"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2802 E., 2023/1027 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hadim Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/172 E., 2022/507 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının umursamaz ve vurdumduymaz tavırlar sergilemesine, birlik görevlerini yapmamasına, kadının ağız kokusu probleminin giderilmesi için hastaneye gitmemesine, bu konuda erkeğe yalan söylemesine, erkeğe sevgi ve saygı göstermemesine, kişisel bakımına ve giyimine dikkat etmemesine, sürekli yalan söylemesine bu cümleden olmak üzere kadına açılan kuaför dükkanının kirasının ödenmesi için erkek tarafından para verilmesine rağmen kadının kirayı ödememesine bu durumun sonradan ortaya çıkmasına, ayrıca esnaflara borç yapıp yaptığı borcu ödememesine, esnafın alacağını erkekten istemesine, evde tertip düzen ve temizlik olmamasına, erkeği sevmediğini söyleyip yatağını ayırmasına, evden ayrılmak isteğini dile getiren kadını babaannesine bırakan erkeğin kadının babası tarafından tehdit edilmesine vakıa olarak dayanıp tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 bin TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde; isnat edilen kusurları kabul etmediklerini, kadını para kazanması için kuaför dükkanı açmaya zorlamasına, erkeğin kadını komşuları ile konuşmaması, eve arkadaşlarının gelmemesi konusunda sınırlandırmasına, yaşanan her olayda ailesinin yanında tavır almasına, annesinin erkeği kadına karşı kışkırtmasına, annesinin kışkırtması ile erkeğin kadına bardak fırlatmasına hakaret etmesine, erkeğin anasının sürekli evliliğe müdahale etmesine, güven sarsıcı davranışına, nişanlı bir kadını rahatsız etmesine, kadından günlük dükkan kazancını isteyen erkeğin o gün iş olmadığından para olmadığını söyleyen kadını babaannesinin evine bırakmasına vakıa olarak dayanıp tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların Konya Şehir Hastanesine sevki sağlanarak her iki tarafın da cinsel birlikteliğine engel psikolojik ve fizyolojik olarak engel bir durumun varlığına ilişkin rapor alınmış her iki tarafın da cisel birlikteliğe engel bir rahatsızlığının olmadığı alınan raporda anlaşıldığı, cinsel birlikteliğe ilişkin iddiaların ispatlanamadığı, kaıdnın ağız kokusu olduğuna dair iddiaları noktasında alınan Konya Şehir Hastanesi sağlık kurulu raporunda ağız kokusu yönünden rahatsızlığı bulunmadığı yönünden cevap verildiği, tanık beyanları ve diğer delillerden kadının erkeğe yalan söylediği dükkanın kirasını ödemesi için verilen paralar ile kirayı ödemediği, bu husus erkek vekilinin sunmuş olduğu ekran görüntülerinden de kadının tarafından para kullanımı hata yaptığını kabul etmekte olduğu görülerek bu noktada kadına kusur izafe edildiği, verilen koruma kararında erkeğin kadını babaannesinin evine bırakarak evi terke zorlamış olduğu yaşanan bu hadiseye ilişkin koruma kararı verildiği göz önüne alınarak erkeğe kusur izafe edildiği, tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının aylık geliri 750,00 TL olarak tespit edilmiş ise de bu tespitin, adı geçenin bayan kuaförü olarak çalıştığı göz önüne bulundurulduğunda hayatın olağan akışına aykırı olup gerçeği yansıtmadığı gerekçeleriyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesini, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddini, asıl davanın kabulü yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen kusurun hatalı olduğu, erkeğin, kadını babaannesinin evine bıraktığına ilişkin dosyaya yansımış delil bulunmadığı, tanıklar .. ve ...'ın beyanlarının kadından duyuma dayalı olup hükme esas alınamayacağı, bu nedenle mezkur kusurun erkekten çıkarılmasının gerektiği, erkeğin ek kusurunun ispat edilemediği, kadına yüklenen kusurların gerçekleştiği, kadının gerçekleşen kusurunun yanında evin temizliğine dikkat etmemek suretiyle birlik görevlerini yapmama ve erkekle aynı yatakta yatmama kusurlarını da işlediği, kadının erkeğin ek kusurunu ispat edemediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin kusursuz, kadının tam kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, bu nedenle tam kusurlu kadının birleşen davasının kabulünün hatalı olduğu, kusursuz bulunan, boşanma nedeni ile yeni bir düzen kurmak zorunda kalan erkek lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi, kadını kabul edilen davası ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadının davasının reddine, erkek için 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının tüm istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin tanık beyanlarına itibar edilirken kendi tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesini anlayamadıklarını, iddialarını ispatladıklarını ileri sürerek kusur belirlemesi erkeğin davasının kabulü, reddedilen talepleri ve erkek için hükmedilen tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.