Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5691 E. 2024/2247 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldıysa kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin evlilik birliğine uygulanması gereken sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları, şiddet, hakaret ve tehdit içeren eylemleri, ayrıca uyuşturucu kullanımı ve cezai yaptırımlara konu fiilleri nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığı ve davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gözetilerek, boşanmaya, velayetin anneye verilmesine, çocuklar yararına nafaka ve kadın yararına maddi-manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunarak, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/136 E., 2023/1261 K.

VASİ : ...

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Buldan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/228 E., 2021/357 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkek hakkında birçok suçtan ceza davasının bulunduğu, kesinleşmiş suçları nedeniyle bir süre kaçak yaşadığı, şuanda hükümlü olduğu, davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret, tehdit ettiği, davalı erkeğin gayrı meşru yaşam tarzının olduğu, pavyon yaşantısını olduğu bu nedenle birlik görevlerini yerine getirmediği, davalının bir başka kadından çocuğunun olduğu, bu çocuğu, davacı kadının üst katında oturan davalının kök ailesinin evine getirdiği, davacı kadının bu çocuğun geleceğini duyması üzerine ortak konutu terk ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklardan ... lehine aylık 1.000,00 TL ... lehine aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına ve 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı hakkındaki ceza dosyalarının kesinleşmemiş olduğunu ve 2015-2016 gibi eski tarihlere ait olduğunu bu nedenle ceza dosyalarının boşanma davasında gerekçe gösterilemeyeceğini, davacının iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin fiziksel şiddet uygulamadığını, hakaret ve tehdit etmediğini, davalı erkeğin ... isimli çocuğundan davacı kadının daha doğmadan haberinin olduğunu bu nedenle boşanma davasında gerekçe gösterilemeyeceğini, erkeğin birlik görevlerini yerine getirdiğini, davacı kadının talep ettiği nafaka miktarının ve maddî ve manevî tazminat miktarının fahiş olduğunu iddia ederek kadının davasının reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının evlendikten sonra karısını tehdit ettiği, hakaret ettiği, karısına karşı şiddet uyguladığı, hatta ceza dosyalarının olduğu, uyuşturucu kullandığı şu an ceza evinde olduğu, davalının ayrıca başka kadından çocuğu olduğu, evine eşine çocuklarına bakmadığı, gece hayatı olduğu ve ortak konuta davalının işlediği suçlardan dolayı sürekli olarak kolluğun arama yaptığı, davalının başka kadından çocuğu olduğu ve davalının sadakatsizliğinin sabit olduğu, davalı erkeğin koruyup gözetmek, birliğin mutluluğu için özen ve sadakat göstermek zorunda olduğu davacı eşine karşı bu yükümlülüklerini yerine getirmek bir yana şiddet uygulayarak kötü muamelede bulunduğu, davalının uyuşturucu, sahte para, sahte altın işlerine karıştığı, bir kez bu işleri yaptığı kişilerce kaçırıldığı, ceza davalarının olduğu, birçok kesinleşmiş dosyası olduğu ceza evinde olduğu, evine bakmadığı, evine sürekli arama geldiği, kaçak olduğu, davacı kadının evliliğini koruma saikiyle sabır gösterip idareci davranmasına rağmen sadakatsizliklerini devam ettirdiği, ceza evinden çıkamadığı, evi ve çocukları ve eşi ile ilgilenmediği evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı kocanın tam kusurlu olduğu, davacı kadına yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 170 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'ileri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere, delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine ve özellikle ortak çocuklardan ...'ın karardan sonra 28.01.2023 tarihinde reşit olup, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakanın bu tarih itibariyle kendiliğinden ortadan kalkacağının anlaşılmasına göre istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı kadının davalının başka kadından olan çocuğundan çok önceden haberdar olduğu, ceza dosyalarının hükme esas alınamayacağı, erkeğin kusurunun bulunmadığını, davanın reddi gerektiği, nafaka, maddî ve manevî tazminat miktarının yüksek olduğu, davalı erkek ile ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin yetersiz olduğunu beyanla; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının ve davalı ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin isabetli olup olmadığı, çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanunun 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 nci, 330 uncu, 323 üncü 331 inci, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...