"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/506 E., 2023/1316 K.
DAVA TARİHİ : 01.03.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/148 E., 2021/926 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında farklı şehirlerden olmaları nedeniyle çıkan kültür farklılıklarının da sık sık tartışmalara neden olduğunu, kadını Ardahan'daki köyüne ve İzmir'deki akrabalarının yanına zorla götürdüğünü; ancak kendi ailesinin yanına Hatay'a göndermediğini, gidersen orda kalırsın, bir daha dönemezsin, bu evde yerin olmaz, dışarı çıkmak istediğinde önce benden izin alacaksın, ben izin verirsem gidersin, vermezsem gidemezsin, alış veriş yapmak istediğinde ben uygun görürsem alırım, uygun görmezsem almam türü söylemlerle psikolojik baskı uyguladığını; kadının hakaretlere maruz bırakıldığını, evde bir eşten ziyade hizmetçi muamelesi gördüğünü, takdir edilmek bir yana sen ne işe yararsın, sen ne anlarsın, acizsin şeklinde gururunu incitecek söylem ve tavırların evlilik birliğinin devamını zorlaştırdığını, erkeğin kadına karşı zina suçlamasıyla boşanma davası açtığını ancak Mahkemece reddedildiğini, tarafların 4 yıldır ayrı yaşadıklarını, erkeğin evlilik birliğinin sona ermesinde tamamen kusurlu olduğunu beyanla, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılından bu yana ayrı yaşadıklarını, kadının erkeği birden fazla erkekle aldatması, aile ile ilgilenmemesi ve gayri ahlâki davranışlarda ısrar etmesi, aile birliğine zarar vermesi nedeni ile ortak çocukların da davalı-karşı davacı babaları ile yaşamayı seçtiklerini, tarafların ortak çocuğu Tuana'nın komşuların konuşmasından öğrendiğine göre davacı-karşı davalının sevgilisini, dostunu aile konutuna dahi getirerek birlikte olduğunu; yine ortak çocukların mesajlaşma kayıtlarını da gördüklerini, bu duruma tepki gösterdiklerini; ancak davacı-karşı davalı kadının bu davranışını sürdürmeye devam edeceği anlaşılınca Mayıs 2017 de bu durumu babaları ile paylaştıklarını, ortak çocukların daha önce retle sonuçlanan boşanma davasının yargılaması sırasında da tanıklık yaparak bu durumu somutlaştırdıklarını, kadının davasının reddini, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aksi halde 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca boşanmalarına olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 80.000,00 TL maddî, 125.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı kadının geçimsizliğin meydana gelmesinde evliyken başka erkeklerle sevgili gibi mesajlaşmalar ve konuşmalar yaparak güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu, bu haliyle tam kusurlu bulunduğu, tam kusurlu eşin de boşanma davası açamayacağı gerekçesiyle, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının reddine; davalı-karşı davacı erkek tarafından her ne kadar 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesindeki zina nedenine dayalı boşanma talep edilmiş ise de, zina nedenine dayalı boşanma kararı verilebilmesi için davalının evlilik sürerken eşi dışındaki karşı cinsten biriyle cinsel ilişkiye girdiğinin inandırıcı delillerle kesin olarak kanıtlanmasının gerektiği; her ne kadar tanık olarak dinlenen tarafların ortak kızları tarafından davacı-karşı davalı kadının telefon görüşme ve mesaj kayıtlarında başka erkeklerle evli bir kadına yakışmayacak şekilde görüşmeler yaptığı beyan edilmiş ise de, kadının bu eylemlerini cinsel ilişki boyutuna taşıdığının anlaşılamadığı; ayrıca erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesinden kaynaklı pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanma talebi yönünden yapılan değerlendirmede, davacı-karşı davalı kadının, erkeğe karşı yasada belirtilen hayatına kastetmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması eylemlerinin olmadığı; ayrıca tarafların 2017 yılından bu yana ayrı yaşadıkları, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine göre boşanma kararı verilebilmesi için davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkının düşeceği belirtilmiş olup, davalı-karşı davacı erkeğin gerek daha önce açtığı ve retle sonuçlanan Antalya 2.Aile Mahkemesinin 2017/466 esas-2018/1103 karar sayılı dosyasında bu talebinin bulunmadığı, gerekse daha sonra bu nedenlere dayalı bir boşanma davasının açılmadığının anlaşılması üzerine, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanma davasının da reddine; davacı-karşı davalı kadının evli oldukları süreçte başka erkeklerle aşk içerikli mesajlaşma ve konuşmalar yapması ile güven sarsıcı eylemlerde bulunması neticesinde taraflardan devamı beklenemeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve geçimsizliğin meydana gelmesinde davacı-karşı davalı kadının tam kusurlu eş olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalının boşanma isteminin reddine, davalı-karşı davacının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma isteminin kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, erkek yararına 12.000,00 'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı -karşı davalı kadın vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili hükmün; 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddelerine dayalı açtığı davaların reddi ile hükmedilen tazminatların miktarı, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi yönlerin istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek her iki dava ve fer'îleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek 4721 sayılı Kanun'un 161 nci ve 162 nci maddelerine dayalı davalarının reddi, tazminatların miktarı ile reddedilen nafaka talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin bulunup bulunmadığı, geçimsizliğin olması halinde kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının reddi ile erkeğin evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, erkeğin zina nedenli davası ile pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış nedenli davalarının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü ve 297 nci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci, 162 nci, 166 ncı, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.