Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5653 E. 2024/2647 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirleme, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında yerel mahkeme kararının temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları dikkate alındığında temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1249 E., 2023/157 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/324 E., 2020/424 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının reddine, karşı boşanma davası ve fer'îerinin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının psikolojik sorunları olan gergin, öfkeli bir yapıya sahip olduğunu, erkeği eve almadığını almadığını, hiç bir neden yokken evden uzaklaştırmakla tehdit ettiğini, ortak paranın bulunduğu hesabın şifresini değiştirdiğini, erkeğin erişimini engellediğini, kadının erkeği aşağıladığını, hakaret ettiğini, defalarca evden kovduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, çocuğun eğitim masraflarının 1/2'sinin tahsiline, 150.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın kadından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin aile içinde asıl sıkıntı çıkaran, asabi olan taraf olduğunu, gerek yalnızken gerekse akrabalar ve arkadaşları yanında sürekli kadını aşağıladığını, kadına "sen de kadın mısın? sen ne anlarsın, senin eğitimin ne? sen nasıl bir annesin? şeklinde aşağılayıcı, tahkir edici, incitici ifadeler kullanmayı alışkanlık haline getirdiğini, kayın validesinin sıklıkla gelip evlerinde kaldığını, kadına olumsuz tavır takınıp eleştirdiğini, tarafından darp edildiğini ve bu nedenle koruma kararı aldırdığını, erkeğin annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığını, erkeğin kadını tehdit ettiğini, kavgada erkeğin evi terk ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 200.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün değilse şimdilik 1.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen davacı-davalı tanıklarının beyanlarının bir kısmı duyuma dayalı olduğu, somut vakaları ilişkin bulunmadığı, bir kısmının ise vakalardan sonra tarafların barıştıkları Mahkemece kabul edilmekle, davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadının kusurunu ispatlayamadığı, dosyadaki tüm delillerin değerlendirilmesi neticesinde; tarafların anlaşamadıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin bu hale gelmesinde davacı-davalı erkeğin kadını aşağıladığı ve hakaret ettiği, ağır kusurlu olduğu, davalı- davacı kadının kusurunu kanıtlayamadığı gerekçesi ile açılan asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında her ayın 2. ve 4. cumartesi günü saat 10.00'dan pazar günü saat 18.00’a kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00’a kadar, 1 Temmuz saat 10.00'dan 31 Temmuz saat 17.00'ye kadar yarı yıl tatilllerinin ilk cumartesi günü saat 10:00'dan ertesi pazar günü 17:00'e kadar davacı-davalı baba yanında bırakılmaları sureti ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminata, davacı-davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasında nispi harç yatırılmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili sunduğu 02.10.2020 tarihli ve 14.10.2020 tarihli istinaf dilekçelerinde özetle; Mahkeme tarafından dosyaya sundukları delillerin dikkate alınmadığını, kadının erkeği en son yine evden kovduğunu, hem tanık ifadesi hem dosyaya sundukları mesajların, video ve ses kayıtlarının delil olarak değerlendirilmediğini, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkının delillerinin yok sayılması ve gerekçeli kararda bunlara yer verilmemesi sebebiyle ihlal edildiğini, kadının ruh sağlığının bozuk olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kadın yararına kabul edilen manevî tazminat ve miktarı, reddedilen tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakası ve miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kadın yararına kabul edilen manevî tazminat ve miktarı, reddedilen tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki, tedbir, iştirak nafakası ve miktarları yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadına yüklenecek kusur bulunup bulunmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına manevî tazminat verilmesinin yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkeğin eyleminin af kapsamında olup olmadığı, asıl boşanma davasının reddinin, birleşen boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin hangi ebeveyne verilmesinin çocuğun üstün yararına olduğu,kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin kapsam ve süre itibariyle ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 323 üncü ve 324 üncü, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.