Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5733 E. 2024/3978 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, buna bağlı olarak maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olarak değerlendirilmesinin ve bu değerlendirmeye dayalı olarak erkeğin tazminat taleplerinin reddine ve kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu gözetilerek, Yargıtay kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/793 E., 2023/831 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yahyalı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/10 E., 2022/339 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı - karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; .... isimli şahıstan halı aldıklarını, müvekkilinin evine halı yaptırdığı o dönemde kadının, halıcı ... isimli şahısa kendi telefon numarasını verdiğini ve bu şahıstan kontör istediğini, kadının ise sorduğunda kaçamak cevaplar vererek inkar ettiğini, müvekkilinden habersiz bir iç çamaşır firmasının satış acenteciliğini yapmak için bir takım işler yaptığını, tarafların 3. çocukları olduktan sonra kadının çocuklar ile yatmaya başladığını, müvekkilinden iyice uzaklaştığını, artık müvekkilini bir eş olarak görmediğini, sevgi, ilgi ve alakası kalmadığını, müvekkilinin bir eş olarak evin ve kadının bütün ihtiyaçlarını giderdiğini, kadının açıkça sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ederek müvekkilini aldattığını, tarafların evliliğinin kadının kusurlu hareketleri ve özellikle birden fazla kez sadakatsiz hakeretleri, müvekkilini aldatması sebebiyle temelinden sarsıldığını, ortak hayatı çekilmez hal aldığını, bu nedenle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin hiçbir şekilde ismi geçen kişiyi tanımadığını, müvekkilinin evlilik birliği içerisinde aldatıldığını, erkeğin kötü yaşam tarzı sergilediğini, alkol bağımlılığı sebebiyle aile içerisinde şiddet ve madde kullanımının oluşturduğu hane içi huzursuzluklar olduğunu, bu nedenlerle erkeğin boşanma davasının reddini ve karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 400.000,00 TL maddî ve 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin alkol ve pavyon alışkanlığının olduğu, pavyona gittiğinde gece geç saatlere kadar kaldığı, davalı karşı davacı kadını darp ettiği, her ne kadar kadın fiili livata iddiasında bulunmuş ise de; Yahyalı CBS'nin 2021/2 soruşturma ve 2021/620 Karar sayılı kararı ile erkek hakkında kadına yönelik nitelikli cinsel saldırı suçundan kyok kararı verildiği, fiili livatayı kabule ilişkin dosya kapsamında yeterli delil bulunmadığı, kadının ortak çocukların beyanları ile de sabit olduğu üzere evde yemek-kahvaltı hazırlamadığı, temizlik yapmadığı, ev ile ve çocukların bakımı ile ilgilenmediği, çocukların okula zaman zaman aç gittikleri, çocuklara zorla temizlik yaptırdığı ve onları dövdüğü, ayrıca yoğun sadakatsiz davranışlarının bulunduğu, telefonuna şifre koyduğu ve evlilik dışı birden fazla erkekle çok sık mesajlaşmalarının olduğu, dosya arasında mevcut kadına ait görüşme ve telefon kayıtlarında gece geç saatlere kadar evlilik dışı ... isimli kişiye ait telefon ile arama kayıtlarının bulunduğu, erkek tanığı olan ortak çocukların beyanlarında annelerinin babaannelerine "ben oğlunuzu değil ..'i seviyorum" şeklinde bağırdığını belirtmeleri karşısında; yaşanan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile aralarında kişisel ilişki tesisine, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin çocuklar lehine iştirak nafakası talebinin reddine, erkek lehine herhangi bir yoksulluk nafakası talebinin bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, erkek lehine 20.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, kabul edilen asıl boşanma, reddedilen boşanma davası, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının evde yemek-kahvaltı hazırlamadığı, temizlik yapmadığı, ev ile ve çocukların bakımı ile ilgilenmediği, çocukların okula zaman zaman aç gittikleri, çocuklara zorla temizlik yaptırdığı ve onları dövdüğü, ayrıca yoğun sadakatsiz davranışlarının bulunduğu, telefonuna şifre koyduğu ve başka bir erkekle çok sık mesajlaşmalarının olduğu, dosya arasında mevcut kadına ait görüşme ve telefon kayıtlarında gece geç saatlere kadar başka bir kişiye ait telefon ile arama kayıtlarının bulunduğu, erkek tanıkları olan ortak çocukların beyanlarında annelerinin babaannelerine "ben oğlunuzu değil o başka bir kişiyi seviyorum" şeklinde bağırdığı, erkeğin ise pavyon alışkanlığı olduğu, gece geç saatlerde eve geldiği, kadını darp ettiği, ters ilişkiye girdiği, belirlenen kusurlu vakıalar neticesinde tarafların eşit kusurlu olduğu, erkeğin boşanma davasının kabulü yerinde ise de kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken red kararı verilmesinin isabetsiz olduğu, velâyete ilişkin sosyal inceleme raporu alındığı, alınan raporda ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesinin çocukların yararına olacağının belirtildiği, ortak çocukların duruşmadaki beyanları da gözönüne alındığında Mahkemece yapılan velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, davasının reddi, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, erkek için hükmedilen tazminatlar yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; tam kusurlu kadının davasının kabulünün yerinde olmadığını, erkeğe yüklenen işbu kusurların tamamen hatalı değerlendirme sonucu olup müvekkilin bu kusurlu davranışları işlemediği tanıklar beyanları ve tarafların ortak çocuklarının beyanları ile açıkça ispatlandığını, kaldı ki Yerel Mahkemece yapılan yargılamada da kadın işbu hususlara ilişkin herhangi bir somut delil sunmadığı,kadının bu iddiaları tanıkları tarafından bile Mahkeme de beyan edilmemiş iken soyut beyanları dikkate alarak müvekkile kusur atfedilmesinin yanlış olduğunu, erkeğin kadına fiili livatada bulunduğu yönündeki değerlendirmenin tamamen hatalı olduğunu, şikayet üzere yürütülen soruşturma kararı ile nitelikli cinsel saldırı suçundan takipsizlik kararı verildiğini, iddialarının iftira olduğunun açık olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, nafakalar ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafaka ve erkeğin reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduklarından bahisle karşılıklı davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkek yararına maddî ve manevî tazminata, kadın yararına tedbir nafakasına, kadının tazminat taleplerinin ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlara göre, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

3.Boşanmaya sebep olan olaylarda yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere kadın ağır kusurludur. Boşanmakla erkeğin mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği, en azından eşinin desteğinden mahrum kalacağı anlaşılmaktadır. Kadının gerçekleşen kusurlu davranışları aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Somut olayda erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkra koşulları oluşmuştur. O halde erkek yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

4.Ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez. Kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşulları gerçekleşmemiştir. O halde kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2), (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönlerinden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.