Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5813 E. 2024/2329 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkeğin, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan kusurlu davranışlarda bulunup bulunmadığına ve boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, eşine ve çocuklarına kötü muamelede bulunduğu, evlilik birliğine ilişkin sorumluluklarını yerine getirmediği ve bu durumun evlilik birliğini temelinden sarstığı gözetilerek, davalı erkeğin kusurlu olduğu ve boşanma kararının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/929 E., 2023/721 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/429 E., 2022/124 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde; davalının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, sorumsuz olduğunu, kendisine ve ortak çocuklarına ağza alınmayacak ve rencide edici sözler söylediğini, psikolojik ve sözel şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili ise 30.12.2021 tarihli dilekçesi ile ortak konutun müvekkili ve ortak çocuklara özgülenmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının eşine ve çocuklarına küfür ve hakaret ettiği, davacı eşine "Sen delisin, seni akıl hastanesine yatırmaları lazım" şeklinde söz söylediği, kazancını kendisine harcadığı, eşi ve çocukları ile paylaşmadığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, tarafların aynı ev içerisinde iki yabancı gibi yaşadıklarının anlaşıldığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin olduğu ve mevcut şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın mümkün bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk 30.06.2004 doğumlu ... ile 05.12.2012 doğumlu...'un velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar lehine ayrı ayrı 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacının lehine açık beyanı dikkate alınarak tedbir nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına, davacının ortak konutun kendisine özgülenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanma hükmü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesine süresinde cevap dilekçesi vermeyerek delillerini bildirmeyen davalı tarafın istinaf aşamasında bildirdiği beyanlar nedeniyle davacıya kusur yüklenemeyeceği, dosya kapsamındaki delil durumuna göre, Mahkemece davalı aleyhine kabul edilen kusurlu davranışların sübuta erdiği, boşanmada tam kusurlu tarafın davalı olduğu kabul edilerek açılan davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve düzenlenen sosyal inceleme raporlarına göre, velâyetin anneye verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, paranın satın alma ve davalının ödeme gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının makul olduğu, karar sonrası çocuk ...'nin reşit olduğu ve hükmedilen tedbir nafakasının sona erdiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanma hükmü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...