Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5664 E. 2023/4317 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında davacı erkek vefat ettikten sonra, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, davalı kadının istinaf dilekçesinde belirtmediği bir hususu, yani davacı erkeğin tanıklarının dinlenmesinin usule aykırı olduğunu re'sen gözeterek hüküm kurmasının hatalı olduğu, istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olması gerektiği ve davalı kadının yargılama aşamasında tanık dinlenmesine itiraz etmediği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/128 E., 2023/520 K.

KARAR : Karar verilmesine yer olmadığı-tespit

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 18. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/184 E., 2019/383 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davacı erkeğin boşanma kesinleşmeden önce ölmesi ve böylelikle evlilik birliğinin ölüm ile sona ermesi sebebiyle konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesis edilmek ve davacı erkek mirasçısı davaya kusur yönünden devam etmek istediğini bildirdiğinden sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığı hususunda karar verilmek üzere bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek kusurunun bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek mirasçısı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde; eşi ile ruhi ve fikri anlaşmazlıkları olduğunu, kendisinin kanser hastası olduğunu, eşinin bir ay kendisine baktıktan sonra ilgilenmeyerek kapı dışarı attığını, "git sana kızların baksın ben zina yapacağım" dediğini, hakaret ettiğini, 4-5 gün sonra geldiğinde eve almadığını ve kapının kilidinin değiştirilmiş olduğunu gördüğünü iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı erkek 05.09.2022 tarihinde ölmüştür.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, eşinin bu iddiaları kanıtlayacak delil sunmadığını, eşinin hastalığı nedeniyle ölmesinden ve mallarının bölünmesinden korkan önceki evliliğinden olan çocuklarının erkeği kışkırttıklarını, "sen babamıza layık değilsin, senin yerin dışarısı, git bu evden" dediklerini, erkeğin bu sözlere tepkisiz kaldığını, en son kızları ile görüşen erkeğin kendisine hakaret ettiğini ve ortak konutu terk ettiğini, terk sonrası eşine ulaşmaya çalıştığını ancak telefonu her defasında kızlarının açtığını, ortak konuttan çıkması için baskı yaptıklarını ve iyiniyet göstergesi olarak evin anahtarını mahkemeye ekte sunduğunu iddia ederek; davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.05.2019 tarihli ve 2017/184 Esas, 2019/383 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin hastalığında ona bakmayan, evin işlerini erkeğe yaptıran, koktuğunu, ona bakamayacağını söyleyen ve kapının kilidini değiştiren kadının tam kusurlu olduğu; boşanmakla yoksulluğa düşecek olan tam kusurlu kadın eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 150,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının kararla birlikte aylık 300,00 TL'ye çıkarılmasına ve karar kesinleştiğinde aynı miktar nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, kadının tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2022 tarihli ve 2019/1656 Esas, 2022/497 Karar sayılı kararıyla; davacı erkeğin dava ve cevaba cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı, sadece adli soruşturma dosyasında müşteki olarak verdiği ifadeyi dilekçe ekine koyduğu, usulüne uygun olarak gösterilmeyen tanık beyanları ile kadına kusur yüklemeyeceği gerekçesiyle; kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 12.12.2022 tarihli kararı ile; davacı erkeğin kararın kendisine tebliğ edilmesinden sonra, hüküm kesinleşmeden öldüğü, bu nedenle evliliğin ölüm ile sona erdiği ve boşanma davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek ve davacı erkek mirasçılarının davaya dahil edilerek sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespiti konusunda karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmasına karar verilerek kadının istinaf talebinin kabulüne, boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına ve sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek mirasçısı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; sağ kalan kadın eşin kusurlarının kanıtlandığını, davacının ön inceleme duruşmasında tanıklarının dinlenmesini talep ettiğini ve buna davalının bir itirazı olmadığını, süresi içinde tanık listesi sunulmasa dahi duruşmada hazır bulundurulan tanıkların dinlenmesi gerektiğini, davalı tarafın da yargılama sırasında ve istinaf dilekçesinde tanıkların dinlenmesine herhangi bir itirazı ve bu yönde istinafı bulunmamasına rağmen davacı tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmamasının doğru olmadığını ve bu nedenlerle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; sağ kalan eşin kusur tespiti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf incelemesini istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapıp yapmadığı, erkek tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmamasının usul ve kanuna uygun olup olmadığı, beyanların hükme esas alınmaması doğru değil ise tanık beyanları ile sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1. 6100 sayılı Kanun'un istinaf incelemesinin kapsamını düzenleyen 355 inci maddesi, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” hükmünü amirdir. Maddeye göre, bölge adliye mahkemelerince istinaf sebeplerinin “kamu düzenine aykırılık” ve “istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler" olmak üzere iki ayrımda incelenmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırılık mutlak istinaf sebebidir ve bölge adliye mahkemesince kendiliğinden gözetilir. Bir başka deyişle, kamu düzenine aykırı bir sebebin istinaf dilekçesinde ileri sürülüp sürülmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. Ne var ki, kamu düzenine aykırı olmayan istinaf sebeplerinin istinaf dilekçesinde mutlaka gösterilmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırı olmayan bir istinaf sebebi istinaf dilekçesinde gösterilmemiş ise Bölge Adliye Mahkemesince kendiliğinden dikkate alınamaz.

2. Dosyanın tetkikinden; İlk Derece Mahkemesince dilekçelerinde tanık deliline dayanmamış olan davacı erkeğin bildirdiği tanıkların dinlendiği, davalı kadının yargılama sırasında erkeğin tanıklarının dinlenmesine itiraz etmediği ve İlk Derece Mahkemesinin 07.05.2019 tarihli ve 2017/184 E., 2019/383 K. sayılı kararı ile tanık beyanları esas alınarak, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma kararı verildiği, davalı kadının işbu karara karşı yaptığı istinaf başvurusunda açık olarak "erkeğin tanık deliline dayanmamış olması" yönünden bir istinaf gerekçesine yer vermemiş olduğu, buna rağmen Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin tanıklarının dinlenmesinin ve hükme esas alınmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve davacı erkeğin dosya temyiz incelemesi aşamasında iken ölmesi üzerine Dairenin bozma kararı sonrasında verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında aynı gerekçe ile sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek kusurunun bulunmadığının tespitine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı erkek vekili Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararı öncesi verdiği "davanın reddi" kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunda ve davacı erkek mirasçısı vekili de bozma kararı sonrası verdiği "sağ kalan kadın eşin kusurunun bulunmadığının tespiti" kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunda kadının yargılama sırasında tanıkların dinlenmesine itiraz etmemesine ve istinafında erkeğin tanıklarının dinlenmesinin hatalı olduğu yönünde bir gerekçeye yer vermemesine rağmen, bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince kendiliğinden dikkate alınmasına itiraz etmiştir.

3.Taraflar arasında görülen boşanma davasında erkeğin delil olarak dayanmadığı tanıklarının dinlenerek hükme esas alınmasında kamu düzenine aykırılıktan söz edilemeyeceği açık olup; kadın tarafından erkeğin tanıklarının dinlenmesinin hatalı olduğu yönünde bir istinaf başvurusunda da bulunulmamış olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılarak, erkeğin tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmak suretiyle, dinlenen tanık beyanlarına göre eşinin hastalığı sürecinde onunla ilgilenmeyen sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur tespitine ilişkin verilen karar yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.