"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1055 E., 2023/1016 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/711 E., 2023/181 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle;kadının sürekli hakaret ettiği, aşağılayıcı ve küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu,erkeğe ait aracın camlarını kırdığını, tüm eşyalarını ateş atıp yaktığını,erkeğin Kozaklı'da kaldığı evin camlarını kırdığını, çarşı ortasında küfürler ettiğini, erkeğe kendisinin eve gelmesinin gerekli olmadığını, eve geçimlerini sağlayacak parayı göndermesini ve fatura ödemelerini yapmasını söylediğini, sürekli ters tepkiler gördüğünü belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; kadının ortak çocuğun okulu sebebiyle Kayseri'ye yerleştiğini, erkeğin ise Yenifakılı'ya tayinini aldırdığını, erkeğin 3 yıldır kadının yanına gelmediğini, orada başka bir kadınla birlikte yaşadığını bu sebeple davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilecekse 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşadığı ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, eve gelmediği ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediği, kadının ise eşine "seni borçtan kurtarmayacağım" dediği, bu nedenlerle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum yararına korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı ve kabule göre evlilik birliğinin sona ermesinde her ne kadar davalı erkeğin davranışları kadının davranışı karşısında ağır kusura sebebiyet verse de, davalı tarafın aşamalardaki ve duruşmadaki beyanlarında evliliği devam ettirmek istediği, boşanmak istemediğine yönelik açıkladığı iradesi, erkeğin kusurlu davranışlarını affa yönelik değerlendirildiğinden, tespit edilen davranışlar erkeğe kusur olarak yüklenmemiş, kadına yönelik ispat edilen kusurlu davranış nedeniyle evliliğin temelinden sarsılmasında kadının tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne ve tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmasına, aylık 2.000,00 TL tedbir, kadının şartları oluşmayan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davanın kabulü yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin davacı erkeğe yüklediği kusurlu vakıaların sabit olduğu, davalı kadına yüklenen tek vakıaya ise erkeğin kardeşi tarafından yer, zaman ve tarih belirtilmeden genel soyut ifadesi dayanak yapılarak yüklenmiş ise de böyle bir sözün evlilik birliğini temelden sarsması da mümkün olmadığı, zira kadının böyle bir söz söylemesi tek başına yeterli olmayıp borçlanması için erkeğin iradesinin de gerekmesi nedeniyle bu söz ile erkek eş bakımından evliliği temelden sarstığını kabul etmek mümkün bulunmadığı bu nedenle kadına bu vakıanın yüklenmesi mümkün bulunmadığından kadının kusursuz olduğu belirlendiği,İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının çeşitli aşamalarında boşanmak istemediğini söylemenin af olarak kabul edilmesi ve erkeğe kusur olarak yüklenmemesi hatalı bir yorum olup, bu vakıaları kadının affetmesi dosya kapsamına göre söz konusu olmadığı, kadının bu kusurlu eylemleri açıkça affettiğini beyan etmesi yada hoşgörü ile karşıladığını açıklaması yada davranışları ile göstermesi gerektiği, tam tersine kadının sadakatsizliği kabul etmediği, kadının bu sürecin geçici olduğunu, erkeğin hatasını anlayacağını, kadını bırakıp dönerse evliliği devam ettirmek istediğini açıklaması erkek eş tarafından kabul edilmemiş ve eve dönülmemiş olduğu, bu yüzden kadının aşamalardaki beyanı af yada hoşgörü ile karşılama sayılamayacağı, bu nedenle davacı erkeğin; başka bir kadınla birlikte yaşadığı ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, eve gelmediği ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediği, bu davranışları ile erkeğin evliliğin bu duruma gelmesinde tam kusurlu olduğu, kimse kendi kusuruna dayalı olarak hukukun koruduğu anlamda bir hak elde edemeyeceği, tam kusurlu eş tarafından açılan boşanma davasının reddi gerekirken hatalı kusur tespiti yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, açılan boşanma davasının kadının kusurlu davranışının ispat edilememesi, davacının tam kusurlu olması nedeniyle reddine, kadın lehine Kayseri 9. Aile Mahkemesi'nin 2021/571 esas sayılı dosyası ile tedbir nafakasına hükmedilmiş olması nedeniyle bu dosyada davalı lehine tedbir nafakası hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili; davanın reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.