Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5734 E. 2024/4337 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu ve fer'i nitelikteki taleplerin hüküm altına alınıp alınmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, toplanan deliller ve tanık beyanları ışığında, erkeğin eşine ekonomik şiddet uyguladığı, evi terke zorladığı ve boşanma kararını paylaşmadığı gibi ağır kusurlu davranışlarının evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebep olduğu kanaatine vararak, erkeğin davasının kabulüne, kadına yoksulluk ve tedbir nafakası ile maddi tazminat ödenmesine karar veren istinaf kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/533 E., 2023/568 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Vakfıkebir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/759 E., 2022/755 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile; kadının eşine hakaret ettiğini, arkadaşlarına ve komşularının yanında küçük düşürdüğünü, evden istediği saatte çıkıp istediği saatte eve geldiğini, eve geç geldiğini, bu sebeple tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili karşı dava dilekçesi ile;erkeğin evi terke zorladığını, uzun süredir birlikte uyumadıklarını, küfür, onur kırıcı muamelesinin bulunduğunu,kötü beyanlarda bulunduğunu, baskıcı bir yapısının olduğunu, ısınmak ve yemek yemek için komşuya gittiğini, para vermediğini, parayı ne yapacaksın ev mi geçindireceksin şeklinde beyanlarda bulunduğunu, müvekkilinin komşularından aldığı kıyafetleri giydiğini beyanla tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 15.000,00 TL manevî, 81.000,00 TL maddî, 1.500,00 TL tedbir nafakası ve 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 16.02.2022 tarihli, 2020/637 Esas, 2022/55 Karar sayılı kararı ile; davalı karşı davacı kadının davacı karşı davalıya karşı kişilik haklarına saldırı teşkil edecek söylemlerde bulunduğu davalı karşı davacı kadının kusurlu olduğu, davacı karşı davalının, davacı karşı davalı kadına ekonomik şiddette bulunduğu, boşanma davası açıldıktan sonra dahi birlikte yaşamalarına, davanın açıldığının öğrenildiği gün dahi birlikte çalışmaya gitmelerine rağmen boşanma davasından haberdar edilmemesi, davacı adamın yatağını kendi isteği ile ayırması, evin içerisinde konuşmayıp, evde davalı kadın tarafından yapılan yemeği yenilmemesi, yemeklerin ayrı yenilmesi, kendisi ile aynı evde yaşamalarına karşın sohbet edilmemesi gibi sebeplerle davalı kadını evi terke zorlayarak onur kırıcı davranışta bulunduğu kusurlu olduğu evlilik birliğinin temelden sarsılmasına davacı karşı davalı erkeğin ağır kusurlu davranışlarının sebebiyet verdiği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına 600,00 TL tedbir ve 750,00 TL yoksulluk,30.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş , hüküm erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kendi davasının reddi ve kusur belirlemesi, kadın vekili tarafından yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2022 tarihli, 2022/1262 Esas, 2022/1225 Karar sayılı kararı ile; kusur yönünden gerekçe hüküm çelişkisi sebebiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının erkeğe karşı kişilik haklarına saldırı teşkil edecek söylemlerde bulunduğu, erkeğin ise kadına ekonomik şiddette bulunduğu, boşanma davası açıldıktan sonra dahi birlikte yaşamalarına, davanın açıldığının öğrenildiği gün dahi birlikte çalışmaya gitmelerine rağmen boşanma davasından haberdar edilmemesi ,erkeğin yatağını kendi isteği ile ayırması, evin içerisinde konuşmayıp, evde kadın tarafından yapılan yemeğin yenilmemesi, yemeklerin ayrı yenilmesi, kendisi ile aynı evde yaşamalarına karşın sohbet edilmemesi gibi sebeplerle kadını evi terke zorlayarak onur kırıcı davranışta bulunduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına kadın yararına 600,00 TL tedbir ve 750,00 TL yoksulluk, 30.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü ve fer'îler yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kaldırma kararına adeta pasif olarak direnme ve kendi içinde çelişkili şekilde kadına da kusur izafe edildiği halde; erkek tam kusurlu bulunmak suretiyle boşanma kararı verilmiş ise de; dinlenen tanıklardan ortak çocuk Ümran'ın annesiyle konuşmadığını ifade etmesi karşısında aralarında husumet olması nedeniyle beyanlarına itibar edilmeyeceği, kadının erkeğe kürekle vurmaya çalışması olayına, bu şekilde tanık olan kimsenin bulunmadığı bu hususun hükme esas alınmamasının yerinde olduğu, bunun dışında erkeğin yatağını ayırdığı sabit ise de, bunun erkeğin rahatsızlığının bulunması ve kişisel bakımına özen göstermeyip bunun da kadın tarafından dile getirilmesi nedeniyle ve tarafların küs olmalarının da etkisiyle olması karşısında; bu hususun iki tarafa da kusur olarak yüklenemeyeceği, tanık anlatımlarından erkeğin eşine ekonomik şiddet uyguladığının, eşini istemediği ve boşanmak istediği için, evin içinde onu umursamaz tavırlar sergilediğinin, boşanma kararını onunla paylaşmadığının bu şekilde ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığı, kadının da eşinin mali durumunu ve evdeki koşulları beğenmediği için söylendiği, eşini umursamaz tavırlar sergilediği için az kusurlu olduğu anlaşılmakla, mahkemece hatalı kusur belirlemesi yapılarak erkeğin tam kusurlu kabul edilip davasının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu, tarafların kusur dereceleri ve evlilik süreleri nazara alındığında hakkaniyete uygun olduğu, zaten manevî tazminatın talep miktarınca hükmedildiği, taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmasının yerinde olduğu ancak kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğu, erkeğin sosyal ve ekonomik durumu emekli oluşu, edindiği mal varlığı gözetildiğinde kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının yetersiz olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine, erkeğin davasının reddine ilişkin hüküm ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, erkeğin davasının kabulüne, kadın yönünden boşanma hükmü kurulduğundan bu doğrultuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî tazminatın kadına ödenmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, maddî tazminatın miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.