı içeriği ile telefon simkartı üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde verilen rapor içeriğine göre davalı ...'ün kusurlu olduğu ve yine özellikle tanık beyanlarından davalı ...'ün evlilik dışı ilişkisi olduğu ve bu ilişkiden bir çocuğunun bulunduğu, davacı ... Bülbül'ün bu olayları evlendikten sonra öğrendiği, davalı ...'un evlilik dışı ilişki yaşadığı kişi ile de daha sonra evlendiği, davacı ile evlilikleri esnasındaki söz konusu olaylar nedeniyle davalı ...'ün kusurlu olduğu anlaşılmakla, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince tazminat isteyen davacının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, geçimsizliğe esas olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumları tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın uygun bir maddî tazminat isteyebileceğini düzenlemiş olmakla toplanan delillerden maddî tazminat isteyen eşin boşanma sonucu en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği anlaşılmakla, diğer davalı Sabahatin Bülbül yönünden 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince husumet tevcih edilemeyeceği anlaşıldığından...” gerekçesi ile davalı Sabahattin yönünden davanın husumetten reddine, Uğur yönünden davanın kısmen kabulü ile kadın yararına 3.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili husumet nedeniyle reddi kararı ile; davalı ... tümü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 03.02.2020 tarih 2017/2830 Esas, 2020/334 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin davalı Sabahattin yönünden verilen husumetten ret kararının doğru olduğu, davalı ... yönünden yapılan incelemede ise olayların hukuki niteliğinin 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinden kaynaklandığı, Mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına, tarafların bu yöndeki itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla Aile Mahkemesi sıfatıyla bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda; "... tarafların boşanmalarına ilişkin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/72 Esas, 2014/43 Karar sayılı ilamı içeriği ile telefon simkartı üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde verilen rapor içeriğine göre davalı ...'ün kusurlu olduğu ve yine özellikle tanık beyanlarından davalı ...'ün evlilik dışı ilişkisi olduğu ve bu ilişkiden bir çocuğunun bulunduğu, davacı ... Bülbül'ün bu olayları evlendikten sonra öğrendiği, davalı ...'un evlilik dışı ilişki yaşadığı kişi ile de daha sonra evlendiği, davacı ile evlilikleri esnasındaki söz konusu olaylar nedeniyle davalı ...'ün kusurlu olduğu anlaşılmakla,TMK.nun 174/2.maddesi gereğince tazminat isteyen davacının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, geçimsizliğe esas olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumları tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi, TMK. 174 maddesi birinci fıkrası gereğince mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın uygun bir maddî tazminat isteyebileceğini düzenlemiş olmakla toplanan delillerden maddî tazminat isteyen eşin boşanma sonucu en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği anlaşılmakla davacı yararına uygun miktarda maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı Selahattin Bülbül yönünden davanın kesinleşmesi nedeniyle bu davalı bakımından yeniden hüküm verilmesine yer olmadığına .... " şeklindeki gerekçesi ile kadın yararına 3.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den tahsiline, davalı Selahattin Bülbül yönünden davanın kesinleşmesi nedeniyle bu davalı bakımından yeniden hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacı ile evlenmeden önce bir ilişki yaşadığı ancak evlenmek niyetiyle taşındığında o ilişkisini bitirdiğini, sonradan önceki ilişki yaşadığı kadının hamile kaldığını öğrendiğini bunu da davacı ile paylaştığını, bu olayı bildiğini, aradan geçen zaman sonra ileri sürmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, ailesinin etkisinde kalarak bu davayı açtığını, davanın kabulünün hatalı oluduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi, 178 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.