"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/183 E., 2023/319 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/557 E., 2020/628 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının davacıdan artık sıkıldığını, soğuduğunu, kendisini istemediğini her defasında dile getirdiğini, bu hali ile duygusal şiddet uyguladığını, davacının iki uçlu duygu durum bozukluğu rahatsızlığının bulunduğunu, hastane süreci dışında davalının sadece aylık kontrollere davacı ile birlikte gittiğini, evde ise yalnızlığa terk ettiğini, hastaneden çıktıktan sonra davalının davranışlarının değiştiğini, hastalığı ile ilgilenmemeye ve davacıya soğuk davranmaya başladığını, davalının uzun süredir davacı ile birlikte de olmadığını, uzun yıllardır ayrı yataklarda yattıklarını, davalının 15.08.2019 tarihinde davacıyı artık ortak konutta istemediğini ve eşyalarını alarak bir daha eve gelmemesini söylediğini, davacının 20.09.2019 tarihinde evden ayrılmak zorunda kaldığını, davalının "Aile Konutu Şerhi" konulması talebinin harca tabi olduğunu, bu nedenle usulden reddine karar verilmesini, diğer taraftan davalının iddia ettiği şekilde davacının ciddi bir rahatsızlığı olmadığını,davacının THY'de çalıştığını, davacının sağlığının bozulmasının asıl nedeninin davalının tutum ve davranışları olduğunu, 2006 yılında yatağını da ayırıp davacıyı evde yalnız bıraktığını, davacının parasının olmadığı dönemde davalıdan para istediğini, davalının yatırım amaçlı biriktirilen altınları borç olarak verip hemen ardından geri istediği, davacının 2008 yılında bu yüzden rahatsızlandığını, 13 yıl boyunca davalının küçük çocukları... ile yattığını, davalının dilekçesinde kendisini ve çocuğu maddî-manevî ihmal ettiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına davacı lehine 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacıya askerlik döneminde önce depresyon tanısı konduğunu, sonrasında bu rahatsızlığın bipolar bozukluğa dönüştüğünü, davacının evlenirken bu durumu davalıdan gizlediğini, 2008 yılında davalının davacının bipolar bozukluğu olduğunu öğrendiğini, davacının depresif ataklar geçirdiği dönemde intihar girişimlerinde bulunduğunu, konuşmayı, yemeyi ve içmeyi reddettiğini ve çeşitli sanrılara kapıldığını, davacının uzun yıllar Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tedavi gördüğünü, geçirdiği ataklar nedeniyle yatarak tedavi almak durumunda kaldığını, kendisine 7 kez elektroşok tedavisi uygulandığını, halende aynı hastanede tedavisinin devam ettiğini, davacının dava dilekçesinde ki iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının bu boşanma davasını atak döneminde gerçek dışı düşüncelerle açmasının muhtemel olduğunu, bu dönem sona erdiğinde boşanma isteğinden vazgeçme olasılığınında yüksek olduğunu, davalının davacıyı hiçbir şekilde evden kovmadığını, davacının tedavi gördüğü sırada hep yanında olduğunu, davacının gördüğü elektroşok tedavileri nedeniyle aktif cinsel kabiliyetini büyük ölçüde yitirdiğini, bileziği annesinin yoğun bakımda olması, ortak konutun ve ortak çocuğun ihtiyaçları için istediğini, davacının intihar girişiminde bulunduğunu, tüm bunlara karşılık davacının bu davayı açtıktan sonra davalının annesinin vefat ettiğini bilmesine rağmen ne davalıyı ne de çocukları aramadığını, cenazeye katılmadığını, davacının yaklaşık her yıl 8-10 ay boyunca depresif ataklar geçirdiğini, davalının 13 yıldan bu yana ortak çocuk... ile yattığı iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, davacının atak dönemlerinde geceleri bağırdığını, yanında yatan davalıya istemsizce vurduğunu, ortak çocuğunda babasının rahatsızlığını tam olarak kavrayamadığından bağırmasından korktuğunu, davalınında durumu çocuğa aks ettirmemek adına bu dönemlerde çocuğu ile yattığını, davalının hem oğlunu hem eşini idare etmeye çalıştığını savunarak davanın reddine, aile konutu şerhi konulmasına, lehine 3.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, boşanma kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuk için 3.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, boşanma kararın kesinleşmesi halinde nafakanın iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının hastalığı nedeniyle alınan heyet raporunda davacının hastalığının düzelme halinde olduğu, fiil ehliyetini kaldırmadığı bildirilmiş olup davacının bipolar duygu durum bozukluğu hastalığı olduğu, halen bu hastalık sebebiyle tedavisinin devam ettiği, davacı her ne kadar davalının 13 yıldan beri kendisi ile aynı yatakta yatmadığını, hastaneden çıktıktan sonra devam eden tedavisinde kendisini yalnız bıraktığını iddia etmiş ise de; dinlenen davalı tanık anlatımlarından, davacının tedavisi devam ettiği sürece davalının eşinin yanında olduğu, ve eşine destek olduğu, aynı ev içerisinde taraflarla birlikte yaşayan ortak çocuk... ile davalının yeğeni olan ve taraflarla uzun yıllar aynı evin içerisinde yaşayan tanık ... 'in beyanlarından; davalının sadece atak dönemlerinde davacı ile aynı odada yatmadığı, diğer zamanlar eşi ile aynı odayı paylaştığı beyanlarına itibar edildiği, dinlenen davacı tanıkları tarafların evine seyrek giden kişiler olup, davacıdan duyduklarını, beyan etmiş olduklarından bu tanıkların beyanlarına itibar edilmediği, tarafların arasında boşanmayı gerektirir nitelikte ve davalıdan kaynaklanan geçimsizliğin bulunmadığı aile konutu şerhi ile ilgili usulüne uygun bir dava açılmamış olması gerekçesi ile davanın reddine ve aile konutu şerhi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tarafların ayrı yaşadıklarını, davacı tanık beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini, davalı tanık beyanlarının gerçek dışı olduğun, aile konutu şerhi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine rağmen davacı lehine vekâlet ücreti verilmesi gerektiğin ileri sürüp kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi tarafından 14.07.2020 tarihinde düzenlenen heyet raporundan davacının bipolar duygu durum bozukluğu hastalığının düzelme halinde olduğu saptandığı, bu kişinin hastalığın alevlenme dönemlerinde ayırt etme gücünü etkileyebileceği, tedavisini düzenli sürdürdüğü müddetçe bu durumun fiil ehliyetini ortadan kaldırmayacağı, mahkemece aynı ev içerisinde taraflarla birlikte yaşayan ortak çocuk... ile davalının yeğeni olan ve taraflarla uzun yıllar aynı evin içerisinde yaşayan tanık ... 'in beyanlarına üstünlük tanınarak, davacının tedavi olduğu süreçte davalının yanında olduğu ve eşine destek olduğunun kabulü ile taraflar arasında boşanmayı gerektirir nitelikte ve davalıdan kaynaklanan geçimsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, aile konutu şerhi konusunda usulüne uygun olarak açılmış bir dava olmayıp karar vermeye yer olmadığına karar verildiğine göre davalı kadının bu talebine ilişkin davacı erkek lehine vekâlet ücreti takdiri gerekmediği gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz başvurusu dilekçesinde özetle; davacı tanık beyanlarının hükme esas alınmadığını, davalı tanık beyanlarının gerçek dışı olduğunu, Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu ileri sürüp kararın bozulmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...