Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5737 E. 2024/3975 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarının azlığı nedeniyle yapılan temyiz başvurusu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen haklar gözetilerek, hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle temyiz başvurusu kabul edilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/791 E., 2023/392 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/136 E., 2021/400 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 1979 yılında evlendiklerini, bu evlilikten ortak 6 çocukları olduğunu, evlendikten sonra davalının ailesi ile birlikte yaşamaya başladığını, evliliğin ilk zamanından itibarenerkeğin kendisine kötü davranmaya başladığını, psikolojik ve ekonomik baskı yaptığını, evliliğin bir yılından sonra ilk çocuklarının dünyaya geldiğini, o sırada küçük kaynının da evlendiğini, bu evliliği nedeniyle erkeğin kendisine ait olan üç altın bileziğini alarak bu evliliğin masrafları için kullandırıldığını,erkeğin psikolojisi bozuk bir abisinin de evde bulunduğunu, sürekli bu abisinin de hakaretlerine maruz kaldığını, bu abisi için de elindeki yüzükleri satarak ona mont ve bot aldığını, ancak erkeğin abisinin psikolojik sorunları nedeniyle bu aldıklarını da sobadaki kızgın şiş ile deldiğini, bu süreçte erkeğin eve geç geldiğini, müvekkilinin ise bu durumdan rahatsız olduğunu, erkeğin kendisini genel evde bulunan kadınla aldattığını, bu kadınla olan resimlerini gösterdiğini, müvekkilinin ise bu durumu ekonomik durumu olmadığı için sineye çektiğini, sonrasında erkeğin kardeşi ile paylaştığını, sonrasında erkeğin Arabistan'a çalışmaya gittiğini, orada kaldığını uzun süre aramadığını, maddî olarak yardım yapmadığını, çocuklarını kendi başına büyüttüğünü, erkeğin bir süre sonra Türkiye'ye kesin dönüş yaptığını, ancak aralarındaki geçimsizliğinin devam ettiğini, bir süre sonra Almanya'ya gittiğini, orada yine bir başka biriyle birlikte olduğunu o kadından da bir çocuğunun dünyaya geldiği, kısa bir süre sonra müvekkilinin çocukları ile Almanya'ya gittiğini ancak erkeğin burada da şiddet uyguladığını, hatta büyük oğluna kendisinin çocuğu olmadığı şeklinde baskı kurduğu, bu nedenle çocuğun psikolojik tedavi gördüğünü, müvekkile her seferinde kendisini aldattığını söylediğini, bu şekilde psikolojik şiddet gösterdiğini, müvekkilinin ekonomik bağımsızlığı olmadığı için tüm bunları sineye çektiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet eşyasının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde belirttiği iddiaların doğru olmadığını, o zamanın şartlarına göre imkanlar doğrultusunda tarafların müvekkilinin ailesi ile birlikte yaşadıklarını, eşine ve çocuklarına psikolojik ve fiziksel şiddet uygulamadığını, ailenin geçimi için elinden geleni yaptığını, kadının küçük sorunları 41 yıldan sonra büyüterek gündeme getirdiğini, bu kadar yıl boşanma davası açmamış olmasının bu durumun kanıtı olduğunu, müvekkilinin ailesini daha iyi şartlarda bulundurmak için kdaının rızasını da alarak yurt dışına çalışmaya gittiğini, oradan geçimleri için para gönderdiğini, imkanlar doğrultusunda ailesi ile iletişime geçtiğini; sonrasında ailesini de Almanya'ya götürdüğünü, Almanya'da tarafların uzun yıllar birlikte yaşadıklarını, müvekkilinin defalarca evden atıldığını ve çocukları tarafından darp edildiğini, müvekkilinin uzun yıllar çalışması sonucu elde ettiği birikimi kadına vererek Erzurum'da bir ev almasını istediğini, ancak kadının evi kendi adına satın aldığını, evde kadının annesinin ve kardeşinin yaşadığını sonradan öğrendiğini, bu konuda tapu iptali ve tescil davası açtığını ve mahkemenin tapunun 1/2 sini iptal ederek müvekkili lehine tescil kararı verdiğini, dosyanın şu anda Yargıtay'da temyiz aşamasında olduğunu; müvekkilinin Almanya'dan emeklilik haklarından yararlanamadığını, yalnızca Türkiye'deki emeklilik hakkından yararlandığını ve aylık 2.000,00 TL emekli maaşıyla geçinmeye çalıştığını, müvekkilinin dava dilekçesindeki iddiaları hakedecek hiçbir şey yapmadığını, evlilikleri süresince, eşi ve çocukları tarafından sürekli aşağılanıp dışlandığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına ortak çocuk ...'in kendisinden olmadığını iddia ederek iftira attığı, bu sebeple kadına şiddet uyguladığı, ortak çocuğu evden attığı, erkeğin Almanya'da gayrimeşru çocuk sahibi olduğu, tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları; kadının erkeğe ait evin tapu devrini kendi üzerine yaptırdığı ve tarafların bu sebeple tartıştığı, hatta aralarında halen Yargıtay aşamasında bulunan tapu iptali ve tescil davası görüldüğü, tarafların arasında bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, bu geçimsizlikte belirtilen davranışları nedeniyle, erkeğin ağır kusurlu, kadının ise hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'u 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata ve aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, ziynet eşyasının iadesine ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı kadın vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadının yıllar içinde maddî ve manevî olarak ciddi zararlar gördüğünü, müvekkilinin rızası dışında alınan bu ziynetlere ilişkin talebin reddinin de hukuka aykırı olduğunu, nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek ziynet alacağı davasının reddi, nafaka ve tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun tazminatların ve yoksulluk nafakası

yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; hükmedilen maddî- manevî tazminat ve nafaka miktarları oldukça az olduğunu beyanla nafaka ve tazminat miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin sağlık durumunun iyi olmadığını, yaklaşık 2.000,00 TL emekli maaşı aldığını, Almanya Devletinin ise çok cüzi bir miktar yardım parası verdiğini, bu yardım parasını dahi çoğu zaman alamadığını, çünkü hastane giderleri için kesildiğini, erkeğin Almanyada tedavi altında olduğunu, sürekli tedavi görmesi gerektiğini, ekonomik olarak çok zor durumda olduğunu, dolasıyla nafaka veya tazminat ödeyebilecek durumda olmadığını ileri sürerek nafaka ve tazminatları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

b.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.